Arama

Geçmişten günümüze çığır açan bilim insanları

Tarih boyunca bilim ve teknolojiye katkısı olan Türk bilim adamları astronomi, tıp, matematik ve mantık alanında sayısız eser kazandırdılar. Farabi'den Ali Kuşçu'ya, Türkiye'nin ilk atom mühendisi Prof. Dr. Ahmet Yüksel Özemre'den Nobel Ödüllü bilim insanımız Prof. Dr. Aziz Sancar'a kadar pek çok Türk bilim adamı geçmişten bugüne küresel ölçekte ses getiren çalışmalarıyla bilim ve teknolojiye yön verdiler.

  • 13
  • 26
Matematik ve astronomide önemli deha: Mirim Çelebi
Matematik ve astronomide önemli deha: Mirim Çelebi

Matematik ve astronomide önemli deha: Mirim Çelebi

Mirim Çelebi, Osmanlı döneminde Kadızâde-i Rûmî ve Ali Kuşçu'dan sonra yetişen en önemli matematikçi ve astronomlardan. Osmanlı Devleti'nde 16. yüzyılda fizik ve astronomi alanında yetişmiş en önemli bilginlerinden biri olan Mahmut bin Mehmet Mirim Çelebi, İstanbul'da doğdu. Eğitimine dedesi Hocazade Muslihuddin Efendi'den ders alarak başlayan Mirim Çelebi, önce Gelibolu Medresesi'nde sonra da Bursa'da Manastır Medresesi'nde müderrislik yaptı. Aynı zamanda İkinci Beyazıt'a matematik ve astronomi dersleri veren Mirim Çelebi, bu dönemde 1508'de Anadolu Kazaskerliği 'ne getirildi. Kendi isteğiyle kazaskerlik görevinden ayrılan Çelebi, Edirne'ye yerleşti.Mirim Çelebi, ilmî zihniyet itibarıyla dedeleri Kadızâde-i Rûmî ile Ali Kuşçu'nun temsilcisi oldukları Semerkant matematik-astronomi okulunun çizgisini takip etti. Astronomi ve optik alanlarda günümüze ulaşan eserleri olan Mirim Çelebi, incelediği konuları matematik tahlilleriyle ele aldı. Çelebi'nin en tanınmış eseri Osmanlı astronomları, müneccimleri ve muvakkitleri tarafından yaygın bir biçimde kullanılan Uluğ Bey'in Zici için yazılmış olan şerhtir.

  • 14
  • 26

Mirim Çelebi bu çalışmasında, yalın bir şekilde bir derecelik yayın sinüsünü hesaplamak için beş ayrı çözüm önerdi. O, bu çalışmasında trigonometrik ifadelerin değerleriyle özel olarak ilgilendi ve özgün sonuçlara ulaştı. Gökkuşağı ve halenin oluşumunu ele aldığı kitabı Risâle fi'l-Hâle ve Kavs-i Kuzah, Osmanlı Devleti'nde optik konusunda o güne kadar yazılmış ilk hacimli çalışma oldu. Mirim Çelebi bu çalışmasında görmenin oluşumu üzerinde durdu, ayrıca ışığın kırılması ve yansıması konularını inceledi. Mirim Çelebi'nin asıl ününü astronomi çalışmalarının sağlamış olması, onun bilimsel etkinliğinin de biçimlenmesine yol açtı. Mirim Çelebi'nin astronomi alanındaki eserleri Rub'u'l-Müceyyeb, Rub'u'ş-Şikâzî ve Zerkâle adlı risâlelerdir. Söz konusu eserinde aletlerle takvimi, kıble tayini ve diğer bazı meseleler üzerine kaleme alınmış hacimli risaleler şeklindedir. Ayrıca döneminin yönelimine uyarak el-Makâsıd fi'l-ihtiyârât gibi astroloji eserleri de yazdı. Ölümüne kadar Edirne'de yaşayan Mirim Çelebi, 1525 yılında vefat etti.

