Anadolu irfan geleneği nedir? Edebiyatımızdan örnekler...
Gönül erlerinin temsil ettiği irfan geleneği ; dini hayatın kalbî ve ruhi boyutunu ifade eder. İrfan geleneğinde namaz miraçtır, vuslattır, kavuşmadır. Oruç, yalan söylememek, dedikodu yapmamak, iftira atmamaktır. Farklılıkları, ayırıcı ve parçalayıcı bir etken olarak değil, bir zenginlik kabul eden Anadolu irfanı, karşılıklı hoşgörü içerisinde yaşamayı ve şefkat ve merhameti esas alır. Sahur Vakti programının bu geceki bölümünde kıymetli yazarımız Ekrem Demirli ile Anadolu'da irfan ve hikmet geleneği konuşuldu. Programın konuğu sanatçı Yavuz Bingöl ise değerli bir türküyü izleyiciler için seslendirdi.
Giriş Tarihi: 15.05.2020
15:31
Güncelleme Tarihi: 15.05.2020
16:30
Anadolu irfan geleneği nedir?
İrfan türküleri Anadolu topraklarında bizzat harmanlanıp oluşturulan eserlerdir. Gönül erlerinin temsil ettiği irfan geleneği ; dinî hayatın görünen kısmını değil metafizik tarafını; yani görünmeyen kalbî ve ruhi boyutunu ifade eder. Nitekim zahiri olarak namaz, secde, rükû, kıyam ve kıraatten ibarettir. Ama irfan geleneğinde namaz ayrıca miraçtır, vuslattır, kavuşmadır. Oruç, bütün organları her türlü kötülükten imsak etmek, yalan söylememek, dedikodu yapmamak, iftira atmamaktır. Hac kalbe ve mahşere yolculuktur.
Aşk ve irfan adamı: 'Bizim Yunus'
Arifler ilk dönemlerden itibaren âlimlerin ulaştıkları bilgilerden farklı ve kendilerine has bir bilgiye sahip olduklarına inanmışlar ve bu bilgiyi "marifet", "irfan", "yakin" gibi yine kendilerine has terimlerle ifade etmişlerdir. Marifet ve irfanın başlangıcı ilimdir. Nitekim arifler, "ilimsiz marifet muhal, marifetsiz ilim vebaldir" demişlerdir.
Farklılıkları, ayırıcı ve parçalayıcı bir etken olarak değil, bir zenginlik kabul eden Anadolu irfanı, değişik ırk, dil, din, mezhep ve görüşlere sahip insanlarla karşılıklı hoşgörü içerisinde yaşamayı, sosyal ilişkilerde başkalarını kendinden önce düşünmeyi ve şefkat ve merhameti esas alır.
Anadolu irfan geleneğine edebiyatımızdan örnekler
Anadolu irfanı bilgi, hikmet ve ahlakı bir bütünlük içinde ele almıştır. Selçuklu ve Osmanlı entelektüel kaynakları, menkıbeler ve şifahi kültür, Mevlana, Yunus Emre, Hacıbektaş, Ahi Evran ve Nasrettin Hoca gibi sembol şahsiyetlerin kendi alanlarına göre sergiledikleri davranışlar ve kullandıkları hikmet dili, fütüvvet ve ahilik kültürü bu irfanı beslemiş ve günümüze taşımıştır.
Mehmet Akif'in ilim ve irfan hocası: Arap Hoca
İrfan geleneğinin esas kaynağı kelâm-ı İlahîdir. Yûsuf Has Hacib, Kutadgu Bilig'e "Bayat atı birle sözüg başladım" diyerek sözüne başlar. Dede Korkut Oğuznamesinin başlangıcında "Allah Allah demeyince işler onmaz" denilerek o mâşerî irfanın temeli gösterilir.
Süleyman Çelebi
"Allah adın zikredelim evvelâ Vâcib oldur cümle işte her kula."
Anadolu irfanının kaynakları pek çoktur; baktığı her şeyde Allah'ı gören vahdet-i vücud, "bir kez gönül yıktın ise bu kıldığın namaz değil" diyen Yunus Emre, aynı zamanda gönüller yaparken İslam'ın emir ve yasaklarını harfiyen yerine getirmeyi net olarak ifade eder. İrfan sahibi olmak için illâ mektep medrese eğitimi almak gerekmez; çünkü irfan kitabî bilginin ötesinde bir hasiyettir.
Nedîm
"Murâdın anlarız ol gamzenin iz'ânımız vardır Belî söz bilmeziz ammâ biraz 'irfânımız vardır" derken bunu kastetmektedir.