Arama

Kemal Sayar’ın insan ruhunu çözümlediği eseri: Ruh Hali

İnsanlar arasındaki iletişimin azaldığı, maddiyatın ve materyalizmin ön plana çıktığı çağımızda, ruhsal hastalıklar ve problemler toplumun hemen her sınıfında baş gösteriyor. Problemlerini çözme arayışındaki insanlar psikologlara, ilaçlara ve kişisel gelişim kitaplarına başvururken ne yazık ki yeterli zamanda kısa ve etkileyici çözümlere ulaşamıyorlar. Kemal Sayar'ın "Ruh Hali" kitabı ise tüm bu sorunları ele alan, karanlıkta kalmış alanlara ışık tutan, Türkiye'de ruh sağlığı alanındaki yerli kaynak açığını giderecek mütevazi bir eser mesabesinde. Sizler için Kemal Sayar'ın insana seslendiği "Ruh Hali" eserinden birbirinden güzel ve izah edici alıntıları bir araya getirdik.

  • 43
  • 51

"Kimse mükemmel değildir. Ancak içimizden bazıları biraz daha az mükemmeldir. Kişilik ve karakter bozukluğundan mustarip sayısız insan, insani görevlerini yerine getiremez ve olgun, dürüst ve yapıcı ilişkiler sürdüremez. Böyle özellikler gösteren insanların pek çoğu yıkıcı ve hatta tehlikelidir. Bir binadaki zayıf malzeme nasıl günü geldiğinde o binanın yıkılmasına yol açarsa, bunun gibi kişilik bozuklukları da insanda çeşitli yıkımlara yol açar. İnsanlar kişilik ve karakter sorunlarını göremez ve zarar verici davranışlarını değiştiremezlerse, bu sorunlar adeta kişiyi ruhsal açıdan kötürüm eder. Kişiliğimiz, etrafımızdaki dünyaya uyum sağlamamızı kolaylaştırmıyorsa, birtakım kişilik sorunları ortaya çıkıyor demektir."

Kemal Sayar

  • 44
  • 51
Narsist kişiler
Narsist kişiler

"Narsisist kişiler, çok önemli ve vazgeçilemez olduklarını düşünürler. Halk arasında "Küçük dağları ben yarattım" denen tavrı temsil eden kişilerdir. Daima gösteriş yapar, daha aşağıda gördükleri kişileri aşağılar ve kendilerini methederler. Bunun karşılığında bekledikleri ilgi, övgü ve hayranlıkla karşılaşmadıklarında hayrete düşüp hayal kırıklığı ve mutsuzluk yaşayabilirler. Başkalarının kendi başarılarındaki katkısını göz ardı ederler. Otorite ya da üst düzey kişilerle iletişim kurmak için çabalar, kendileriyle onlar arasında bir ortaklık vehmederler. Başkalarından destek ve yardım göremediklerinde öfkelenirler. Kendi işleri ve keyifleri için insanları köle gibi kullanabilirler."

Kemal Sayar

Nizar Kabbani'nin meşhur eseri "Ben Beyrut"tan alıntılar

  • 45
  • 51
Narsist kişiler
Narsist kişiler

"Narsisist kişiler, çaba gösterdikleri sahalarda başarılı olabilirler, iş hayatında öne çıkabilirler. Sivrilmek ve öne çıkmak için işlerini bir kalkan olarak kullanmaları da söz konusu olabilir. İşlerini gerçekten çok sevdikleri için değil de, kendilerini başkalarına beğendirmek, alkış almak istedikleri için çok fazla çalışabilirler.

Kendilerini öven, takdir eden kişileri severler. Fakat aldıkları alkış biraz azaldığında ya da dün kendilerini alkışlayan insan bugün azıcık eleştirdiğinde, hemen öfkeye kapılırlar. Bir narsisistin en iyi kullandığı silah, kelimelerdir. Kelimelerle insanları yerin dibine batırırlar."

Kemal Sayar

  • 46
  • 51

"Çocuklar her zaman sevgiye muhtaçtır ve bu sevgi onlara sonuna kadar verilmelidir. Yalnız, koşulsuz sevgi vermekle pohpohlamak arasındaki farkı göz ardı etmemek gerekir. Asıl olan çocuğun kişiliğini, karakterini değil; iyi vasıflarını, meziyetlerini ve iyi eylemlerini ön plana çıkararak övmektir. Bazen anne babanın, çocuğa yeterli sevgi verememesinin sonucu olarak, çocuklar savunmaya geçerek kendilerini aşırı derecede sever hale gelir ve narsisistik kişilik geliştirme eğilimi gösterirler."

Kemal Sayar

Nuri Pakdil'in derkenarı: Kalem Kalesi'nden çarpıcı alıntılar

  • 47
  • 51

"Hafıza, bir sürü devreden oluşan soyut bir sistemdir. Beynimiz çok sayıda bilgiyi depo edebilecek bir yapıda yaratılmıştır. Belleğimiz gördüğümüz, yaşadığımız her şeyi emer ve depolar. Öğrendiğimiz her şey, tüm yaşam tecrübemiz beynimizdeki nöronlar aracılıyla elektriksel ve kimyasal harflerle hafızamıza yazılır. Fakat bu soyut bir yapı olduğu için, hafızayı elimize alıp inceleyemeyiz. Belleğimiz kimi zaman kaydettiği bilgileri siler ve biz öğrendiklerimizi unuturuz.

Unutkanlığın çeşitli sebepleri vardır: Bazı bilgileri, geçmiş yaşantıları unutmak istediğimiz için biz belleğimizden sileriz. Hatırlamak istemediğimiz anıları, bize acı veren olayları belleğimizin mahzenine atarız. Çünkü acı veren şeyleri sürekli hatırlayarak yaşamak çok zordur. Geriye dönüp bakarsanız, belleğinizde yer eden şeylerin daha çok hoş hatıralar olduğunu görürsünüz. İnsan belleğinde kötü olanı, olumsuz olanı inkâr etme yolunda bir eğilim vardır. Ancak biz her ne kadar unuttuğumuzu, sildiğimizi, "bastırdığımızı" düşünsek de o yaşantılar hatırlanmasalar dahi belleğimizin derinliklerinde var olmaya devam eder. "Bastırma" denen bu durum, bünyenin, sürekli olarak üzücü anılarla meşgul olmamak adına kurduğu bir savunma mekanizmasıdır."

Kemal Sayar

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN