Ayasofya Camii'nin çağları aşan hat levha ve kitabeleri
On beş asırdır ayakta duran fethin sembolü Ayasofya, manevi değeriyle yalnızca topraklarımızın değil insanlığın da en önemli hazinelerinden biridir. Bilhassa Fetih'ten sonra Osmanlı'nın katkılarıyla imar edilip geliştirilen bu ulu mabed, bünyesinde barındırdığı pek çok hat levhaları ve kitabeleriyle tarihin en gözde mimari eserleri arasında yer almaktadır. Kazasker Mustafa İzzet Efendi'nin Ayasofya için nakşettiği kubbedeki Nur Suresi'nden bir bölüm ile sekiz adet ismi ihtiva eden muhteşem levhalar, bugün dahi "dünyanın en büyük yazıları" olma özelliğini koruyor. Peki, hangi hattat Sultanlar Ayasofya'yı levhalarıyla süsledi? Ayasofya'daki bu muazzam hat tabloları, Cumhuriyet devrinde neden kaldırıldı? İşte tüm detaylarıyla Ayasofya Camii'nin çağları aşan hat levha ve kitabeleri...
Giriş Tarihi: 10.08.2020
12:04
Güncelleme Tarihi: 24.07.2024
09:24
MUSTAFA İZZET EFENDİ'NİN İMZASI
◼ Mustafa İzzet Efendi' nin Hüseyin (ra) levhasına attığı damla formundaki istifli imza, estetik açısından aynı görkeme sahipti. İmzada şu ibare yer alıyordu:
"Ketebehu es-seyyid el-Hâc Mustafa İzzet İmâmu's-sânî li emîri'l-mü'minîn Abdülmecîd han. 1265."
◼ Anlamı ise "Müminlerin emiri Abdülmecid Han'ın ikinci imamı Seyyid Hacı Mustafa İzzet bunu yazdı" dır.
MUSTAFA İZZET'İN YAPTIĞI SEKİZ KÜÇÜK LEVHA
◼ Ayrıca Mihrab penceresinin kenarlarında Kazasker Mustafa İzzet Efendi 'ye ait sekiz küçük levha da bulunmaktaydı. Câmii içerisinde mihrap duvarında pencere aralıklarına iki sıra halinde asılmış olan bu levhaların zeminleri büyük levhalarınki ile aynı olup, koyu yeşil tuval üzerine zerendud ile yapılmışlardı.
Mimar Sinan ve Ayasofya minareleri
1935'TE AYASOFYA'NIN LEVHALARI KALDIRILDI
◼ Kazasker Mustafa İzzet Efendi tarafından yapılan muhteşem levhalar, 1848 yılından 1935'e kadar yerlerinde kalmıştı. 1935'te ise ne yazık ki yuvalarından koparılarak bir müddet kaderlerine terk edildi.
◼ Ulu mabedin ulu levhaları, kapıdan sığmadığı için; indirildikleri yerde duvara dayalı bir şekilde yıllarca bekledi, 1949 yılında levhalara gösterilen hürmetsizlik son buldu ve yerlerine asıldı…
İBNÜLEMİN MAHMUT KEMAL ANLATIYOR
◼ İbnülemin Mahmut Kemal, tarafından yazılan Son Hattatlar isimli eserde bu durum şöyle anlatılmaktaydı:
"İsm-i Celali, ismi Nebeviyi, esamii çar yar ve Hasaneyni ihtiva eden bu elvahı celile, birtakım kıymet bilmez eşhas tarafından indirilüb bir kenara konulmuş ve bazılarının bazı yerleri zedelenmişdi. Bu hal bizimle beraber diğer erbabı imanı dağdar etdiğinden tekrar asılması içün uğraşdıkda müveffak olamamıştık. Nihayet Ayasofya Müzesi Müdiri Ramazan Beyi teşvik ve teci ettiğimde "Para yok, olsa asarım." demişdi. Ötede beri benimle beraber bu işe sarfı zihn eden yüksek mühendis Ekrem Hakkı ve tüccardan Nazif Beyler, icab eden parayı hasbetenlillah vererek tamir edildi. Yine o zatı ekremin himmetile levhalar, bikeremihilkerim 28 Kanuni sani 1949'da elvahı şerife yerlerne asıldı. Ekrem gelüb beni götürdü. Levhaları görünce ağlamağa başladım. Cenabı ekremülekremine hamdü sena ve Ekrem ve Nazif ile Muzaffer'e teşekkür ve dua etdim.
Ta'likden haberi olmayan İbrahim Alaüddin merhum 'Hürriyet' gazetesine Ankara'dan yazdığı makalede levhaların asılmasına şiddetli lir lisanla lüzum göstererek ibrazı hamiyet etmişdir. Ruhı şad olsun"
◼ Bu levhaların yapımında emeği geçen diğer kişiler ise nakkaşlardı. Nakkaşbaşı Abdullah isminde bir zatın başkanlığında beş kişi bu iş için varını yoğunu harcadı. Bunların isimleri: Osman, Mehmet, Bekir, Arap Said ve Mısırlı diye kayıtlı bir zattı. Nakkaş başı olarak bazen da Hüseyin ismi geçmekteydi.
◼ Ayasofya içerisinde bulunan bu levhaların marangozu belli değildi fakat araştırmalar gösteriyor ki, levhalar ıhlamur ağacından yapılmıştı. Kayıtlara göre önce dışarıda yapılmış daha sonra Ayasofya'ya getirilerek monte edilmişlerdi.
Ayasofya'daki mozaiklerin tarihi şifreleri