İstanbul'un gerdanındaki inciler: Kadın çeşmeleri
İstanbul, tarihi kayıtlarda dünyada en çok çeşmesi olan şehir olarak geçer. Suyun nakşedilmesinde başta Osmanlı padişahları olmak üzere, hanım sultanlar, padişah kızları, sadrazamlar, paşalar, devlet erkânı ve imkânı olan herkesin katkısı olmuştu. İstanbul'u süslemede gayret gösteren Osmanlı kadınlarının çeşmelerini sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 13.11.2018
13:43
Güncelleme Tarihi: 13.11.2018
14:59
ÇEŞME KİTABELERİNDEKİ ZARİF DİL
Çeşme kitabelerinde Hz. Muhammed (SAV), Hz. Hüseyin (RA), Hz. Hasan (RA) gibi mübarek zatların isimlerinin haricinde yaptıran kişinin ölen çocukları, annesi ve babasının isimlerinin geçmesi de sık karşılaşılan durum. Örnek olarak Üçüncü Murad'ın kızı Ayşe Sultan ölen kocası Kanijeli İbrahim'in, Birinci Abdülhamid'in eşlerinden Sineperver Valide Sultan ölen oğlunun, Zehra Hanım babası Muhtar Efendi ve kardeşi Celal Bey'in ruhuna yaptırılan çeşmelerden söz edilir.
İkinci Selim'in küçük kızı Şah Sultan'ın günümüze ulaşan ve bir kadın tarafından yaptırıldığı saptanan ilk çeşmedir. Çeşme, aynı gece vefat eden ikinci eşi Zal Mahmud Paşa ile birlikte yaptırdığı fakat paşanın ismiyle anılan Eyüp'teki Zal Mahmud Paşa Külliyesi'nin avlu kapısının bitişiğindedir. Mimar Sinan'ın eseri olan külliyenin yapım tarihine dair net bir bilgi olmamakla birlikte klasik tarzda inşa edilen çeşmenin her iki duvarında birer tas yuvası bulunur. Yapı kesme taştan ve dikdörtgen çerçeve içinde inşa edilmiştir.
Saray kadınların yaptırdığı çeşmeler arasında ikincisi Kanuni Sultan Süleyman ile Hürrem Sultan'ın kızları olan Mihrimah Sultan'ın yaptırdığı Edirnekapı'da kendi adını taşıyan çeşmedir. Mimar Sinan'ın eseri Mihrimah Sultan Cami yakınında bulunan çeşmenin tam yapılış tarihi belli değildir ancak şu an üzerinde bulunan kitabeden çeşmenin doğal afetlerden etkilendiği ve 1729-1730 arasında Cağalzade İbrahim Bey tarafından yeniden yaptırıldığı anlaşılır. Ayrıca sultanın Arafat Dağı'ndan Mekke'ye döşettiği suyolu da bulunur.
"Testimin kırıldığı bu yere öyle bir çeşme yapılsın ki, asırlar geçsin, ama çeşmenin suyu bitmesin, sanatı gözden düşmesin. Testisini kıran kızlar bir daha dolduramam diye gözyaşı dökmesin. Suyu bol aksın."
Birinci Mahmud'un annesi olan sultan, üç çeşme ile Alaca Minare Mescidi'ni yeniden yaptırır. 1732-1733'te Azapkapı Çeşme Meydanı'nda yaptırdığı kendi adına taşıyan çeşme ve sebilin ilginç bir de hikâyesi vardır:
Dördüncü Mehmed'in eşi Gülnuş Valide Sultan şehirde gezinti yaparken Saliha Sultan Sebil ve Çeşmesi'nin bulunduğu yerde olan küçük bir çeşmenin başında testisi kırıldığı için ağlayan bir kız çocuğu görür. Sultan kıza para vermek ister ancak küçük kız testisinin kırıldığına değil, su götürmeyi beceremediği için ağladığını söyler. Kızın cevabından etkilenen valide sultan kızı saraya alır, yetiştirir ve oğlu İkinci Mustafa ile evlendirir. Saliha Sultan, hamileliği sırasında başında ağladığı küçük çeşmenin yerine görkemli bir çeşme yaptırmayı arzu eder.
Beş köşeli, mermerden yapılmış çeşme ve sebilden oluşan çeşmenin Tersane Caddesi'ne bakan iki yüzüne birer çeşme, iki cephenin birleştiği yerde de yarım daire şeklinde oturtulan sebil bulunur. Doğu ve Batı'nın süsleme örneklerinin bir arada bulunduğu yapıda hemen hemen boş yer yok gibidir. Bezemelerde vazo içinde çiçekler, tabaklar içinde meyveler vardır.
Uzun bir çeşme kitabesi olan çeşmenin şiiri dönemin tanınmış şairlerinden Seyyid Vehbi'ye hat yazısı ise Eğrikapılı Mehmed Rasih Efendi'ye aittir. Çeşme, Beyoğlu'nda Sokullu Mehmed Paşa Cami arkasında, Şişhane yokuşunun alt tarafında yol kenarında bulunuyor. Prof. Dr. Hatice Aynur, "Saliha Sultan Çeşmesi kadar görkemlisi yoktur. Muhteşem bir yapıdır." der.