İstanbul'un keşfedilmeyi bekleyen gizli cennetleri
Koşuşturmacası durmak bilmeyen, nüfus olarak dünyada bazı ülkelerden bile büyük olan dev bir şehir; İstanbul 'un pek bilinmeyen, belki de daha önce duyma ihtimali bile olmayan ve mutlaka görülmesi gereken aynı zamanda keşif edilmeye hasret o muhteşem yerler.
Giriş Tarihi: 05.04.2018
23:20
Güncelleme Tarihi: 06.04.2018
20:04
GARİPÇE KÖYÜ
Boğaz sahil şeridinde ve Rumelikavağı ile Rumelifeneri köyü arasında yer alan Garipçe Köyü, Sarıyer ilçe merkezine 11, Taksim'e 31 ve Eminönü'ne 34 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Sarıyer'in 9 köyünden biri olan Garipçe, boğazın Karadeniz girişine hâkim manzarası, temiz havası, taze balıkları, antik kaleleriyle sakin bir gün geçirmek isteyenleri kucaklıyor.
Büyükliman tarafından giderken ''Gürleyen Kayalar'' , diğer adıyla ''Ağlayan Kayalar'' , çok küçük bir koy olan Hamsi Limanı ve Büyükliman Burnu (Çalı Burnu), Rumelifeneri'ne giderken Garipçe Burnu'ndan Papaz Burnu'na kadar yalçın kayalar uzanıyor.
Koyun diğer burnu ise kayalıklardan denize girmek isteyen gençlerin, fotoğraf severlerin kullandıkları bir patika ile köye bağlanıyor. Sarıyer ve Garipçe'den tekneyle gelenler, Büyükliman halk plajında denize girebiliyor.
RUMELİ FENERİ
Rumeli Feneri, özellikle İstanbul'un Avrupa yakasında oturanlar için ideal gezi yerlerinin başında geliyor. İstanbul Boğazı'na Karadeniz'den giriş yapan gemileri karşılayıp aynı denize açılanları uğurlayan ve 1856 yılında Fransızlar tarafından inşa edilen Rumeli Feneri , deniz seviyesinden 58 metre yükseklikte bulunuyor.
30 metre uzunlukta üç kademeli kule yapısına sahip olan ve ilk yıllarında gaz yağı, ardından asetilen gazı günümüzde ise otomatik olarak elektrikle çalışan fenerdeki ışığın görülme mesafesi 18 mil. Kule binası içindeki Saltuk Baba Türbesi ziyaret edilebiliyor. Rumeli Feneri'nin eşsiz manzarası eşliğinde, isteyenler kısa gezintiler sonrası kule dibinde bir çay bahçesinde oturabiliyor, köyün az sayıdaki balık lokantalarına misafir olabiliyor.