Dışarıya gösterdiğimiz yüz: Sosyal maske
Sosyal hayatta gerek toplumsal normlara uymak gerekse sahip olduğumuz toplumsal rol gereği sosyal maskeler kullanabiliriz. Bu maskeler, bizi başkalarının gözünde daha iyi, eğlenceli ve güçlü gösterebilir. Zaman zaman bu maskeleri kullanmak da gerekli ve normaldir. Fakat sosyal maskemizle gerçek benliğimiz uyuşmadığında kendimiz olamamanın yükünü taşır, kendimize yabancılaşırız. Peki, sosyal maskeler sağlıklı şekilde kullanılabilir mi?
Giriş Tarihi: 02.01.2024
13:13
Güncelleme Tarihi: 02.01.2024
16:25
🔸 Sosyal maskeyi sağlıksız kullananlar, güvensiz bağlanan, gerçekçi sınırları ve öz denetim becerileri olmayan kişilerdir. Bu kişiler, maskeleri daha fazla kullanır ve onlarla bütünleşirler.
🔸 Kullandığımız maskelerin iç benliğimizden uzak olmamalıdır. Her rolde bir maske vardır. Komşu rolü, annelik rolü, baba rolü vs.
Kendi İsteğimizle Kaldığımız Hapishane: Konfor Alanı
Kendimiz gibi davranmak için neler yapabiliriz?
🔸 İlk önce kişi geçmiş aile ortamında kendi gibi, doğal davrandığı zamanlarda bastırılma, cezalandırılma ve reddedilme gibi durumlar yaşadı mı? Yani, maske takmaya ne zaman mecbur bırakıldı?
🔸 Ne zamandan beri aslında istemediği (kendine uymayan) davranış ve tutumlarda bulunuyor? Kişi, bunu fark ettikten sonra bundan rahatsızlık duyduğunu hissettiğinde kendisi olmaya karar verecektir.
🔸 Uzun zamandır maskeler ile bütünleşmişseniz, iç benliğinize uygun olmayan davranış ve tutumlarda bulunuyorsanız zaten iç sesiniz sizinle kavgalı, size kırgındır. Dolayısıyla sizinle olumsuz konuşuyordur. Bu duygulardan korkup kaçmayın. Çünkü bu sonsuza kadar sürmeyecek.
🔸 Kendiniz olmanın önündeki engellerle yüzleşin. Hayatta reddedilme, herkes tarafından sevilmeme gibi durumlarla karşılaşacağımızın farkında olmalıyız ve bu duygulara direnç kazanmalıyız.
Çağın Hastalığı: Panik Atak
🔸 Bu direnç de kendimiz olarak, duygu ve düşüncelerimizi ortaya koymaktan çekinmeyerek ve bunu tekrar tekrar yaparak kazanılabilir.
🔸 Olumsuz değerlendirilme korkusu, bütün ilişkilerimizi şekillendirir. Bu noktada kendimize hayatımızı "kimin için yaşıyoruz" sorusunu sormalıyız. Bir tane hayatımız var ve bunu "kendim olarak yaşadım" diyebilmenin cesareti ve gönül rahatlığıyla yaşamalıyız.