Arama

Kemal Sayar’ın insan ruhunu çözümlediği eseri: Ruh Hali

İnsanlar arasındaki iletişimin azaldığı, maddiyatın ve materyalizmin ön plana çıktığı çağımızda, ruhsal hastalıklar ve problemler toplumun hemen her sınıfında baş gösteriyor. Problemlerini çözme arayışındaki insanlar psikologlara, ilaçlara ve kişisel gelişim kitaplarına başvururken ne yazık ki yeterli zamanda kısa ve etkileyici çözümlere ulaşamıyorlar. Kemal Sayar'ın "Ruh Hali" kitabı ise tüm bu sorunları ele alan, karanlıkta kalmış alanlara ışık tutan, Türkiye'de ruh sağlığı alanındaki yerli kaynak açığını giderecek mütevazi bir eser mesabesinde. Sizler için Kemal Sayar'ın insana seslendiği "Ruh Hali" eserinden birbirinden güzel ve izah edici alıntıları bir araya getirdik.

  • 33
  • 51
Çocuk eğitimi
Çocuk eğitimi

"Anne babaların ve eğitimcilerin en fazla üzerinde durdukları problemlerin başında davranışla ilgili sorunlar gelir. Bildiğimiz gibi insanoğlu dünyaya geldiği ilk günden itibaren birtakım kurallar öğrenmeye başlar. Özellikle üç yaşını bitirdikten sonra sosyalleşen, ilişkileri artan, çevresini daha kolay algılayan çocuk, bu ilişki biçimlerinden sonuçlar çıkarır ve kendisine göre sınırlar koyar. İşte bu sınırların oluşumunda çocuğu yetiştiren bireylerin -en küçük ölçekte ailenin yadsınamayacak rolü vardır. Çünkü anne babalar olarak bizler çocuklarımıza birtakım doğruları, yanlışları öğretir, davranışlarına bazı sınırlamalar getiririz. Böylece onların toplum içerisinde daha uyumlu ve sağlıklı bireyler olmalarını sağlamaya çalışırız."

Kemal Sayar

  • 34
  • 51
Motivasyon
Motivasyon

"Hemen hemen bütün çocuklar ödev yapmak için motivasyona ihtiyaç duyarlar. Ebeveynler de çocukların motivasyonunu artırmak için maddi veya manevi ödüller vererek ödev yapmayı daha zevkli hale getirmeye çalışırlar. Fakat dikkat problemi olan çocuklar, anne baba ne kadar motive edici davranırsa davransın ders çalışmaya direnç gösterirler. Birlikte ders çalışırken, anne baba problemin çözümünü anlattığı halde, çocuk farklı bir şey düşünür ya da söyler.

Dikkat problemi olan çocuklar, okulda da birtakım tavırlar sergileyerek kendilerini ortaya koyarlar. Örneğin, dersleri takip etmekte zorlanırlar. Hiperaktivitesi olan çocuklar, genel itibariyle okulda iki farklı grup davranışı gösterirler. Bazıları, çok fazla konuşur, dersi kaynatmaya çalışır. Bir de daha gizli tavırlar sergileyen çocuklar vardır; bunlar sessiz, sakin bir kenara çekilip oturur, dersi dinliyor gibi görünüp hayallere dalar, dersle ilgili olmayan şeyler düşünür ama çevreye de zarar vermezler."

Kemal Sayar

Filistin direnişinin şairi: Mahmud Derviş

  • 35
  • 51
Ebeveyn - çocuk iletişimi
Ebeveyn - çocuk iletişimi

"Ebeveyn çocuk iletişiminde doğru yol; ne ihmalkâr ne de aşırı otoriter tutumdur. Ergene ihtiyaç duyduğu sınırları gösterebilen ama bunun yanında çocuğuyla ilgilenen anne babalar olmalıyız. Yani elini omzuna atarak çocuğuyla konuşabilen fakat sınırları aştığı zaman da onu uyarabilen, özgüvenini kırmadan, kendisini kötü hissettirmeden, "Sen burada yanlış yapıyorsun. Bence bunu yapmanın daha doğru bir yolu var. İstersen gel, birlikte bunun üzerine düşünelim" diyebilen anne babaların çocukları, bu dönemi çok daha rahat ve sorunsuz atlatabilirler. Birlikte çözüm üretmek, ergenle anne babanın yapabileceği en doğru şeydir."

Kemal Sayar

  • 36
  • 51
Depresyon
Depresyon

"Depresyonun statü ya da iyi bir gelecekle birebir ilişkisi yoktur. Önemli olan, depresyonun insanın zayıflığından kaynaklanmadığını bilmektir. Kimi insanlar çok yanlış bir biçimde depresyonu "karakter zaafı" olarak görürler. Oysa bu ruhsal durum rütbe, makam, servet ayırt etmeden her insanı etkileyebilir.

Depresyon bazen idealler ve gerçekler arasındaki uçurumdan kaynaklanır. Kendimiz için belirlediğimiz hedefler gerçeklerle uyumsuz ise ne kadar denersek deneyelim onlara ulaşamayız. O zaman da kendimizi hırpalamaya başlarız."

Kemal Sayar

Hamdullah Hamdi'nin "Leyla ile Mecnun" mesnevisi

  • 37
  • 51
Depresyon
Depresyon

"İnsanlar genellikle depresyonun sadece çökkün bir ruh hali ile gittiğini düşünürler -ki bu da depresyonun bir parçasıdır. Depresyonun en önemli parçası "keyif alma" kapasitesinin kaybıdır. Hayat boş görünür, yaşamak zevksizdir. Olumlu duygular hissetme kabiliyetimiz azalır, buna karşın olumsuz duygularımızın, özellikle kızgınlık ve öfke gibi duygularımızın şiddeti artar. Açıklayamadığımız alınganlıklar, tahammülsüzlükler, içerlemeler ve öfke açığa çıkar.

Sinirlilik ve huzursuzluktan dolayı çocuklarımıza ve akrabalarımıza ters davranıp onları kırabiliriz. Daha sonra bundan dolayı suçluluk hissederiz ve bu bizi daha da fazla depresyona sokar. Depresyonun bilinen diğer belirtileri huzursuzluk ve korkudur. Depresyonda olduğumuzda dayanıksızlaşırız. Her zaman kolaylıkla yaptığımız işler gözümüze korkutucu gelmeye başlar ve neden böyle olduğunu anlayamayız."

Kemal Sayar

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN