Arama

Sinemanın şair babası Tarkovski’nin insan hakkındaki düşünceleri

Tarkovski, sanatın ve insan varlığının amacı üzerine düşünmüş ve insan hayatının ancak şiirsel araçların yardımıyla yansıtılabileceği sonucuna varmıştır. Öyle ki Bergman, onun hakkında; "Hayatın bir yansımadan ve rüyadan ibaret olduğunu betimleyerek yeni bir dil icat eden Tarkovski benim için büyük bir yönetmendir." yorumunu yapar. Tarkovski'yi ölüm yıldönümünde sineması ve insan hakkında vardığı çıkarımlarla birlikte anıyoruz.

  • 7
  • 17
Nostalji - Nostalghia (1983), IMDb 8.2
Nostalji - Nostalghia 1983, IMDb 8.2

Tanınmış bir Rus şair olan Andrei, 18. yüzyılda yaşamış ve Bolonya'da eğitim görmüş memleketlisi müzisyen Sosnovsky'nin hayatını araştırmak için İtalya'ya gelir. Güzel İtalyan tercümanı eşliğinde Toskana'dayken mutsuz evliliğinin, karısının ve çocuklarının Rusya'daki hatırası onu avlar. Seyahati giderek içsel bir serüvene dönüşürken mistik bir aydınlanma, şairin yolunu aydınlatacaktır.

  • 8
  • 17
Kurban - Offret (1986), IMDb 8.1
Kurban - Offret 1986, IMDb 8.1

"Alexander, bir gazeteci, bir oyuncu ve bir filozoftur. Yakınlarda gerçekleşecek olan doğum gününde tüm aile bir araya gelmeye karar vermişlerdir. Bu doğum günü Alexander ile oğlu arasında oldukça geniş kapsamlı bir diyaloğun başlamasına sebep olacaktır. Ancak vakit akşam olmaya başlayınca start alacak olan bir nükleer savaş bu kişisel hesaplaşmayı başka bir boyuta taşıyacaktır."

  • 9
  • 17
SİNEMANIN ŞAİR BABASI TARKOVSKI’DEN ALINTILAR
SİNEMANIN ŞAİR BABASI TARKOVSKI’DEN ALINTILAR

"Sanat yaratma kapasitesidir. Yaratıcının aynadaki yansısıdır. Biz sanatçılar bu jesti tekrarlamaktan, taklit etmekten başka bir şey yapmıyoruz. Sanat, Yaradan'a benzediğimiz belirli bir andır. Bu yüzden Yaradan'dan bağımsız bir sanata asla inanmadım. Tanrı'sız bir sanata inanmıyorum. Sanatın anlamı yakarmadır. Bu benim yakarışım. Eğer bu dua, bu yakarış, benim filmlerim insanları Tanrı'ya yöneltebilirse ne mutlu bana. Yaşamım esas anlamını bulacak: Hizmet etmek. Ama bunu asla başkalarına empoze etmeye kalkışmayacağım. Hizmet etmek fethetmek demek değildir."

"Sinemada beni çeken, alışılmamış şiirsel bağlantılar, şiirselliğin mantığıdır. Kanımca bu, bütün diğer sanatlar içinde en gerçekçisi ve en şiirseli olan sinemanın olanaklarına da çok uygun düşmektedir."

  • 10
  • 17

Tarkovski Japon Haiku şiirlerinden de etkilenmiştir. Mühürlenmiş Zaman'da Haiku'dan şöyle bahseder: "Bu dizeleri bu kadar güzel kılan, sonsuzluğa karışmadan önce yakalanabilen anın tekrarlanamazlığıdır.

" Eğer, gerçekliğin bilimsel ve duygusuz bir şekilde kavranması, hiçbir zaman sonu gelmeyen bir merdivenin basamaklarını tırmanmakla eş anlama geliyorsa, sanatsal kavrayış da insana, kendi içinde mükemmel ve bütünleşmiş, sonu olmayan bir alanlar sistemini hatırlatır. Bu alanlar, bazen birbirlerini tamamlar, bazen birbirleriyle de çelişir; ama hiçbir şart altında birbirlerinin yerini dolduramazlar. Aksine, birbirlerini zenginleştirir, bütünsellikleriyle sonsuza dek uzanan, her şeyin üzerinde özel bir alan oluştururlar. Kendi içinde sebeplendirilmiş ve her daim geçerliliğini koruyacak olan bu şiirsel vahiy, insana kimin kopyası olduğunu kavradığını ve bunu ifade etmek için yeteneğe sahip olduğunu kanıtlamaktadır. " -Mühürlenmiş Zaman

  • 11
  • 17

"İnsan hayatının öyle yönleri vardır ki, bunlar ancak şiirsel araçların yardımıyla oldukları gibi yansıtılabilir. Buna rağmen film yönetmenleri sık sık şiirsel mantığın yerine kaba bir tutuculukla teknik yöntemleri kullanmakta ısrar ediyorlar. Bu filmlerde rüyalar somut bir yaşam fenomeninden modası geçmiş film hileleri karmaşasına dönüşüyor." - Mühürlenmiş Zaman

"Karmaşık bir düşünce ve şiirsel bir dünya görüşü, asla, ne pahasına olursa olsun, fazla açık, herkesçe bilinen olgular çerçevesine sıkıştırılmamalıdır."

"Sanatçının seyirciyi algılama sürecinde kendisiyle eşit bir düzeye çekebilmesinin tek yolu, seyircinin tek başına, kendi düşüncelerini de katarak, filmin parçalarından yeni bir bütün oluşturmasını sağlamaktır."

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN