UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne giren yeni yerler
İnsanlığın ortak mirası olan ve evrensel değerlere sahip çıkmayı hedefleyen UNESCO, 'Dünya Kültür Mirası Listesi'nde farklı kültürlerin, medeniyetlerin, dinlerin ve tarihi dönemlerin küresel kültürde bıraktığı izler arasından en nadide örnekleri seçip listeliyor. UNESCO'nun 2019'da Dünya Mirası Listesi'ne eklediği en yeni 10 yeri bir araya getirdik.
Giriş Tarihi: 05.09.2019
13:11
Güncelleme Tarihi: 06.12.2019
09:42
PROSECCO TEPELERİ - İTALYA
İtalyan çiftçilerin yetiştirdikleri asmalar, tepeleri yemyeşil bir hale büründürmüştür. Küçük kasabalarla birbirinden ayrılan bu zümrüt tepeler, aynı zamanda bağcılık kültürünün yüzlerce yıllık varlığını kanıtlar niteliktedir.
Megalitik Kavanoz Mezarları ya da Kavanozlar Ovası ismini merkezi Laos'ta yer alan bir platonun üzerindeki mezarlık olarak kullanılan Demir Çağı'ndan kalma 2100 tüp şekilli megalitik taş kavanozdan alıyor. Avrupa'nın "Stonehenge" taşının Asya'daki benzeri "Antik Kavanozlar" olacaktır.
15 bölümden oluşan bu mekanın içinde bulunan büyük oyulmuş taş kavanozlar, taştan diskler, mezar taşları, taş ocakları yer almaktadır. Söz konusu höyükler, Bahreyn Kalesi ve Bahreyn İncicilik Yolu'ndan sonra UNESCO listesine alınan ülkedeki 3'üncü sit alanıdır.
BUDJ BİM YANARDAĞI - AVUSTRALYA
Budj Bim, Macarthur yakınlarında sönmüş bir volkandır. Budj Bim aynı zamanda High Head anlamına gelen Gunditjmara adıdır. Konik biçimli yanardağ, 178 metre yüksekliktedir.
Sönmüş olan bu volkan, 6 Temmuz 2019 itibariyle UNESCO'nun Dünya Kültürel Miras Alanı oldu.
ŞEKİ HAN SARAYI - AZERBAYCAN
Azerbaycan'ın tarihi ve doğal güzellikleriyle ünlü "Şeki kentinin tarihi mahallesi ve Şeki Han Sarayı", Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünün Dünya Miras Listesi'ne eklendi.
Şeki Hanları Sarayı, Azerbaycan'ın Şeki kentinde bulunan ve Şeki hanlarının eski ikameti olan yapıdır. Günümüzde müze olarak hizmet vermektedir. Dünyanın önemli tarihsel ve kültürel anıtı ve "Yuxarı Baş" Devlet Tarih-Mimarlık rezervinin bir parçasıdır.
Azerbaycan mimarisinin en önemli anıtları arasında gösterilen ve 1762'de hanların yazlık ikametgahı olarak inşa edilen Şeki Han Sarayı'nın en önemli özelliklerinden biri de yapımında çivi veya herhangi bir yapıştırıcı unsurun kullanılmamış olmasıdır.
Çevresi surlarla çevrili, iki kat, altı oda ve iki aynalı balkondan oluşan, salon ve oda duvarları renkli işlemeler, motifler, savaş sahnelerinin yansıtıldığı duvar resimleriyle süslü sarayın ahşap çıtalar arasına çeşitli renklerde cam monte edilerek yapılan geometrik desenli pencereleri, "şebeke" adı verilen el sanatlarının en nadir örnekleri arasında gösteriliyor.