İstanbul'un gerdanındaki inciler: Kadın çeşmeleri
İstanbul, tarihi kayıtlarda dünyada en çok çeşmesi olan şehir olarak geçer. Suyun nakşedilmesinde başta Osmanlı padişahları olmak üzere, hanım sultanlar, padişah kızları, sadrazamlar, paşalar, devlet erkânı ve imkânı olan herkesin katkısı olmuştu. İstanbul'u süslemede gayret gösteren Osmanlı kadınlarının çeşmelerini sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 13.11.2018
13:43
Güncelleme Tarihi: 13.11.2018
14:59
KETHÜDA CANFEDA KADIN VE HAZİNEDAR ŞEVKİNİHAL USTA ÇEŞMESİ
Mesleki silsilenin devam ettiğine dair bir örnek olan çeşmeyi ilk yaptıran Canfeda Hatun'dur. Sonraki yıllarda tamirini üstlenen ise Şevkinihal Usta'dır. Çeşmenin yapılış tarihi üzerine net bilgi yok. Kaynaklarda Üçüncü Murad döneminde harem kethüdası ve Nurbanu Valide Sultan'ın cariyesi olan Canfeda Hatun'un ismine rastlanır. Çeşmenin kitabesinde ismi geçen hazinedar ise Birinci Abdülmecid döneminde sarayda görevlidir. 1848'de onarılan çeşme Gedikpaşa Sokağı'nda, Gedikpaşa Camii'nin karşısındadır. Çeşmenin tekkesi, ayna taşı ve cephesi kabartma şekillerle süslüdür.
İki yanda dikdörtgen sütunların yükseldiği çeşmenin üst kısmına güneş motifli rozet içinde Sultan Abdülmecid'in tuğrası bulunur. Tuğranın hemen altına ise yedi satırlık kitabe olan yer alan çeşmenin basık kemerli nişin içindeki ayna taşı hayat ağacı motifi ile bezeli.
Sirkeci'de Hoca Paşa Camii yanında bulunan çeşmeyi yapanın kim olduğu bilinmemekle beraber padişah eşlerinden biri olduğu tahmin edilir. Cephesi baştanbaşa mermer levhalarla kaplı, Rokoko tarzındaki oymalı ayna taşı ve kitabe bulunan çeşmede, yuvarlak bir kemer içinde II. Mahmud'un tuğrası bulunur. Kitabesinde on dört mısralık dize bulunan eser bakımlı ve suyu akan ender çeşmelerden biridir.
SORMAGİR CAMİİ’NDEKİ ABİDE HANIM ÇEŞMESİ
Çeşmenin bahçesinde bulunduğu Hacı Hüseyin Kethüda'dan Sormagir Camii'nin isminin hikâyesi hayli ilginçtir. Rivayete göre cami önünde oturan Hacı Hüseyin Kethüda'ya bir yabancının caminin adını sorması sonrasında aldığı 'Sormagir' cevabı caminin bu isimle anılmasına sebep olmuştur. Çeşmenin kitabesinden anlaşılacağı üzere ilk yaptıranı Hacı Hüseyin ve kızı Safiye Hanım'dır. 1145'te (1732) inşa ettirilen ve Hacı Hüseyin Kethüda'dan Sormagir Camii bahçesinde yer alan çeşme daha sonradan tahribata uğramış olacak ki, ilk bânîlerinin ruhları için Abide Hanım tarafından tamir ettirilmiş.
Çeşme yapı olarak günümüzde bahçesinde bulunduğu caminin alçağında kalmış, merdivenle inilen bir pozisyonda. Tamamen klasik üslupta inşa edilen çeşmenin kilit taşı noktasında bir kabartma göze çarpar. Kenar işlemeleri vazo içerisinde meyveler olan ayna taşı oldukça süslüdür. Sağ ve sol kısımda ikişer ikişer olmak üzere toplamda dört kâse yer almakla birlikte alt ve üst kısımda ise birbirinin içerisinden geçirilmiş motifler yer alır. Ayna taşının lülenin bulunduğu asıl kısmında ise adeta perde motifli bir dalgalı kemer motifi bulunur. Bu motifin hemen altında bir pençe gibi güneş motifine benzetilebilecek bir kabartma dikkatleri çeker.
İŞLENMEMİŞ YERİ OLMAYAN GÜLNUŞ EMETULLAH VALİDE SULTAN ÇEŞMESİ
Üsküdar sahiline oldukça yakın bir konumu olan çeşmenin ilk bakışta göze çarpan kısmı tepede yer alan alınlığıdır. Baştan aşağıya işlemelerle dolu olan çeşmenin bir diğer göze çarpan bölüm ise yelpaze şeklinde mukarnasa sahip olan yuvarlak kemerdir. Gülnuş Emetullah Valide Sultan tarafından 1121'de (1709) yaptırılan çeşme Yeni Camii'in Hâkimiyet-i Milliye Caddesi'ne açılan avlu kapısının yanında yer alır. Devrinin eşsiz bir mimari örneği olan çeşme taş işlemesi olarak çok güzel bir yapıda olup yalak ve setleri hariç işlenmemiş hiçbir yeri yoktur.
Çeşmenin en üst kısmında yer alan tepelik üç kısımdır ve ortadaki yükselti ters bir istiridye kabuğu üzerinde yükselmektedir. Alınlık denilen üst kısımda hiçbir yer boş bırakılmadan bitkisel motiflerle tezyin edilmiştir. Oval bir biçimde stilize edilmiş kemer içerisinde yelpaze şeklinde bir mukarnas barındırır. Kemerin oval sağ ve sol üst kesiminde birer rozet benzeri kabartma bulunmakta ve bu kabartmanın bir benzeri de yelpaze olarak stilize edilmiş mukarnasın orta noktasında yer almaktadır.
DÖRT EŞİ DE VEFAT EDEN EMİNE SULTAN’IN ÇEŞMESİ
Başından dört evlilik geçen ve oldukça genç yaşta vefat eden Emine Sultan'ın çeşmesi, üzerinde yer yer çatlaklar bulunsa da özellikle kitabesinin göz alıcılığı sayesinde oldukça dikkat çekicidir.Çeşme Sultan II. Mustafa'nın kızı Emine Sultan tarafından 1151'de (1738) inşa ettirilmiştir. 1696 senesinde doğan Emine Sultan 1703 senesinde Çorlulu Ali Paşa ile nişanlanmıştı. Ancak babası Sultan II. Mustafa'nın aynı yıl tahttan indirilmesi sonucunda Çorlulu Ali Paşa ile olan izdivaçları ancak 1708'de gerçekleşebildi.
1711'de Çorlulu Ali Paşa'nın öldürülmesi üzerine Trabzon Valisi Recep Paşa ile evlenen Sultan'ın bu evliliği de Paşa'nın 1726'da vefatı ile son buldu. Recep Paşa'nın ardından İbrahim Paşa ile evlenen Sultan'ın bu evliliği de uzun sürmedi ve 1728'de İbrahim Paşa'nın vefatı sonucu Sultan, dördüncü defa olarak Aydın muhassılı Abdullah Paşa ile evlendi. 1736'da Abdullah Paşa'nın ölümünden sonra bir daha evlenmeyen Sultan 1739'da vefat etti.