İstanbul'un en iyi fotoğraf çekilecek yerleri 📷
Taşı toprağı altın, her adımda tarih kokan İstanbul; yeşili, mavisi ve eski eserleriyle geçmiş zamanları yaşatmaya devam ediyor. Türkiye'nin tarihi ve kültürel anlamda en zengin şehri olarak kabul edildiği için hemen her yerinde fotoğraf çekebilmeniz mümkün. Özellikle fotoğraf makineleri ve cep telefonlarının yardımıyla hızla yaygınlaşan fotoğrafçılık merakı ile tarihi ve manevi değeri yüksek yerlerde mükemmel kareler yakalayabilirsiniz. Bu merakınız sayesinde yeni yerleri de keşfe çıkmış olursunuz. Sizler için, özellikle İstanbul'da keyifli kareler yakalayabileceğiniz birkaç yer hakkında bilgiler derledik.
Giriş Tarihi: 11.06.2020
09:12
Güncelleme Tarihi: 13.08.2023
16:44
Üsküdar'ın tarihi semtleri arasında yer alan Çengelköy, asırlık çınarları, yalıları, renkli kafeleri, sahili ve iskelesiyle ziyaretçileri ni tarihte bir yolculuğa çıkarıyor.
Çengelköy İstanbul'un Üsküdar ilçesi sınırları içinde Boğaziçi'nin Anadolu yakasında Vaniköy ile Beylerbeyi arasında bulunur. 1960'lara kadar çoğunlukla Rumların oturduğu bir Boğaziçi köyüydü. Bugün de geleneksel Boğaziçi yaşantısının izleri görülür.
Beylerbeyi ve Vaniköy'ün arasında yer alan Çengelköy'ün adının nereden geldiğiyle ilgili birkaç rivayet b ulunuyor. Bunlardan ilki Fatih Sultan Mehmet'in bir gemi çengeli bulması ve Osmanlı döneminde burada gemi çapalarının imal edilmesi; diğer rivayet ise Kaptan-ı Derya Çengel oğlu Tahir Paşa burada yaşadığı için semtin Çengelköy diye anılması...
Fotoğraf karesinde 'canlanan' resimler
Çengelköy'de her iki yanını çınarların kapladığı Çengelköy Caddesi'nin sağ ve sol tarafta alışveriş yapabileceğiniz pek çok dükkân bulunuyor. Caddeden ayrılıp sol tarafta kalan ara sokağa girdiğinizde Sadullah Paşa Yalısı'nı görebilirsiniz.
Çengelköy, Tarihi Çınaraltı Aile Çay Bahçesi'ne de ev sahipliği yapıyor. Ara sokaklarda yer alan fırınlara uğrayarak kahvaltılıklar alabilir; buradan Hamdullah Paşa Camii'nin arka tarafında yer alan bu çay bahçesinde çayınızı ya da kahvenizi yudumlayabilirsiniz.
Çengelköy'de sadece sahil kısmında değil caddenin sağ tarafında kalan ara sokaklarında kaybolarak da güzel fotoğraf kareleri yakalayabilirsiniz. Ara sokaklarda ayrıca kitap-kafe temalı mekanlara ev sahipliği yapar.
Nasıl giderim?
Çengelköy'e Üsküdar'dan Beykoz yönüne giden otobüslere binerek ya da deniz yoluyla ulaşabilirsiniz.
Anadolu yakasının en güzel semtlerinden olan Kuzguncuk şirin sokakları ve nostaljik evleri ile fotoğraf meraklıların uğrak yerlerinden biri. İstanbul'da Anadolu Yakası'nda Üsküdar ilçesinde bulunan Kuzguncuk , sakinliği, doğası, huzuru ve farklı dinlere mensup insanların birlikte yaşadığı eski semtlerden...
Kuzguncuk'un en önemli simgesi, İcadiye Caddesi... Kuzguncuk sokaklarında rengârenk tarihi evler ve köşkler kartpostallık görüntüler oluşturuyor. Tarihi ev ve köşkleri barındıran "Simitçi Tahir" Sokağı gezilmesi gereken yerler arasında alıyor.
Kuzguncuk'ta boğazı gören Çınaraltı kafede çayınızı yudumlayıp; dinlenebilir ardından; Kuzguncuk'un yokuşunu çıktığınızda Botanik Bahçe'yi ziyaret edebilirsiniz.
Nasıl giderim?
Avrupa Yakası'ndan Kuzguncuk'a gitmek için Beşiktaş iskelesinden kalkan Üsküdar motorlarına binerek Üsküdar'a geçebilirsiniz. Üsküdar'dan yürüyerek ya da Mihrimah Sultan Camii'nin önünden kalkan Beykoz istikameti otobüslerine binebilirsiniz. Anadolu Yakası'ndan Kuzguncuk'a gitmek isteyenler ise Mihrimah Sultan Camii'nin önünde kalkan otobüs ve minibüsleri kullanarak ya da yürüyerek gitmeyi tercih edebilirler.
İstanbul'u anlamak için görülmesi gereken 10 mekan
Emirgân Korusu, İstanbul'un Sarıyer ilçesinde yer alan bir korudur. İstanbul Boğazı kıyılarında, Emirgân-İstinye semtleri arasında yer alır. İstanbul Boğazı kıyısında, 47,2 hektarlık bir alanda sırtlar ve yamaçlar üstüne yayılmıştır. Çevresi yüksek duvarlarla çevrilmiş durumdadır.
Koru, 17. yüzyılda Osmanlı padişahı IV. Murad tarafından İranlı Emir Güne Han'a armağan edilmiştir. Daha önce Feridun Bahçeleri olarak anılan bölge bundan sonra Emirgân Korusu olarak anılmaya başlanmıştır. Yüzyıllar boyunca pek çok kez el değiştirmiş, 19. yüzyılda Osmanlı Padişahı Abdülaziz tarafından Mısır Hıdivi İsmail Paşa'ya verilmiştir. 1871-1878 yılları arasında koru içinde 3 köşk yaptırılmıştır. Günümüze de ulaşan bu köşkler Sarı Köşk, Pembe Köşk ve Beyaz Köşk olarak adlandırılmaktadır. 1940 yılında dönemin İstanbul belediye başkanı Lütfi Kırdar'ın girişimiyle kamulaştırılıp park olarak düzenlenerek halka açılmıştır.