Yolculuk adabı hakkında hadis-i şerifler
İnsan hayatının vazgeçilmezlerinden biri yolculuktur. İlim, ticaret gibi birçok sebebe bağlı olarak yapılan seyahatlerde Müslümanların dikkat edeceği en önemli husus Allah'ın rızası dahilinde hareket etmektir. Resulullah'ın (sav) hayatı bunun için en güzel örnektir. Peygamber Efendimiz her işinde olduğu gibi yolcuğunu da adap üzerine yapardı. Sizler için yolculuk adabı hakkında hadis-i şerifleri derledik.
Giriş Tarihi: 04.11.2020
11:28
Güncelleme Tarihi: 04.06.2023
10:05
◼ Ebû Saîd el-Hudrî (ra) anlatıyor: Seferde bulunduğumuz sırada devesine binmiş bir adam geldi. (Açlıktan yiyecek bir şeyler bulmak ümidiyle) sağa sola bakınmaya başladı. Resûlullah (sav): Fazladan binek hayvanı olanlar olmayanlara versin, fazla azığı olanlar da azığı olmayanlara versin, buyurdu ve olabilecek her türlü malı zikretti. Böylece hiçbirimizin fazla mal saklamaya hakkı olmadığını anlamış olduk.*
(Müslim, Lukata, 18)
◼ Maksat, sefere çıkanların imkân nispetinde birbirleri ile yardımlaşmasını teşviktir.
Câbir'den (ra) rivayet edildiğine göre Allah Resûlü (sav) bir gazaya çıkmak üzereyken: Ey muhacir ve ensar topluluğu! Kardeşlerinizin içinde malı ve kabilesi bulunmayanlar var. Her biriniz, onlardan iki veya üç kimseyi yanına alsın, buyurdu. (Cabir anlatıyor:) Bizlerin de ancak nöbetleşerek binebileceğimiz birer devemiz vardı. Ben de (nöbetleşe binmek için) yanıma iki veya üç adam aldım. Hâlbuki yalnız (biri ile nöbetleşebilecek) bir tek devem vardı."
(Ebû Dâvûd, Cihâd, 34)
Câbir'den (ra) rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir: Resûlullah (sav), yolculuk esnasında geride kalır, zayıf kimseleri (ya kendi veya başkasının) devesinin arkasına bindirir ve onlar için dua ederdi.
(Ebû Dâvûd, Cihâd, 94)
◼ Abdullah b. Sercis'ten (ra) rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir: Resûlullah (sav) sefere çıktığında seferin zorluklarından ve kötü dönüşlerden, iyi hâllerden kötü hâllere düşmekten, mazlumun bedduasından ve dönüşte ailesini ve malını kötü hâlde görmekten Allah'a sığınırdı.
(Müslim, Hac, 426)
◼ Câbir'den (ra) rivayet edildiğine göre o, şöyle demiştir: Biz (savaşa giderken) yokuş çıktığımızda tekbir getirir, indiğimizde de Allah'ı tesbih ederdik.
(Buhârî, Cihâd, 13)