Cezeri’nin olağanüstü makineleri ve Kitab-ül Hiyel
Müslüman bilim adamlarından El Cezeri'nin 13'üncü yüzyılda kaleme aldığı Kitab-ül Hiyel'deki makine çizimlerinin çalışır makinelere dönüştürüldüğü, Cezeri'nin Olağanüstü Makineleri sergisi ziyarete açıldı. 'Kitab-ül Hiyel' adlı kitaptan yola çıkılarak hazırlanan sergide mekanik tarihinin hikâyesi ilham verici şekilde sunuluyor. Gelin 'Kitab-ül Hiyel'in ilham veren hikâyelerinden derlediğimiz bilgiler neticesinde kısa bir El Cezeri yolculuğuna çıkalım.
Giriş Tarihi: 19.02.2019
19:45
YATAY EKSENLİ YEL DEĞİRMENLERİ
Abdest almak için düzenlenmiş otomat.
El-Cezeri'nin imzasını attığı diğer bir alan ise yatay eksenli yel değirmenleridir. Yatay eksenli yel değirmenlerinin ilk olarak Hollanda, İngiltere, Fransa ve Almanya gibi Kuzey Avrupa ülkelerinde ortaya çıktığı sanılır. Hatta Hollanda`nın adı, yel değirmenleriyle özdeşleşmiştir.
Bu aletlerde, kaldırma gücü olarak yatay eksenli rüzgâr türbinlerinden yararlanılmaktadır. Yel değirmenlerinin 12. yüzyılın başlarında İslam Dünyası tarafından Batı Dünyasına tanıtıldığı bilinir. Hatta 12. yüzyılda geliştirilen bu rüzgâr sistemlerinin 20. yüzyılın başlarına kadar rüzgâr enerjisi ile su pompalamak, tahıl öğütmek ve mekanik güç sağlamak için kullanıldığı bilinmektedir.
ABDEST ALMAK İÇİN SU DÖKEN BİR OTOMAT
Alınan kan miktarının öğrenilebildiği kan teknesi.
Sınnat el-Hıyel adlı eserinde Cezeri, hava ve boşluğa dayalı içine doldurulan sıvıları istenildiği biçimde akışı sağlayan altı ibriğin yapımından bahseder; Hükümdarın abdest alması için otomatik olarak su akıtan, büyük pirinç ibrik pirinçten yapılmış ibrik hükümdarın yanına bırakılır, ördeğin gagasından akan su ile abdest alınır. Boşalan ibrik geri götürülür, su ile doldurulduktan sonra gerektiği durumda tekrar getirilir.
YABANCI ÜLKELERDEKİ EL YAZMASI KOPYALAR
Yabancı ülkelerde Dublin Chester Beatty kütüphanesinde bir, Oxford Bodleian Kütüphanesinde iki ve Paris Bibliotheque Nationale de üç adet daha geç yüzyıllara ilişkin el yazması kopyalar bulunmaktadır. Ayrıca Amerika Birleşik Devletlerinin çeşitli müze ve koleksiyonlarında farklı yazmalardan koparılmış minyatürlü sayfalar sergilenmektedir.
Sınnat el-Hıyel adlı eserinde Cezeri, hava ve boşluğa dayalı içine doldurulan sıvıları istenildiği biçimde akışı sağlayan altı ibriğin yapımından bahseder; Hükümdarın abdest alması için otomatik olarak su akıtan, büyük pirinç ibrik pirinçten yapılmış ibrik hükümdarın yanına bırakılır, ördeğin gagasından akan su ile abdest alınır. Boşalan ibrik geri götürülür, su ile doldurulduktan sonra gerektiği durumda tekrar getirilir.
Cezeri'nin yaptığı fıskiyeler, Benu Musa araçlarını prensip noktasında benzer olsa da teknik açıdan üstün olduğu kabul edilmektedir. Bu üstünlüğü Cezeri‟nin Benu Musa fıskiyelerini yapıp hatalarını tespit etmesinden anlaşılır. Denge prensibine dayalı altı adet Cezeri fıskiyeleri bulunmaktadır. Türkiye'nin güneyinde bulunan ve mühendislik dehası olan El Cezeri, yaptığı araçlar arasında en ünlü olanı fil su saatidir.
Alman profesörlerinden Wideman, Ebuliz El Cezeri'nin otomatik makinelerinden birkaç tanesini yapmış ve başarı ile işletmiştir: Batı dünyasına E. Wideman ile talebesi F. Hauser, Cezeri'yi tanıtmışlardır. Ayrıca El Cezeri'nin kitabını da kısımlar halinde tekrar Wideman Almanca'ya çevirmiş ve teknik yönden yorumlamıştır. 50 yıllık bir aradan sonra, 1974 yılında Donald hill, Wideman gibi, Oxford yazmasını temel alarak, eseri İngilizce'ye tercüme etmiştir.
SU ÇARKI İLE İŞLEYEN TULUMBA
Cezerî'nin makinelerinden sadece biri, su çarkı ile işleyen tulumba modern mühendisliğin gelişmesine doğrudan doğruya katkıda bulunmuştur. Bu makine, çift etki ilkesinin uygulanması, dönme hareketinin ileri-geri harekete çevrilmesi, emme borusunun bilinen ilk kullanılışı olmasından dolayı çok önemlidir. Dolayısıyla buhar makinesinin ve emme basma tulumbanın ilk örneği sayılabilir. Söz konusu makinede akan suyun çevirdiği çark düşey düzlemde bir dişliyi, bu dişli de yatay düzlemdeki diğer bir dişliyi döndürmektedir. Yatay dişlinin çevresine yakın bir yerde düşey bir pim bulunmaktadır. Bu pime ortası yarık ve diğer ucu yine bir pimle sabitleştirilmiş bir çubuk geçirilmiş ve bu çubuğa da tulumbaların piston kolları bağlanmıştır. Yatay dişli dönünce yarık çubuk açısal bir hareket yapmakta, piston kolları da ileri geri gidip gelerek tulumbaları çalıştırmaktadır.
Hidrolik güçle çalışıp bir dönme hareketini bir öteleme hareketine çeviren krankbiyel ve piston sistemleri de daha sonra içten yanmalı motorlarla işler hâle getirildi. Bu gelişme ise pistonlu pompaların ve buhar makinelerinin temelini atıp Sanayi Devrimi'nin yolunu açmıştı… (Derlenen kaynak: Sevim Tekeli, "El-Câmi' Beyne'l-ilm ve'l-'Amel En-Nâ- fi' fî eş-Şınaâ'ti'l-Hiyel")