Bursa'da medfun padişah türbeleri
Osmanlı, 600 yıl dünyaya hükmederek dev bir imparatorluk oluşturdu. Söğüt'te başlayan bu tarihi yolculuk, üç kıtaya yayıldı. Dünyanın en güçlü devletinden Osmanlı'nın ilk başkenti Bursa'da ise 6 padişahın türbesi bulunuyor. Sizler için şehrin manevi direkleri olarak adlandırılan padişah türbelerini derledik.
Giriş Tarihi: 31.01.2020
17:03
Güncelleme Tarihi: 31.01.2020
17:35
Sultan I. Mehmed, 1389 yılında Edirne'de doğdu. Osmanlı'nın beşinci sultanı olan Çelebi Mehmed, 11 yıl süren Fetret devrine son verdi, bu nedenle de Osmanlı'nın ikinci kurucusu olarak adlandırıldı.
Osmanlı'nın yaşadığı bu zor zamandan sonra devletin tekrar Anadolu ve Balkanlarda hakim bir güç konumuna gelmesini sağladı.1413 yılında tahta çıkan Çelebi Mehmed, hem Bizans'la hem de iç savaşla mücadele etti.
Sultan Çelebi Mehmed 26 Mayıs 1421 de Edirne'de vefat etti. Osmanlı padişahları arasında ölümü gizlenen ilk padişah o oldu.
Bursa'da, hanedana ait en büyük türbe topluluğunun yer aldığı Muradiye Külliyesi, Bursa'da Osmanlı sultanları tarafından yaptırılan son külliyedir.
Padişah sultan II. Murad tarafından 1425-1426 yıllarında yaptırılan külliye, cami, medrese, hamam, darüşşifa ve türbeden oluşuyor. Fatih Sultan Mehmed, II. Bayezid ve Kanuni Sultan Süleyman dönemlerinde yapıldığı bilinen türbelerin de eklenmesiyle 12 türbenin yer aldığı külliyede, hanedana mensup 40 kişinin mezarı bulunuyor.
Muradiye Külliyesi , Osmanlı ruhunun sadeliğiyle zarafetini aynı anda gösterir.
1404 yılında Amasya'da doğan Sultan II. Murad, Osmanlı'nın altıncı padişahıydı. On iki yaşına girince Amasya, Tokat, Sivas, Çorum ve Osmancık bölgelerini içine alan Rum vilâyeti beyliğiyle Amasya'ya gönderildi. 1421 yılında tahta geçen II. Murad, yaptığı fetihlerle Osmanlı'nın Balkanlar'da yayılması ve yerleşmesini kesinleştirdi. Otuz yıllık saltanatı süresince, emri altında bulunan herkesin sevgisini kazandı.
Sultan II. Murad Han, devletin başına geçtikten sonra, ilim ve edebiyata büyük önem verdi. Sultanın şairliği hakkında Sehî Bey tezkiresinde "çok üstün derecede güzel, derin manalı şiirler söylediği, hatta konuşurken bile çoğu vakit, hislerini nazım hâlinde ifade ettiği" söylenilir. Şiirlerinin çoğu tasavvufdir. Sultan "Murâdî" mahlasını kullandı.