Abdülhamid'in miras bıraktığı 44 eser
Şehr-i İstanbul'un sevdalısı Sultan II. Abdülhamid, mevcut düzensizliğin önüne geçmek ve yeni yatırımlar yapmak kaydıyla can çekişen şehre yaşanırlık kazandırmak istiyordu. Abdülhamid'in siyasi yönü ile birlikte, Osmanlı vatanına kazandırdığı eserleri konuşmak, onun çağın gerekliliklerini ve ilerisini düşündüğünün bir kanıtıdır. Peki, Abdülhamid'in başkent olan İstanbul'u, marka şehir haline getirmek için dünyanın önde gelen mimarlarına ve şehir plancılarına İstanbul ile ilgili projeler çizdirdiğini biliyor muydunuz?
Giriş Tarihi: 10.02.2020
10:19
YILDIZ ÇİNİ FABRİKA-İ HÜMAYÛNU
Beşiktaş'ta yıldız Sarayı bahçesinde yer alan fabrika, Sultan II. Abdülhamid tarafından 1891 yılında, Türk çini sanatını canlandırmak, yeni bir yön ve hız vermek amacıyla kurduruldu.
1891 yılında üretime başlayan fabrika, 1894 depreminde zarar görmüş, aynı yıl İtalya Mimar Raimondo D'Aronco'ya adeta yeniden yaptırıldı. Aslında saray atölyesi olan Çini Fabrika-i Hümayununda 1894 yılından itibaren vazo, duvar tabağı gibi dekoratif amaçlı eserler yanı sıra, yazı ve sofra takımları, kartvizit tabakları, kapaklı kâseler , sahanlar, aşure testileri, karpuz şekerlikler, çay ve fincan takımları gibi günlük kullanım eşyaları da üretilmişti.
Yıldız Çini Fabrika-i Hümayunu'nda üretilen eserlerin tümünde, fabrikanın orijinal amblemi olan ay-yıldız damgası yer alırdı.
BEYKOZ HAMİDİYE KÂĞIT FABRİKASI
Beykoz'da Hünkâr İskelesi yanında, temeli 19 Haziran 1890'da dualarla atılan ve resmi açılışı 24 Ocak 1893 yılında yapılan fabrikadır. Sultan II. Abdülhamid, 1887 yılında Başmabeyn Osman Bey'e 50 yıl süreyle Osmanlı'da kâğıt imali imtiyazını vermişti. Bunun üzerine Osman Bey tarafından 300.000 Osmanlı altını sermayeli bir şirket kuruldu.
Şirkete bir İngiliz sermayedar grubu ortaktı, Türkçe adı Hamidiye Kâğıt Fabrikası İngilizce adı ise Ottoman Paper Manifacturing Company Limited idi. Fabrikanın kurucusu Osman Bey ölünce yerini oğulları Ali Cevad beyler aldı. Fabrika alanı olarak Ali Cevad Bey'in Hünkâr İskelesi yanındaki 42 dönümlük arazisi seçildi. İngiltere'den dört kâğıt makinesi getirildi. Fabrika 24 Ocak 1893'ten itibaren üretime geçti.
KÜÇÜKÇEKMECE KİBRİT FABRİKASI
Fabrika, Küçükçekmece ilçesi, Fatih Mahallesi, Florya Asfaltı Caddesi'nde yer alır. Sultan II. Abdülhamid döneminde sanayileşme atılımlarının bir tezahürü olarak Osmanlı Kibritleri Anonim Şirketi ismiyle kuruldu.
Sultan II. Abdülhamid'in irade-i seniyyesi sonucu kibrit fabrikası kurmak için gerekli izinler verilir. Böylelikle yapılan incelemeler sonucunda Küçükçekmece sırtlarında yerleşim yerinden uzak bir mahalle Fransız girişimciler tarafından Osmanlı Kibrit Anonim Şirketi kurulur. 1898 yılının Mart ayında inşası tamamlanan fabrika, dört büyük daireden oluşmaktaydı.
Sultan II. Abdülhamid döneminde yapılan kamu binaları arasında Müze-i Hümayun binaları da yer almaktadır. Dünya üzerinde müze binası olarak tasarlanan ve bu amaçla kullanılan ilk 10 müze arasında yer alan Müze-i Hümayun, Topkapı Sarayı'nın dış avlusundan Gülhane'ye inen yokuş üzerinde Sultan II. Abdülhamid Han'ın iradesi ile Alexandre Vallaury tarafından tasarlanmış ve 1891-1907 yılları arasında Çinili Köşk'ün karşısına, üç aşamalı olarak inşa edilmiştir.
1881 yılında Müze-i Hümayun müdürü Dethier'in ölümüyle yerine Edhem Paşa'nın oğlu Osman Hamdi Bey getirilir. Müzenin kurumsal bir kimlik kazanması Osman Hamdi Bey'in çalışmaları ile sağlanmıştır.
TOPKAPI SARAYI HAMİDİYE ÇEŞMESİ
Topkapı Sarayı'nda, Selam Kapısı girişinin sağındaki süs havuzunun yanında yer almaktadır. 1889 yılında yaptırılan Hamidiye Çeşmesi, sonradan bu bölgeye getirilmiş olup orijinal yeri hakkında kaynaklarda bilgi bulunmamaktadır.
Alman İmparatoru II. Wilhem'in 1898 tarihinde İstanbul'a gerçekleştirdiği ziyaretin Topkapı Sarayı programında günümüzde Hamidiye Çeşmesi'nin bulunduğu yerdeki Cellat Çeşmesi'ni görüp de olumsuz bir kamuoyu oluşturmasın düşüncesiyle bu bölgeye Hamidiye Çeşmesi yerleştirilmiştir.
Çeşmenin üst kısmında motiflerle süslü madalyonunun içinde Sultan II. Abdülhamid Han'ın tuğrası bulunmaktadır. Hamidiye Çeşmesi, cellat tarafından kafası vurulan kişinin başının sergilendiği Seng-i İbret yanında, Sultan II. Abdülhamid Han'ın Topkapı Sarayı'na armağanı olarak yer almaktadır.