Arama

Hafta sonu ne izleyelim, ne okuyalım, hangi icadı öğrenelim?

"Fikriyat ile ne izleyelim, ne okuyalım, hangi icadı öğrenelim?" başlığıyla hafta sonunda değerlendirebileceğiniz birbirinden kıymetli tavsiyeleri sizlerle buluşturuyoruz. İslam medeniyetinin etkisiyle Avrupa mimarisinin nasıl şekil aldığını öğrenebilir, özel röportajımız eşliğinde Necip Fazıl Müzesi'nde yolculuğa çıkabilirsiniz. Cezeri'nin icadını öğrenerek tarih bilincinizi güçlendirebilirsiniz. Gelin tavsiye listesine daha yakından bakalım.

🔹1960 senesinde üstadın hapiste olduğu bir zamanda, en yakın dostlarından birisi evlerine haciz gönderir ve evdeki seccadeyi aldırır. Bu üzücü yaşanmışlıkla ilgili de çok kıymetli notlar, el yazıları yer alıyor hatıra odasında…

🔹 Bunların dışında pek çok orijinal evrakın da koruyuculuğunu üstleniyor müze…

🔹 Aziz Nesin'in, Kültür Bakanlığı Ödülü'nü aldıktan sonra "üstadım aslında onları onurlandırdınız" dediği mektubu...

🔹 Annesine yazdığı kartpostal…

🔹 Abidin Dino'nun, Mehmet Kısakürek doğduğunda gönderdiği mektubu…

🔸 Hasan Ali Yücel'in mektubu.

🔸 Mehmet Şevki Eygi'nin mektubu gibi...

  • 5
  • 16
Ne okuyalım: Nurettin Topçu - Var Olmak
Ne okuyalım: Nurettin Topçu - Var Olmak

🔹Nurettin Topçu, fikir tarihimizin en özgün düşünce adamlarından biriydi. Var olmanın, düşünmek ve hareket etmek olduğunu savundu. "Neden yaşıyoruz" sorusunun cevabını da "Var Olmak" adlı eserinde kendine özgü, ilgi çekici bir üslupla kaleme aldı.

🔹 Var Olmak kitabı, Düşünceler ve Duyuşlar adı altında iki büyük başlıktan oluşur. Bu iki büyük başlığı dolduran alt başlıkların ilki, Topçu'nun kitabına ismini verdiği Var Olmak yazısıdır.

🔹 33 yazıdan oluşan kitabın Nurettin Topçu tarafından yazılan ön sözünde sanat ve felsefe ilişkisi üzerinde durulur. Böylece kitaba asıl rengini veren düşünce ve duyuş yani his terkibi okura baştan sunulur.

🔹 Topçu, eserinin ön sözünü şu cümlelerle bitirir:

"Hareketlerin harabettiği gönülde sade bir yetim iniltisi var. Tellerine bazı yenilerini de ilave ettiğimiz bu eski sazın terennümlerini dinleyecek kulak varsa, onda kırık bir kalbin akislerinden başka bir şey duymayacaktır."

Topçu'ya göre var olmak nedir?

  • 6
  • 16
Hangi yazıya göz atalım: Divan şairlerinin gözünden aşk
Hangi yazıya göz atalım: Divan şairlerinin gözünden aşk

🔹 Klasik şiir, edebiyatımızın kaybolmaya yüz tutan gizli bahçesi gibidir. Eski toplumumuzun düşünüş, yaşayış ve sanat sevgisini günümüze taşır. Asırların biriktirdiği kültür ile harmanlanan bu şiirlerde, her insan kendinden bir parça bulur. Bunun bir nedeni, insanlığın en eski meselesi olan aşk üzerinde kurulmuş olmasıdır. Klasik edebiyatımız, kadim aşkların asaletini yansıtır.

🔹 Aşk, divan şairlerinin işleyişi bakımından tasavvufi (ilahi) ve beşeri (mecazi) olarak iki ayrı şekilde incelenir. Mevlana, Yunus Emre, Eşrefoğlu Rumi, Niyazi-i Mısrî, Nesimi gibi birçok mutasavvıf ilahi aşkı eserlerinde ele alırken Şeyhî, Necâtî, Zâtî, Fuzulî, Nâbî ve Şeyh Galib gibi isimler ilahi ve beşeri, Bakî, Şeyhülislâm Yahyâ, Nef'î ve Nedîm gibi şairler ise daha çok beşeri aşkı konu edindi.

❗ Divan şiirlerini kesin çizgilerle ilahi ve beşeri olarak ayırmak mümkün değildir. Çünkü genellikle eserlerde yer verilen aşkın beşeri ve ilahi yönleri iç içedir.

💠

Divan şairleri, her zaman gönlün sesini dinler:

Sûfi mecaz anladı yâre muhabbetim
Âlemde kimse bilmedi gitdi hakikatim

Emrî

(Sofu, sevgiliye olan aşkımı mecaz anladı. Şu dünyada kimseye hakikatimi anlatamadım gitti vesselam.)

  • 7
  • 16
Aşk dünya ilimleriyle öğrenilemez
Aşk dünya ilimleriyle öğrenilemez

📌Hakiki aşka varmak, vuslat olarak ifade edilirdi. Buna ulaşmanın iki yolu vardı: Akıl ve aşk. Zâhid aklı, âşık ise aşkı temsil ederdi. Bundan dolayı şiirlerde âşık ve zahid daima bir çatışma içerisinde yer verilirdi.

➡ Divan şairleri, aklın meselelerini bir tarafa bırakarak yine aklın temsilcisi olan zahidi daima eleştirirdi.

💠

Aşk imiş her ne var âlemde
İlim bir kîl ü kâl imiş ancak

Fuzuli

(Dünyada her şey aşktan ibaretmiş. İlim sadece bir dedikodu etmekmiş.)

Vuslata ulaşmanın en çetin yolu aşktan geçse de şairler tarafından makbul görülürdü. Divan şairlerine göre, içerisinde nice meşakkati barındıran aşk, dünya ilimleriyle öğrenilemez.

Doğu'nun dillere destan 4 aşk hikayesi

  • 8
  • 16
Aşk insana hayat verir
Aşk insana hayat verir

Âşık öldü deyu salâ verirler
Ölen hayvân durur âşıklar ölmez

Yunus Emre

➡ İnsan, aşk ile adeta dirilir. Aşksız kalan kimsenin ölüden farkı yoktur. Nitekim bu duygunun en güzel ifade edilişini Yunus Emre'nin dizelerinde görürüz.

Divan edebiyatından beyitler ve anlamları

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN