Sade yaşamaya dair 25 hadis
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav), sade bir yaşam sürer, çevresindekilere daima sade olmalarını öğütlerdi. Kendisinin yanında dünyadan bahseden ashabına Resulullah (sav), "İşitmiyor musunuz? Sade yaşamak imandandır" buyururdu. Öyle ki, Hz. Enes'in (ra) rivayetine göre, vefatına kadar donatılmış bir sofrada yemek dahi yememişti. Hadis ve fıkıh alimi İmam Nevevi'nin, biz Müslümanlara miras bıraktığı Riyazü's Salihin adlı eserinden, Peygamber Efendimizin (sav) "sade yaşamak" hakkındaki 25 hadisini sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 26.04.2019
09:24
Güncelleme Tarihi: 26.04.2019
09:30
İbn Ömer (ra) anlatıyor: Biz Resûlullah'la oturuyorduk, bu sırada ensardan biri gelip selâm verdikten sonra döndü. Bunun üzerine Resûlullah:
–Ey ensar kardeş, kardeşim Sa'd b. Ubâde nasıl, diye sordu. O da:
–İyi, cevabını verdi, Resûlullah:
–Sizden kim onu ziyaret etmek ister, buyurdu ve kalktı. Biz de onunla beraber on, on beş kişi kalktık; ayaklarımız çıplak ve başlarımız açıktı, üzerimizde gömleğimiz bile yoktu. Çorak bir zeminde yürüyerek Sa'd'ın yanına geldik. Yakınları geri çekildiler ve Resûlullah'la ashâbı onun yanına kadar geldiler.
(M2138 Müslim, Cenâiz, 13)
İmrân b. Husayn'dan (ra) rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
Sizin hayırlılarınız, benim devrimde yaşayanlardır. Sonra onlardan sonra gelenler, sonra da onların ardından gelenlerdir, buyurdu. Hadisi rivayet eden İmrân: Peygamber'in , "Onlardan sonra gelenler." diye iki defa mı, yoksa üç defa mı söylediğini hatırlamıyorum, demiştir. Peygamber sözüne devam ederek: Bunlardan sonra öyle bir topluluk gelir ki, kendilerinden şahitlik istenmediği hâlde şahitlik ederler, hıyanet ederler de kendilerine güvenilmez, adakta bulunurlar ama yerine getirmezler, (yiyip içmekten başka düşünceleri olmadığından) onlarda şişmanlık görülmeye başlar.
(B6428 Buhârî, Rikâk, 7; M6475 Müslim, Fedâilü's-sahâbe, 214)
Ebû Ümâme'den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah şöyle buyurmuştur:
Ey Âdemoğlu, ihtiyacından fazlasını infak etmen senin için hayırlıdır. Şayet onu elinde tutacak olsan bu senin için kötüdür. İhtiyaç duyduğun kadarı(nı elinde bulundurduğun) için kınanmazsın. Harcamaya, önce bakmakla yükümlü olduğun kimselerden başla.
(T2343 Tirmizî, Zühd, 32)
Ubeydullâh b. Mihsan el-Ensârî el-Hatmî'den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah şöyle buyurmuştur:
Biriniz can ve malından emin, hastalıktan salim ve günlük azığı da yanında bulunduğu hâlde sabaha çıkarsa, sanki bütün dünya kendisine verilmiş demektir.
(T2346 Tirmizî, Zühd, 34)
Abdullah b. Amr b. Âs'tan (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah şöyle buyurmuştur:
Müslüman olup da kendisine yetecek kadar rızık verilen ve Allah'ın kendisine verdiğine kanaat eden kimse, muhakkak kurtulmuştur.
(M2426 Müslim, Zekât, 125)