Arama

  • Anasayfa
  • Galeri
  • İslam
  • Prof. Dr. Mehmet Emin Ay'ın Edebali Cami sohbeti: Kur'an'ın lezzetini aldığınız zaman bırakamazsınız

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay'ın Edebali Cami sohbeti: Kur'an'ın lezzetini aldığınız zaman bırakamazsınız

Efendimiz'in (SAV) her biri inci değerinde olan sözleri olan hadis-i şerifler Müslümanlar için yol gösterici birer kandil hükmündedir. Bu minvalde hadis meclislerine, sohbetlerine katılmak ve bu ortamın devamını sağlamak önemli bir sosyal sorumluluğu temsil eder. Fikriyat yazarı Prof. Dr. Mehmet Ay, hadis-i şerif sohbetlerine 2007 yılından bu yana Bursa Edebali Camii'nde devam ediyor. Her sene kasım ve mayıs ayları arasında yapılan "Hadis Sohbetleri" pazar günleri sabah namazından sonra gerçekleşir.

  • 11
  • 15

Oradan aktarıyorum size, güzel bir yaşanmış hadise. Bir yarışma düzenliyorlar. Mutluluğun ve huzurun resmini çizin diye ressamlara bir yarışma açıyorlar. İki resim finale kalıyor. Bunlardan birisi çok güzel berrak bir gökyüzünün, yeryüzün bir göle durgun çarşaf gibi bir görüntüyle tamamen bulutların yansıdığı, yanı başındaki dağın, ormanın, ağaçlarının böyle göle yansımasının suya düştüğü çok güzel bir bahar resmi gibi. Herkesin dikkatini çekiyor ve birinci olmayı, onun sahipleri de başkaları da uymuyorlar. Efendim ikinci resim finale kalan, yine bulutlarla kaplı bir gökyüzü, yağmur yağıyor, yanı başında uzaktan dökülen bir şelale. Şelalenin nehir olup aktığı bu nehrin ortasında bir kaya parçası, üzerinde de bir kuş efendim yuvası. Dişi bir kuş ile yavrularının bir mutluluk resmi onlara yönelik bir detay var. Küçücük yuvalarında etrafında gürül gürül akan o nehrin ortasındaki kayanın bir kovuğunda ve yağmurun yağdığı bir ortamda böyle bir resim. Buna pek bir ihtimal vermiyorlar ama gel gelelim bu hususta mütahassıs kişilerden oluşan jüri bu ikinci resmi birincilikle efendim ödüllendiriliyor.

  • 12
  • 15

İtirazlara da şu şekilde cevap veriyorlar: Şu birinci resim olarak düşündüğünüz baharın en güzel şekilde yansıtıldığı bu resim, evet çok güzel bir tablo ama onun belki de birkaç saatlik bir görüntü olarak ömrü var. Yani güneşin o anda ki verdiği o ışık ile yansıyan bu sudaki manzara, akşam olunca bitebilir.

Mevsim bahardan yaza, yazdan sonbahara, kışa döndüğü zaman da bulamayabilirsiniz.

Vakitlidir, muvakkattir, geçicidir. Ancak bu kulun yavrularıyla beraber buradaki durumu, yağmur yağsa da güneş açsa da etrafından geçen o suyun akışı onları hiç rahatsız etmemekte, onlar bu yuvalarında mutlu olabilmektedir.

Çünkü hayat, öyle her zaman kolaylıklar ile geçebilecek bir hayat değildir. Bu kuş yavrularıyla beraber huzurun ve mutluluğun resminin en önemli parçasıdır. Bunun için birinci seçtik, diyorlar.

Meselenin künhüne vakıf olduğumuza, bize verilmek istenen mesaja, ulaştığımıza ben inanıyorum. Bu ayeti kerimeler ilk ayeti kerimede, ilk rekâtta okuduğumuz o ayeti kerimelerin sizlere bu şekilde manasını aktarmış oldum. İkinci ayeti kerime, ikinci rekâtta okuduğumuz ikinci Kur'an-ı Kerim ayetleri onlar da Bakara Suresi'nin 124. ayetleriydi aziz müminler. Peygamber-i Zişan Aleyhissalâtü Vesselâm Efendimizin "ceddim" diye "babam" babam diye nitelendirdiği Hz. İbrahim (AS) ki na "ebu'l enbiya" denilir.