  • 15
  • 26
Bilim tarihi yazıcılığının babası: Salih Zeki
Bilim tarihi yazıcılığının babası: Salih Zeki

Bilim tarihi yazıcılığının babası: Salih Zeki

Türkiye'de bilim tarihi yazıcılığının kurucu olarak tanınan Salih Zeki, 1864 yılında İstanbul'da dünyaya geldi. Astronomi, matematik, mantık ve bilim tarihi alanlarında önemli başarılara imza atmış olan Salih Zeki, 1882 yılında Darüşşafaka Lisesini birincilikle bitirmesinin ardından Posta ve Telgraf Kaleminde memur olarak göreve başladı. Daha sonra elektrik mühendisliği alanında eğitim görmek amacıyla birkaç arkadaşı ile birlikte Paris'e gitti. Türkiye'de bilim tarihi yazıcılığının babası olarak nitelendirilen Salih Zeki, matematik, mantık ve astronomi alanında da çalışmalar yürütmüş önemli bir isim. 1889 yılına gelindiğinde Salih Zeki'nin bilim tarihi çalışması niteliğini taşıyan Memoire sur les chiffres indiens isimli makalesi yurt dışında yayınlandı. Yaşamı boyunca çeşitli eğitim kurumlarında fizik, kimya, analitik geometri, matematiksel fizik, astronomi ve ihtimal hesabı gibi dersler verdi. Bir dönem rasathanede görev alan Salih Zeki, astronomi ve matematikle ilgili bazı yurt dışı kaynaklı eserler üzerinde araştırmalar yaptı aynı zamanda da takvim üzerine çalışmalar yürüttü. Yöneticisi olduğu Resimli Gazete'de astronomi ile ilgili makaleler kaleme almasının yanı sıra konuyla ilgili çeşitli ders kitapları da hazırladı.

  • 16
  • 26

Matematiği evrende görülemeyecek kadar küçük gerçekleri gösteren bir mikroskop olarak tanımlayan Salih Zeki'nin, modern matematiğin Türkiye'ye gelmesi ile ilgili önemli hizmetleri oldu. Verdiği çeşitli konferanslar ve eserlerle Türk matematikçilerin bilgi sahibi olmadığı birçok alanın Türkiye'de tanıtılması noktasında önemli çalışmalara imza attı. Aynı zamanda Salih Zeki, Türkiye'deki eğitim sisteminde matematik eğitiminin yaygınlaştırılması hususunda önemli bir isimdir. Cebirsel mantığın Türkiye'ye girişi ile ilgili de çalışmaları da bulunan Salih Zeki ayrıca Türkiye'de bilim tarihi yazıcılığının babası olarak nitelendirilir. Hikmet-i Tabiiyye Dersleri, Kamus-ı Riyaziyyat, Asar-ı Bakiye, İlmin Kıymeti, Darülfünun Konferansları, Mizan-ı Tefekkür, Mebahis-i Elektrik, İlm-i Tabakatü'larz, İlim ve Faraziye ve İlim ve Usul adlı önemli pek çok kitabın ve çeviri eserin de yazarıdır. Söz konusu kitapların yanı sıra pek çok gazetede ve dergide yazıları yayınlanan Salih Zeki, 1921 yılında İstanbul Şişli'de bulunan Fransız Hastanesinde hayata gözlerini yumdu. Salih Zeki, Fatih Camii'nin bahçesine defnedildi.

  • 17
  • 26
Kandilli Rasathanesi'nin temellerini atan isim: Mehmet Fatin Gökmen
Kandilli Rasathanesi’nin temellerini atan isim: Mehmet Fatin Gökmen

Kandilli Rasathanesi'nin temellerini atan isim: Mehmet Fatin Gökmen

Kandilli Rasathanesinin kurucusu ve ilk müdürü olan Mehmet Fatin Gökmen, 1877 yılında Akseki'de doğdu. İlköğrenimini Alanya'da tamamlamasının ardından İstanbul'da bulunan Fatih Medresesini bitirdi. Sonrasında Sultam Selim Camii Muvakkithanesinde çalışmaya başladı. Burada çalıştığı sırada Salih Zeki Bey'in ilgisini çekti. Salih Zeki Bey'in yönlendirmesiyle girdiği Riyaziyyat Medresesini (fen fakültesi) birincilikle tamamladı. Bir süre Darüşşafakada matematik öğretmenliği yapmasının ardından mezun olduğu medreseye astronomi ve hesab-ı ihtimaliyyat öğretmeni olarak geri döndü. Daha sonra da bir dönem medrese yöneticiliği yapan Mehmet Fatin Gökmen, 1910 Haziran'ında, 31 Mart Vakası'nda zarar gören ve yeniden kurulması talep edilen Rasathane-i Amirenin müdürlüğü görevine getirildi.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN