Arama

  • Anasayfa
  • Galeri
  • Tarih
  • Beyazıd’ın yanında dini tartışmalara katılan Bizans İmparatoru II. Manuel

Beyazıd’ın yanında dini tartışmalara katılan Bizans İmparatoru II. Manuel

II. Manuel, 1391-1425 yılları arasında hüküm sürmüş bir Bizans İmparatorudur. Bizans'ın en sıkıntılı dönemlerinde İmparatorluk yapmış olan Manuel, küçük yaşlardan itibaren farklı devletlerde rehin olarak kalmıştır. I. Murat ve Yıldırım Beyazıt dönemlerinde Osmanlıların yanında rehin olarak bulunan Manuel, 1391 yılında Osmanlıların yardımıyla İmparator olmuştur. Peki, Osmanlıların yardımıyla imparator olan Manuel'in gözünden Osmanlı sultanı ve halkı nasıldır? Yıldırım Bayezid ve dönemin aydınlarıyla hangi konularda münakaşalara girişmiştir? İşte sizlerle…

  • 3
  • 12
II. Manuel’in Osmanlı’yı anlattığı mektuplar
II. Manuel’in Osmanlı’yı anlattığı mektuplar

Bizans İmparatoru II. Manuel, 1391 yılında Osmanlı Sultanı I. Bâyezid'ın Sivas hâkimi Kadı Burhaneddin üzerine düzenlediği sefere Osmanlı sultanının vassalı (Osmanlı devletinden yardım alan yarı bağımlı devlet) olarak katılmış ve Osmanlı karargâhındayken Bizans sarayında aslen Venedik vatandaşı olan Demetrios Kidones, Kabasilas, Phothos, Konstantin Asanes gibi ünlü devlet adamlarına 8 mektup yazmıştır.

  • 4
  • 12
Mektuplar neden yazıldı?
Mektuplar neden yazıldı?

İmparator Manuel'in bu mektupları hem Konstantinopolis halkını, hem de İmparatorun akıbetini öğrenmeye istekli Bizans'ın o dönem müttefiki Venediklileri, seferin gidişatı hakkında bilgilendirmek amacıyla yazdığı düşünülmektedir. Fakat bu mektuplar ne yazık ki Osmanlı sultanı ve halkı hakkında olumsuz ithamları içerir.

  • 5
  • 12
Osmanlı’nın himayesinde rahat bir yaşam süren Manuel’in ihanet dolu sözleri
Osmanlı’nın himayesinde rahat bir yaşam süren Manuel’in ihanet dolu sözleri

Manuel'in Mektupları isimli kitapta Manuel'in devlet adamı Kidones'e yazdığı mektupta şu nefret ve ihanet dolu sözler yer almaktadır:

"Görünüşte ve gerçekte burası oldukça vahşi bir yerdir. Bu yer, bize az miktarda ağaçlık ve biraz bulanık sudan başka bir şey sağlamaz. Burası adaletin şekli olmaksızın kaçışı olmayan çok zalim ve insanlık dışı bir ölümden kaçmak için kayalıklardaki deliklere, ormanlara ve yüksek dağlara kaçan sakinler tarafından terk edildi. Çünkü mukabelede bulunmak için açılan her ağız, derhal kılıçla kapatılır. Ne çok küçük çocuklar ne de savunmasız kadınlar, hiç kimsenin canı bağışlanmaz. Zira yaşlılık ve hastalık onları bu öldürücü kılıçtan kurtulma umuduyla kaçmaktan alıkoyar. Daha da kötüsü, Persli din adamları arasında daha çok saygı duyulan Mevlana (hilekâr daha iyi bir adlandırma olabilir) unvanı, kendi halkı arasında Triballianlar, Sırplar, Mysoi, Bulgarlar ya da İlliryalılardan Arnavutlar daha fazla itibar sağlamıyor."

..Aslına bakarsak, bu halkın (Türklerin) elinde geçmişte çektiklerinin intikamına karşılık olarak ceza uyguladıklarına inanıyorlar ve Hz. İsa'nın öcünü aldıklarına dair naralarla, durmaksızın, karşılarına çıkan herkesi katlediyorlar. Ve onlar da -fakat ben bütün bunları anlatmamalıyım;- sen muhtemelen bunu diğerlerinden duyacaksın. Bu katliam için şimdilik bu kadar yeter."

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN