Arama

Türk ve Dünya edebiyatının önemli yazarlarının ilham evleri

Her yazar kendi başına kalma, eserlerini sakin bir kafayla yazma ihtiyacı duyar. Bu nedenle önce kendi dünyalarını kurmak, sonra okuyucusunu bu dünyanın içine dâhil etmek isterler. Bir yazarın evi, ister koca bir köşk olsun isterse yıkık dökük bir kulübe, o yazarın bir parçası olur. Bu nedenle yazarların eserlerini yazdıkları bu ilham kaleleri her daim merak konusu olmuştur. Türk ve Dünya edebiyatının önemli yazarları eserlerini nasıl, hangi ortamda yazdılar, ne gibi kişisel eşyalara sahiptiler? Sizler için ünlü yazarların eserlerini yazdıkları ilham evlerini listeledik.

  • 40
  • 42
Kemal Tahir, Kadıköy
Kemal Tahir, Kadıköy

Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı'nın önemli romancılarından Kemal Tahir'in eşi Semiha Tahir tarafından kurulan vakıf sayesinde müze haline getirilen Şaşkınbakkal'daki ev, yazarın son 10 yılını yansıtır. Tahir'in son çalışmalarını yaptığı ve hayata gözlerini yumduğu bu evde, ünlü yazara ait yaklaşık dokuz bin kitap, el yazmaları, kullandığı daktilosu, çalışma masası, çeşitli zamanlarda çekilmiş fotoğrafları, ödülleri yer alıyor.

  • 41
  • 42
Hüseyin Rahmi Gürpınar, Heybeliada
Hüseyin Rahmi Gürpınar, Heybeliada

Edebiyat-ı Cedide dönemi önemli bağımsız yazarlarından, roman ve öykü yazarı olmasının yanında natüralizmin de en önemli temsilcilerinden olan Hüseyin Rahmi, Heybeliada'daki evinde 1912-1944 yılları arasında 32 yıl boyunca yaşar ve hayatının son dönemini burada geçirir. Ev, 2000 yılında müzeye dönüştürülür. Müze evde; Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın kendi yaptığı el işlerinin (dantel) de bulunduğu eşyalar, kitaplar, gazete arşivi, tablolar, fotoğraflar mevcut.

  • 42
  • 42
Şarkkışla Âşık Veysel Müzesi
Şarkkışla Âşık Veysel Müzesi

Türkiye'de herkesin adını bildiği Âşık Veysel'in Sivas'ta, herkesin bilmediği bir müzesi var. Bu müze, âşığın gözlerini çiçek hastalığına kurban verdiği, sonra bir ağaç-adam, bir kuş-adam gibi tabiat makamında çalıp söylemeyi öğrendiği Şarkışla İlçesine bağlı Sivrialan Köyünde 1982'de kuruldu. Âşık Veysel sağlığında ismi duyulup kırk vilayeti, köy enstitülerini gezdikten sonra "ben zaten gözlerimden mahrumum… Bütün hislerim kulaklarımda… Şehirde o gürültüler kulağımı kapatıyor…" deyip yine aynı köye dönmüş, şimdi müze olan bu evde ölmüştü.

1982 yılından beri zorluklarla da olsa ayakta kalmayı başaran Âşık Veysel Müzesi2012 yılında nihayet hak ettiği ilgiye kavuşarak uluslararası bir projeyle yeniden düzenlendi. Avrupa Birliği-Türkiye Kültürlerarası Diyalog-Müzeler Hibe Programı kapsamında Sivas Müze Müdürlüğü tarafından yürütülen Müzeler Arası Kültür İttifakı Projesi'yle Âşık Veysel Müzesi'nin binası yenilendi ve sergi alanı yeni bir anlayışla, çevreye zarar vermeyen malzemelerle tekrar tasarlandı.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN