Çanakkale Boğazı’nı geçilmez yapan Osmanlı’nın talim gemileri
Osmanlı Devleti'nde mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve alışkanlıklar; küçük yaştaki çocukların ustanın yanına verilerek yetiştirilmesiyle öğretilirdi. Osmanlı'da yelken yerine makine kullanılmaya başlandığı zaman, el işçiliği terk edildi. Gelişmelere ayak uydurmak ve Bahriye Nezaretine bağlı olan zanaatkâr sayısını artırmak için Makineci ve Gemici Çırak Okulları açıldı. Bu okullarda mümkün olduğu kadar iyi derecede ve uzun süreli bir mesleki eğitim verildi. Çekirdekten uzman yetiştirilmesini sağlayan makineci ve gemici çırak okulları, modern gemilerin kullanılmasında önemli bir iş gücü sağladı.
Giriş Tarihi: 08.10.2018
13:13
Güncelleme Tarihi: 08.10.2018
13:27
Sınıf ortamında düzenlenen kurslar
İkinci Meşrutiyet'in 1908'de ilanıyla deniz kuvvetleri personelinin yetiştirilmesine önem verildi. Gamble Paşa, Bahriye Nazırı İbrahim Aşkı'ya gedikli sınıfının yeniden teşkil edilmesini teklif etti. Böylece, makineci ve gemicilerin yetersizliği fark edilerek gemileri doğru ve etkin bir şekilde kullanacak personelin yetiştirilmesi için okullar açıldı. Bu okulların birincisi, gemilerde ve tersanelerde görev alacakların yetiştirilebilmesi için 1914 senesinde Heybeliada'da açılan Makineci Çırak Mektebi , diğeri ise 1915 senesinde aynı yerde açılan Gemici Çırak Mektebi'dir .
Geçmişten günümüze toplu taşımacılık
Öğrenciler, beş senelik eğitimi tamamladıktan sonra, lüzum görüldüğü zaman donanma askeri olarak gemilerde istihdam edildi. Bu şekilde yetiştirilen çıraklar ile küçük zabitliğin veya gedikliğin bir sınıf ya da meslek olmasına çalışıldı. Makineci ve gemici çırakları bazı kurallara bağlı olarak görevlerini öğrendiler. Seyyar gemilerin mürettebatına dahil olmalarından sonra mesleklerine ait fenni bilgileri genişletmek için kendilerine sınıf ortamında düzenlenen kurslarda eğitim verildi.
Osmanlı 'nın Hint Okyanusu 'ndaki hâkimiyeti
Yedi aylık kurs eğitimi sonundaki sınavlarda başarılı olan çıraklar , donanmada uygun yerlerde göreve başladı. Osmanlı Donanmasında başlayan yenilik hareketinin temelinde şüphesiz modern askeri teknik eğitimin bulunmaktaydı. Bu çerçevede açılan ve çekirdekten uzman yetiştirilmesini sağlayan makineci ve gemici çırak okulları, modern gemilerin kullanılmasında önemli bir iş gücü sağladı. Böylelikle, endüstri devrimi sonucunda Avrupa'da kurulan bu teknik eğitim okullarının Türkiye'de de açılmasıyla, çağdaş meslek okullarının da temelleri de atılmış oldu.
Teorik mesleki bilgiden pratik tarza
Çırak okullarında verilen eğitim, öğrencilerin teorik mesleki bilgilerini , pratik tarzda ilerletmeleri, seyir aletlerini kullanmaları ve denizcilikte iyi bir şekilde yetişmelerini sağlayacaktı. Bu amaçla öğrencilerin talim gemilerinde eğitim almalarına karar verildi. Gemici çıraklarının birinci sınıfları için İclaliye , ikinci ve üçüncü sınıfları için Muin-i Zafer ve makineci çırakları için Tir-i Müjgan , talim gemileri olarak kullanıldı. Her üç gemide 13-17 yaş arasında güçlü, terbiyeli, gemiciliğe hevesli ve kabiliyetli gençlere talim yaptırılarak eğitimleri pekiştirildi.
Tir-i Müjgan batığı...
Makineci ve gemici çırağı olacak öğrenciler, 1917 yılında Haliç'te, Tir-i Müjgan, Muin-i Zafer ve İclaliye seyyar okul gemilerinde talim dersleri gördüler. Çıraklara talim gemilerinde birer elbise dolabı verilerek eşyalarının düzenli olmasına dikkat edilirdi. Gemilerde yeni göreve başlayan makineci ve gemici çırakları seyyar okul gemilerinde; Birinci takım (askeri hizmette); Birinci vardiya (gemi hizmetinde); Birinci sınıf (fabrika hizmetinde) olmak üzere üçe ayrılmışlardı.