Kemal Sayar’ın insan ruhunu çözümlediği eseri: Ruh Hali
İnsanlar arasındaki iletişimin azaldığı, maddiyatın ve materyalizmin ön plana çıktığı çağımızda, ruhsal hastalıklar ve problemler toplumun hemen her sınıfında baş gösteriyor. Problemlerini çözme arayışındaki insanlar psikologlara, ilaçlara ve kişisel gelişim kitaplarına başvururken ne yazık ki yeterli zamanda kısa ve etkileyici çözümlere ulaşamıyorlar. Kemal Sayar'ın "Ruh Hali" kitabı ise tüm bu sorunları ele alan, karanlıkta kalmış alanlara ışık tutan, Türkiye'de ruh sağlığı alanındaki yerli kaynak açığını giderecek mütevazi bir eser mesabesinde. Sizler için Kemal Sayar'ın insana seslendiği "Ruh Hali" eserinden birbirinden güzel ve izah edici alıntıları bir araya getirdik.
Giriş Tarihi: 19.05.2022
12:31
Güncelleme Tarihi: 13.10.2022
16:12
"Fobi, belirli durumlar karşısında bazı kişilerin kapıldığı baskılı, endişeli, mantık dışı korku olarak tanımlanır. Bir nesneden veya bir durumdan, örneğin yükseklikten, bir yerde kapalı kalmaktan, fırtınadan, sisten vs. aşırı derecede korku ile karakterize edilebilen bir durumdur. Fobilerin bir kısmı normal insanlara anlaşılabilir gelse de, bazıları anlamsız ve gülünç bulunabilir. Örneğin bir insanın rüzgârdan, sisten korkmasını tuhaf bulabiliriz.
Fobiler çoğu zaman, bize kendimizi çok kötü hissettiren geçmiş yaşantılarla ortaya çıkar. Yukarıda sisten korkma örneğini vermiştik, sisli bir günde başımıza çok kötü bir olay gelmiş olabilir. Birdenbire beynimize aslında bizi korkutanın söz konusu olay değil de sis olduğu yazılır ve o andan itibaren sisten korkmaya başlarız. Çünkü insan zihni olumsuz bir hadise yaşadığı zaman, onu hemen o ortamla ilişkilendirmeye meyillidir. Fobiler sıklıkla "olumsuz şartlanma" dediğimiz bu ilişkilendirme özelliğiyle ortaya çıkar."
Kemal Sayar
"Bazen insanların önünde herhangi bir faaliyette bulunmaktan çok çekiniriz. Başkalarının da bulunduğu ortamlarda konuşurken, yemek yerken, hatta yazı yazarken bütün dikkatin bizim üzerimizde odaklanacağını düşünürüz. Bu korkunun ortaya çıkması için illa ki bir performans göstermemiz gerekmeyebilir. Bazen hiç tanımadığımız insanlarla dolu bir ortama girdiğimizde "Acaba kendimi küçük düşürecek, diğer insanların bana 'Bu adam aptal mıdır nedir?' diye bakmasına yol açacak bir hareket yapar mıyım? Başka insanlar daha sonra benimle dalga geçerler mi?" diye korkarız. Otorite saydığımız, bizi yargılayabileceğini düşündüğümüz insanların karşısında, duyduğumuz tedirginlik daha da artar. İşte bu durum, "sosyal fobi" dediğimiz toplumsal ortamlarda duyulan korkudur.
Çok yaygın bir korku olan sosyal fobi pek çoğumuzu etkiler. Yani hemen hemen hepimiz bazı sosyal fobik özellikler gösterebilir, yeni bir ortama girdiğimizde heyecan ve endişe duyabiliriz. Bu doğaldır ama eğer mesleki hayatımız etkilenmeye başlamışsa, örneğin öğrenciysek öğretmen tahtaya kaldıracak diye kalbimiz küt küt atıyorsa ve derse girmekten kaçınıyorsak ortada ciddi bir sorun var demektir."
Kemal Sayar
Sadettin Ökten'in dilinden sanat, gelenek ve medeniyet
"En iyi, iyinin düşmanıdır"
"En iyi, iyinin düşmanıdır" diye çok bilinen bir söz vardır. Bir şeyi en iyi biçimde yapmaya kalkışırsak, yani mükemmeliyetçi olursak hata yapma korkumuz artar. O zaman başka insanların önünde "yine bir hata yapacağım, yine küçük düşeceğim, benim aptal ve sıkıcı bir insan olduğumu düşünecekler" kaygısını daha yoğun hissetmeye başlarız. Hatalarımızın, eksiklerimizin, kusurlarımızın olabileceğini baştan kabul edersek bu korkuyla başa çıkmamız çok daha kolay olur. Hiçbir hata, dünyanın sonu değildir. Ve biz başkalarının bize verdiği değerden ibaret değiliz. Önce kendi kendimize değer verip güvenmeliyiz ki hayat sahnesinde rol alabilelim."
Kemal Sayar
"Kendinizi kimseyle mukayese etmeyin. Hep kendimizi bizden daha iyi durumda olan insanlarla mukayese ederiz. Oysa bizim imrendiğimiz hayatları yaşayanların iç dünyasında da fırtınalar kopuyor olabilir. Kendimizi başkalarıyla mukayese etmek bize sadece mutsuzluk verir.
Hayatın koşuşturmasından uzak durmaya çalışın. Arada bir kenara çekilip olan bitene uzaktan bakın. Kendinize dönün ve hayatın ritmini yavaşlatın. Bazen hayatı o kadar koşturarak yaşarız ki ne olup bittiğini aradan çok zaman geçtikten sonra fark ederiz. Ömrümüzü yaşanmadan tüketmemek için hayatı biraz yavaşlatmalıyız. Hayatın gizli olduğu küçük ayrıntıları fark edebilirsek endişe duygumuz azalır."
Kemal Sayar
Aliya İzzetbegoviç'in "Özgürlüğe Kaçışım, Zindandan Notlar" eserinden alıntılar
"Kimse mükemmel değildir. Ancak içimizden bazıları biraz daha az mükemmeldir. Kişilik ve karakter bozukluğundan mustarip sayısız insan, insani görevlerini yerine getiremez ve olgun, dürüst ve yapıcı ilişkiler sürdüremez. Böyle özellikler gösteren insanların pek çoğu yıkıcı ve hatta tehlikelidir. Bir binadaki zayıf malzeme nasıl günü geldiğinde o binanın yıkılmasına yol açarsa, bunun gibi kişilik bozuklukları da insanda çeşitli yıkımlara yol açar. İnsanlar kişilik ve karakter sorunlarını göremez ve zarar verici davranışlarını değiştiremezlerse, bu sorunlar adeta kişiyi ruhsal açıdan kötürüm eder. Kişiliğimiz, etrafımızdaki dünyaya uyum sağlamamızı kolaylaştırmıyorsa, birtakım kişilik sorunları ortaya çıkıyor demektir."
Kemal Sayar