  • 13
  • 15

Çünkü peygamberlerin babasıdır. Hz. İsmail'in (AS), Hz. İshak'ın (AS), Hz. Yakup'un (AS), Hz. Yusuf'un (AS) ondan intikal eden Hz. Musa'ya (AS) onların soylarının, Hz. İsa'nın (AS) ve en son peygamber Hz. Muhammed (SAV) Efendimizin ceddi, Adnan isimli zatın o yoldan Hz. İsmail'e (AS) ulaşan soyuyla Resulullah Efendimizin (SAV) de ceddidir. O sebeple Hz. İbrahim'e (AS), Ebu'l Enbiya denilir. Bir hadisi şerifinde de Rasulullah (SAV) Efendimiz, "ena davetü ebi ve büşra ehi, ve ru'ya ümmi" diye, bize ifade buyurduğu üzere "ben babamın duası, İbrahim'in (AS) duası, kardeşim İsa'nın (AS) müjdesiyim, annemin rüyasının tecellisiyim" diye buyurur. Yine orada da Hz. İbrahim'i (AS) kasteder. Hz. İbrahim (AS) nasıl bir dua etmişse o sebep ile "ben babamın duasının tecellisiyim" buyuruyor. Şimdi ona bakacağız, konumuzla da ilgili olan ayetleri size okuduk. Onu ifade edip sohbetimizi tamamlayacağız. Aziz müminler, Mevla'mız bu 124. ayeti kerime de şöyle buyuruyor:

"Ve izibtela ibrahime rabbuhu bi kelimatin fe etemmehun"

  • 14
  • 15

Rabbi, İbrahim'i (AS) birtakım hususlarda sınadı. Bunların hepsini başarıyla geçti. Bu dünya hayatının sıkıntılarına muhatap olan bir peygamberden bahsediyoruz.

Öyle ufak tefek sıkıntılar değil. Babası onu reddetti efendim, toplumu onu istemedi, ateşe attılar. Sonra efendim kovdular. Her neyse bunlara katlanılabilir şeyler olarak bakılabilir. Ama ciğerparesi Hz. İsmail'i (AS) Mevlamız Teâla onunla imtihan etti Hz. İbrahim'i (AS) onu da biiznillah. O halde canıyla malıyla ve cananıyla imtihan olunan bir peygamberdir ve hepsini gönlündeki iman ile biiznillah başarmış oldu bu sınavları. Rabbimiz Teâla buyurdu:

"İnni caılüke lin nasi imama."

"Seni ben insanlara önder kılacağım." Hz. İbrahim (AS) "benim neslimden gelenleri de insanların önderi olacak bir mertebeye yüceltir misin, ey rabbim." buyurdu, "la yenalü ahdiz zalimın", "Sana verdiğim bu söz zalimleri kapsamaz." Zalimler için sana bu sözü veremem buyurdu. Zalimlere yönelik değildir bu sözüm. Bu ayet-i kerime, biyolojik olarak bir insanın evladının ve neslinin onunla aynı duyguları taşımadığı zaman, o biyolojik varlığının ona çok önemli bir şey katmadığına işaret eder.

  • 15
  • 15

Cenab-ı hak vermezse kendi evladı ona bu manada, işte uymuyor, itaat etmiyor, boğuluyor. Karşımızdaki bir peygamberdir. Hz. Nuh (AS), boğulan da onun evladıdır.

Dedi ki "Ya Rabbi sen bana söz vermiştin. Benim ailemi, ehlimi kurtaracaktın. Oğlum boğuldu." Bunlar ayeti kerime de geçiyor. "İnnehu leyse min ehlik. İnnehu amelun gayru salih." O senin ailenden sayılmazdı, sayılmıyor. Ameli salih olmayan bir peygamberin ailesinden değildir, buyuruyor.

Hz. İbrahim'de (AS), "Benim neslim insanların önderi olsun ya Rabbi. Onu da bana lütfeder misin?" deyince, "la yenalu ahdiz zalimin." Zalimleri ben bu sözüme dâhil etmem buyurdu.

Bu ayeti kerime aslında indiği zaman, Peygamberimiz (SAV) zamanında yaşayan Yahudilere de Hristiyanlara da öylesine önemli bir mesaj veriyordu, diyorlardı ki "biz Üzeyir Allah'ın (CC) oğludur. Biz de onu sevenleriz." Hristiyanlar da "İsa Allah'ın (CC) oğludur. Biz de onu sevenleriz."

Dolayısıyla biz elbette bu sevgiden faydalanacağız. Ayetlerde Rabbimiz Teâla, işte bildiriyor. Ey Habibim onlar böyle böyle diyorlar. Sen de onlara de ki "Allah (CC) evlat edinmekten münezzehtir. Siz böyle diyerek kendinizi üstün görmeye çalışıyorsunuz. Bu asla doğru bir kıyas değildir." Cenab-ı Hak bu ayetleri gönderiyor.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN