Büyük hesaplaşma Haçlılarla başladı
Her fırsatta Türk düşmanlığı yapan Avrupa, en son Barış Pınarı Harekatı'nda teröristlere kol kanat gerdi. Aynı Avrupa, 924 yıl önce Papa öncülüğünde Haçlı ordusuyla Türklerin karşısına çıktı. Ancak bugün olduğu gibi Türkleri her seferinde dimdik karşısında gördü.
Tarihçi-yazar Erhan Afyoncu'nun köşesinde kaleme aldığı, "Türk milletinin Anadolu'da 1000 yıldır her felaketi büyük fedakârlıklarla savuşturup, insanlığın umudu olmaya devam ettiği" yazı dizisini alıntıladık.
Giriş Tarihi: 29.10.2019
11:44
Güncelleme Tarihi: 29.10.2019
12:26
'TÜRKLER'İ AVRUPA'DAN ATALIM' PLANI
Fransızlar'ın Kilidülbahir çizimi.
16. yüzyılın sonlarında Fransa'da büyük bir taht mücadelesi yaşandı. IV. Henri, 1589'da tahta çıkmasına rağmen ülkede otoritesini tam olarak kuramayıp, uzun bir mücadeleye girdi. Zaman zaman Osmanlı yönetiminden siyasi destek ve para istedi. Osmanlı Devleti, Fransa'ya her türlü desteği verdi. Ancak Fransa birçok defa tutarsızlık gösterdi. Fransa'nın tutarsızlığı yüzünden 16. yüzyıl sonlarında Fransa Elçisi Germiny'nin kendilerine verilen kapitülasyonların, İngiltere, Venedik ve Lehistan'a tanınan ayrıcalıklardan daha geniş bir şekilde yenilenmesi isteği geri çevrildi. III. Murad, elçinin dilekçesinin kenarına yazdığı, "Şimdiye kadar size ettiğimiz iyiliklere karşılık sizin de insaniyet ve iyilik göstermeniz gerekir" sözleriyle tepkisini belli etmişti.
14. Louis.
Fransa hem para hem asker desteği istemesine rağmen her fırsatta Türk aleyhtarı politika izliyordu. IV. Henri, tahtını sağlamlaştırdıktan sonra Habsburglar'ın gücünü yıkıp, kendi müttefiki olan Türkler'i Asya'ya sürdükten sonra Rusya'nın dışarıda bırakıldığı yeni bir Avrupa'yı kurmayı tasarladı. Plana göre Osmanlı, Avrupa'dan kovulacak, inançsızlara karşı sürekli ve bütün Avrupa devletlerinin ortak gücüyle savaş sürdürülecekti. Türkler, bir yıl içinde ya Hristiyan olacaklar veya servetleriyle birlikte istedikleri ülkeye göç edeceklerdi.
Fransa Elçiliği.
Osmanlı İmparatorluğu ile Fransa arasında 16. yüzyılda kurulan ittifak 17. yüzyılın ilk yarısında da devam etti. Ancak Fransızlar, 17. yüzyılın ortalarından itibaren bir taraftan Osmanlı İmparatorluğu'nun nimetlerinden istifadeye devam ederken, diğer taraftan aleyhimize çalışmaya başladılar. Fransa, "Güneş Kral" lakaplı Fransız hükümdarı XIV. Louis zamanında Girit'te Osmanlılar'a karşı savaşan Venedikliler'e yardım gönderdiler.
XIV. Louis Venedikliler'in yanısıra bir numaralı düşmanları olmasına rağmen Avusturya'ya bile Osmanlı karşısında yardım etti. Sadrazam Fazıl Ahmed Paşa, 1663'te Avusturya seferinde Uyvar'ı fethetti. Viyana, surları ve tahkimatı zayıf olduğu için fethe uygun durumdaydı. Viyana'ya doğru yürüyecek Osmanlı ordusu, Sengotar'da Avusturya kuvvetleri tarafından karşılandı. Meydan muharebesinin başlarında Osmanlılar üstünlüğü ele geçirdiler. Ancak bu muharebe için Avusturya'ya hiç ummadıkları bir ülkeden yardım gelmişti. Avusturya ordusuna yardıma gelen Fransız birliklerinin muharebeye müdahalesi, Avusturya'yı bozgundan kurtardığı gibi savaşı aleyhimize çevirdi.
Osmanlı donanması Toulon'da.
Alman filozof Leibniz 1672'de XIV. Louis'ye Osmanlı İmparatorluğu'nu yoketmek için bir plan sundu. XIV. Louis, bu planla Doğu Roma İmparatorluğu'nu Fransa Kralı güdümünde yeniden kurup, Türkler'i Asya'ya gönderme fantezisi içine girdi.
XIV. Louis, 1685'te, Osmanlı İmparatorluğu Viyana bozgunuyla uğraşırken Türkiye'ye Fravier d'Ortieres başkanlığında ticari bir misyon kılığında mühendislerden oluşan askeri keşif heyetleri gönderdi. Osmanlı kıyılarının, Mısır'ın, Kıbrıs'ın, Ege Adaları'nın, Çanakkale Boğazı'nın ve İstanbul'un resim ve planlarını yaptırttı.
Plana göre ya doğrudan doğruya İstanbul'u hücum edilerek başkent işgal edilecek veya Mısır işgal edilerek İstanbul iaşesiz bırakılacaktı. Ancak Avrupa'daki siyasi gelişmeler ve bu işin öyle kolay olmayacağının anlaşılması üzerine XIV. Louis'in planları fantezi olmaktan öteye gidemedi.
FRANSIZ ELÇİSİNİN DÜŞMANLA İŞBİRLİĞİ
Fransızlar'ın yaptığı Kal'a-i Sultanî planı.
Fransa, "Güneş Kral" lakaplı hükümdarları 14. Louis zamanında Girit'te Osmanlılar'a karşı savaşan Venedikliler'e yardım gönderdi. Fransa'nın görünürde Osmanlı Devleti ile dost olmasına rağmen gizliden gizliye Venedik'e yardım ettiği Osmanlı yönetimi tarafından öğrenildi. Sadrazam Köprülü Mehmed Paşa hem La Haye'in kendisine daha önce yaptığı bir saygısızlığın hem de Venedik'e gizlice gönderilen yardımların hesabını sormak için fırsat kolluyordu ve aradığı fırsat hiç beklemediği bir zamanda sadrazamın ayağına geldi. 1658'de Girit'teki savaşta Venedik hizmetinde bulunmuş Vertamont adlı Fransız asker Köprülü'ye işbirliğinin belgelerini getirdi.
Bu gelişme üzerine Fransız elçi ve oğlu zindana atıldı. Bu sırada Köprülü Mehmed Paşa, ordunun başında Erdel seferine çıktı ve o geri dönene kadar elçi ile oğlu zindanda bekletildiler. Sadrazam muzaffer bir şekilde Erdel seferinden Edirne'ye döndüğünde La Haye ve oğlunu serbest bırakılması için ricacılar geldiler. Sadrazam, "Hay Allah! Onlar hâlâ buradalar mı" diyerek istihzalı bir cevap verdi ve serbest bırakılmalarını emretti. Fransa'ya gönderdiği bir çavuşla her ikisini de uygunsuz hareket ettikleri gerekçesiyle şikâyet etti ve La Haye'in elçilikten alınmasını sağladı. Elçilikten alınan La Haye birkaç gün daha Yedikule zindanlarında bekletildi. Çünkü İstanbul'u terkedeceği günlerde bir Fransız gemisi yasak olmasına rağmen Türk malları ile şehirden ayrılmıştı ve bunun cezası La Haye'e kesildi. Sabık elçi Yedikule'den ancak para cezası ödeyerek kurtulabildi ve 1660'da Fransa'ya döndü.