Arama
Balkanlarda bir Osmanlı incisi
Ege denizinin kuzey sahilinde Selanik ile Dedeağaç (Alexandropolis) arasında yer alır; ıssız bir Ortaçağ yerleşim bölgesinde Osmanlılar tarafından kurulmuştur. Kavala, Kuzey Ege'ye doğru çıkıntı yapan kayalık bir burunda iyi korunmuş olup günümüze ulaşan bir Bizans ve Osmanlı kalesinin hâkim olduğu alanda bulunur.
1387 – 1912 yılları arasında Osmanlı hâkimiyetinin hüküm sürdüğü Kavala'da mimari eserlerin neredeyse hepsi Osmanlı'ya ait. Şehrin her tarafında ihtişamlı ve güzel tarihi yapıların karşınıza çıkma olasılığı oldukça yüksek. 16. Yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman'ın şehre su kemeri inşa etmesiyle beraber hızlı gelişen Kavala, günümüzde de kuzey Yunanistan'ın iki ticaret merkezinden biri konumunda.
OSMANLI DÖNEMİ YAPISI "İMARET" VE KAVALALI MEHMET ALİ PAŞA EVİ
Mimari özellikleri ve manzarası nedeniyle kentteki Osmanlı dönemi yapılarının en ünlülerinden birisi olan İmaret, 1817'de Mısırlı Mehmet Ali Paşa tarafından inşa ettirilmiş.
Medrese, mektep ve aşevi olarak kullanılan imaret son 10 yıldan bu yana Yunanistan'ın en değerli oteli olarak işlev görüyor. Otele isim verilirken de aslına sadık kalınarak İmaret adı verilmiş. 1817'de inşa edilen imaretin sıra sıra kurşun kubbeli mimarisi, ancak İstanbul'daki Topkapı Sarayı'nın bir minyatürüne benzetilebilir.
Bu muhteşem yapı, Türk-Yunan ilişkilerinin en kötü dönemlerinde bar, lokanta, diskotek ve kafeterya gibi, şanına hiç de yakışmayan şekillerde kullanılmış. Sonra da kaderine terk edilmiş. Ancak İzmir kökenli tütün tüccarı Kavalalı ünlü işkadını Anna Misirlian'ın maddi ve manevi katkıları sayesinde, imaret bugün ağırbaşlılığını, lüksün ve sadeliğin birbirini tamamladığı çok şık ve önemli bir otel olarak hizmet veriyor.
