Cezeri’nin olağanüstü makineleri ve Kitab-ül Hiyel
Müslüman bilim adamlarından El Cezeri'nin 13'üncü yüzyılda kaleme aldığı Kitab-ül Hiyel'deki makine çizimlerinin çalışır makinelere dönüştürüldüğü, Cezeri'nin Olağanüstü Makineleri sergisi ziyarete açıldı. 'Kitab-ül Hiyel' adlı kitaptan yola çıkılarak hazırlanan sergide mekanik tarihinin hikâyesi ilham verici şekilde sunuluyor. Gelin 'Kitab-ül Hiyel'in ilham veren hikâyelerinden derlediğimiz bilgiler neticesinde kısa bir El Cezeri yolculuğuna çıkalım.
Giriş Tarihi: 19.02.2019
19:45
Kefe.
Tam adı Bedi'uz-zemân Ebû el-'İzz b. İsmaî'l b. el-Rezzâz el-Cezerî olan, Artuklu Sarayında kesintisiz 25 yıl (1181-1206) saray mühendisi görevini sürdüren Cezeri, Helenistik dönemde Pnömatik ve İslam Medeniyetinin gelişmiş döneminde Hiyel olarak bilinen bir geleneğin güçlü bir temsilcisidir. Hiyel ise şekil bakımından hukuka uygun bir işlemi vasıta kılarak yasaklanmış bir sonucu elde etmek amacıyla yapılan muamele anlamındaki fıkıh terimidir. Arapça'da "değişmek, maksada ulaşıncaya kadar fikir değiştirmek " manasında ve "çare, kurnazlık, iyi düşünce, işlerde tasarruf kudreti " anlamında isim olarak kullanılan hile kelimesinin çoğuludur.
Hile Kur'ân-ı Kerîm'de "çare", "çıkış yolu" manasında bir yerde (en-Nisâ 4/98), aynı anlamda mahrec de yine bir yerde (et-Talâk 65/2) geçmektedir. Ebû Süleyman el-Cûzcânî gibi bazı âlimler hile yerine özellikle mahrec (çoğulu mehâric) kelimesinin kullanılması gerektiğini söylemişlerdir.
Dört çıkışlı iki kefeli fıskiye.
Bugüne ulaşan en eski hiyel kitabına da el-Meḫâric fi'l-ḥiyel adı verilmiştir. Joseph Schacht 1930 yılında Leipzig'de neşrettiği bu kitabı İmam Muhammed'e nisbet etmekte, bazı araştırmacılar da bu görüşe katılmaktadır. Bazılarına göre ise bu eser Ebû Yûsuf'a aittir. Ancak kitabın müellifiyle ilgili olarak henüz kesin bir karara varmak mümkün görünmemektedir.
Buhârî'nin el-Câmiʿu'ṣ-ṣaḥîḥ'i hiyele yer veren tek hadis kitabıdır. Buhârî bu konuya on beş bab ayırmış ve hiyel taraftarlarını eleştirmiştir. Onun eserine yazılan şerhler içinde Kirmânî'nin el-Kevâkibü'd-derârî, Kastallânî'nin İrşâdü's-sârî, İbn Hacer'in Fetḥu'l-bârî, Aynî'nin ʿUmdetü'l-ḳārî, Keşmîrî'nin Feyżü'l-bârî adlı eserleri, hiyele dair bilgilerin yanı sıra Buhârî'nin görüşlerinin değerlendirilmesi açısından da önemlidir.
İLK SİBERNETİK BİLGİN EL CEZERİ
Alınan kan miktarının öğrenilebildiği kan teknesi.
Tıp denince akla nasıl İbn-i Sina geliyorsa, matematik denince Harizmi , felsefe denince Farabi akla geliyorsa Sibernetik denince de akla ilk gelen kişi El Cezeri'dir . Batı dünyasında Cazari (Gazari) olarak bilinen "Ismail Ebul-Iz Bin Razzaz El-Cezeri" Mezopotamya (Cizre) Tor (Dağ kapı) mahallesinde 1153 yılında dünyaya geldi. Şeref ve onur babası anlamında Ebul-iz lakabını taşıdı. El Cezeri onun Cizreli olduğunun bir delilidir. Eşsiz icatlarıyla dünyaya nam salan El- Cezeri'ye "zamanın harikası " anlamında Bediuzzaman denildi. Cizreli büyük mucit, bilgisayarın temelini atan âlim, fen ve teknik adamı, robotlar, saatler, su makinaları, şifreli kilitler, şifreli kasalar, termos, otomatik çocuk oyuncakları gibi makinelerin mucidi ve dünyanın ilk sibernetik bilginidir.
RAKİPLERİNDEN 600 YIL ÖNCE SAHNEDEYDİ
Toplanan kan miktarının öğrenildiği hesapçı teknesi.
Sibernetik ilmi çağımıza adını veren bir ilimdir. Kökenini eski yunanca "Kübernetes " veya Latince "Gobernare " sözcüğünden alan ilme, ismini 1948 yılında Norbert Wiener vermiştir. Sibernetik ve otomatik sistemlerin başlangıcı konusunda; Fransızlar, Descartes ve Pascal'ı; Almanlar, Leibniz'i, İngilizler, Bacon'ı ileri sürerler. Oysa el-Cezeri, rakiplerinden tam 600 yıl önce sibernetiğin ilkelerini bilim dünyasına sunan ilk kişiydi.
Güneş saatlerini bildiren su saati.
Sibernetik , canlılarda ve makinelerde kontrol, iletişim ve işleyişi inceleyen bir bilim dalı , yani canlılar ile kendi kendini düzenleyen ve çalışan makineler arasındaki çalışma benzerlikleri inceleniyor. Matris ise bir matematik terimi; toplanabilir veya çarpılabilir soyut miktarlar tablosu. "sibernetik" terimini ilk kez matematikçi ve fizikçi olan Fransız André-Marie Ampère 1834'te kullandı, güncel anlamına ise modern sibernetiğin kurucusu ABD'li matematikçi ve felsefeci Norbert Wiener'in 1948'de yazdığı kitapla kavuştu.