Cezeri’nin olağanüstü makineleri ve Kitab-ül Hiyel
Müslüman bilim adamlarından El Cezeri'nin 13'üncü yüzyılda kaleme aldığı Kitab-ül Hiyel'deki makine çizimlerinin çalışır makinelere dönüştürüldüğü, Cezeri'nin Olağanüstü Makineleri sergisi ziyarete açıldı. 'Kitab-ül Hiyel' adlı kitaptan yola çıkılarak hazırlanan sergide mekanik tarihinin hikâyesi ilham verici şekilde sunuluyor. Gelin 'Kitab-ül Hiyel'in ilham veren hikâyelerinden derlediğimiz bilgiler neticesinde kısa bir El Cezeri yolculuğuna çıkalım.
Giriş Tarihi: 19.02.2019
19:45
TARİHİN İLK ROBOT ÖRNEKLERİ
Dört çıkışlı, iki şamandıralı iki fıskiye.
Robotikle ilgili bilinen en eski kaydın Tarentumlu Archytas (İ.Ö. 430)'den sonra El-Cezerî'ye ait olduğu ve yaptığı daha gelişmiş otomatik makinelerin bugünkü robot teknolojisinin temelini oluşturduğu söylenebilir. Günümüz robot konseptinin ilk olarak M.Ö. 450'lerde, Yunan matematikçi Taren'in "The Pigeon" adlı mekanik bir kuş tasarladığı ve bir Türk mucit olan El Cezerî'nin su saatleri, mutfak aletleri ve su ile çalışan müzikal aletler (otomatlı) tasarladığını ve yaptığını belirtmektedir.
''SU HİLESİ'' ADLI İCAT NE İŞE YARIYORDU?
Abdest almak için kullanılan tavus kuşlu leğen.
Dönemin başkenti olan Diyarbakır'da İçkale Saray'da bugün bile tahayyül edemeyeceğimiz bir teknoloji kullanılıyordu. Sarayda birçok iş El Cezeri'nin yapmış olduğu robotlar aracılığıyla yapılıyordu. Hatta hükümdara abdest alması için su döken bir otomat bile mevcuttu.
Hükümdara ve konuklara içecek sunan kadın robotlar, hükümdarı ve konukları eğlendirmek için saz, zil ve tef çalan robotlar, sarayın salonlarında gezen tavus kuşu makineleri, değişik 24 şifre ile açılabilen kilitler, su saatleri, sarayın bahçesindeki havuzda gezinen kayık ve içine su dolan kayığı, bir yandan boşaltırken bir yandan da borusunu öttürerek yardım isteyen kayıkçı robot, otomatik abdest alma makinesi ve buna benzer birçok otomatik aygıt, Diyarbakır'ın ünlü surlarının içinde kullanılıyordu.
İsmail Ebul İz Bin Rezzaz El Cizirî'nin Su Hilesi adlı robotunda, belli aralıklarla terazi ucundaki kovalardan birinin dolmasıyla diğerinin boşalması ve böylelikle ardışık zamanlı sıra ile her iki tarafın da eşit aralıklarla suyu almasını sağlıyordu.
YATAY EKSENLİ YEL DEĞİRMENLERİ
Abdest almak için düzenlenmiş otomat.
El-Cezeri'nin imzasını attığı diğer bir alan ise yatay eksenli yel değirmenleridir. Yatay eksenli yel değirmenlerinin ilk olarak Hollanda, İngiltere, Fransa ve Almanya gibi Kuzey Avrupa ülkelerinde ortaya çıktığı sanılır. Hatta Hollanda`nın adı, yel değirmenleriyle özdeşleşmiştir.
Bu aletlerde, kaldırma gücü olarak yatay eksenli rüzgâr türbinlerinden yararlanılmaktadır. Yel değirmenlerinin 12. yüzyılın başlarında İslam Dünyası tarafından Batı Dünyasına tanıtıldığı bilinir. Hatta 12. yüzyılda geliştirilen bu rüzgâr sistemlerinin 20. yüzyılın başlarına kadar rüzgâr enerjisi ile su pompalamak, tahıl öğütmek ve mekanik güç sağlamak için kullanıldığı bilinmektedir.
ABDEST ALMAK İÇİN SU DÖKEN BİR OTOMAT
Alınan kan miktarının öğrenilebildiği kan teknesi.
Sınnat el-Hıyel adlı eserinde Cezeri, hava ve boşluğa dayalı içine doldurulan sıvıları istenildiği biçimde akışı sağlayan altı ibriğin yapımından bahseder; Hükümdarın abdest alması için otomatik olarak su akıtan, büyük pirinç ibrik pirinçten yapılmış ibrik hükümdarın yanına bırakılır, ördeğin gagasından akan su ile abdest alınır. Boşalan ibrik geri götürülür, su ile doldurulduktan sonra gerektiği durumda tekrar getirilir.
YABANCI ÜLKELERDEKİ EL YAZMASI KOPYALAR
Yabancı ülkelerde Dublin Chester Beatty kütüphanesinde bir, Oxford Bodleian Kütüphanesinde iki ve Paris Bibliotheque Nationale de üç adet daha geç yüzyıllara ilişkin el yazması kopyalar bulunmaktadır. Ayrıca Amerika Birleşik Devletlerinin çeşitli müze ve koleksiyonlarında farklı yazmalardan koparılmış minyatürlü sayfalar sergilenmektedir.
Sınnat el-Hıyel adlı eserinde Cezeri, hava ve boşluğa dayalı içine doldurulan sıvıları istenildiği biçimde akışı sağlayan altı ibriğin yapımından bahseder; Hükümdarın abdest alması için otomatik olarak su akıtan, büyük pirinç ibrik pirinçten yapılmış ibrik hükümdarın yanına bırakılır, ördeğin gagasından akan su ile abdest alınır. Boşalan ibrik geri götürülür, su ile doldurulduktan sonra gerektiği durumda tekrar getirilir.