Çanakkale'nin kadın kahramanı: Safiye Hüseyin
Tarihin en kanlı savaşlarından birinde, Çanakkale'de kahraman askerlerimizin yanında görev yapan Türk kadınının Safiye Hüseyin Elbi olduğunu biliyor muydunuz? Ya da Safiye Hüseyin'in ilk diplomalı hemşiremiz olduğunu? Gözlerini kırpmadan cepheye koşan kahraman Mehmetçiklere cephe gerisinde destek olan, yüce gönüllü kadınlarımızdan Safiye Hüseyin Elbi hakkında bilinmeyenleri sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 18.03.2019
08:21
Güncelleme Tarihi: 18.03.2019
09:01
MİLLETİMİZİN VAROLUŞ DESTANI
Çanakkale Savaşı'nın, o zamanın süper güçleri olan İngiltere ve Fransa'nın öncülüğünde sayıları beş yüz bini aşan istilacı saldırganlara karşı Türk milletinin yaklaşık yüz bin kişilik daha az bir kuvvetle yaptığı bir vatan savunması olduğunu biliyor muydunuz?
Çanakkale Savaşı, Türk ve dünya tarihinin en önemli savunma savaşlarından biridir. Denizde ve karada dünyanın en büyük donanmalarına ve kara kuvvetlerine karşı Türk milletinin topyekün direnişinin hikâyesi olan bu savaş, sonuçlarıyla da tarihin akışını değiştirdi.
Türk milleti bu savunmayı sadece savaşan erkekleriyle değil hem cephede hem de cephe gerisinde büyük hizmetler gören kadınlarıyla birlikte yaptı.
HEMŞİRELİK TARİHİNDE ÖNCÜ
''Çocuk, büyüklerinden gördüğünü taklit eder. Hastaya şefkati, merhameti ailemde görerek büyümüştüm. Florance Nigthingale'in resminin karşısına geçer, takdirle hayranlıkla bakar, insanlığın o yüksek mertebesine ulaşabilmenin ne büyük bir saadet olduğunu düşünürdüm.''
Safiye Hüseyin İngiltere'de deniz ateşeliği hizmetinde bulunan Ahmet Paşa'nın kızıdır. Avrupa'da öğrenimini tamamladı. 1912 yılında savaşta yaralanan askerlerimize yardım için Besim Ömer Paşa'nın önderliğinde Kızılay'ın açtığı altı aylık hasta bakıcı kursundan ilk mezun olan hemşireler arasında yer alan Safiye Hüseyin, Balkan Savaşı sırasında Asar-ı Atika Hastanesinde görevlendirildi. Ağır yaralıların tedavi edildiği bu hastanede üstün hizmetlerde bulundu.
Çanakkale Savaşı başladığında Safiye Hüseyin büyük bir hizmet aşkıyla gönüllü hastabakıcı olarak yazıldı. Çanakkale Savaşı'nda birçok vapur hastane gemisine dönüştürüldü. Safiye Hüseyin, Çanakkale'de yaralanan askerlerin tedavisi için hazırlanan Reşit Paşa Vapuru'nda Besim Ömer Paşa tarafından baş hasta bakıcı olarak görevlendirildi. Hastane gemileri Akbaş veya Kilya iskelelerinden yaralıları alıp İstanbul hastanelerine, Hilal-i Ahmer ve Vatan hastanelerine yaralıları sevk ediyorlardı. Reşit Paşa Vapuru, Akbaş iskelesinde, gelen yaralılara ilk müdahalelerin yapılması için demirli vaziyette tutuluyordu.
MODERN HEMŞİRELİK NASIL BAŞLADI?
Modern anlamdaki hemşireliğin, 1854-1856 Kırım Savaşı sırasında, Florance Nightingale ile başladığı kabul edilir. Florance Nightingale, 1854'te sivil hastanelerdeki kişilerden seçilen bir kafile ile İstanbul'a geldi ve savaştan dönen yaralıların ölüm oranını yüzde 42'den yüzde 2'ye düşürdü. Böylece hemşirelik alanında ünlendi.
''İYİLEŞTİRDİĞİM HER YARA BENİM İÇİN KÜÇÜK BİR MADALYA OLACAK''
"Besim Ömer Paşam, yiğitlerimizin yarasını sarmak gibi bir ulvi görevi yerine getirme saadetini tecrübe etmeme izin veriniz. İyileştirdiğim her yara benim için küçük bir madalya olacak… Bu hizmete koşarken hiçbir ödül beklemediğimi açık ve kesin bir dille ifade etmek isterim. Görevimiz efendim... Görevden de hangi şartlar altında olursa olsun kaçmam. Kaçamam. Canlarını sakınmayan bunca yiğidin yarasını sarmak için gitmekten ben neden imtina edeyim? Yolumuzda denizaltılar olsa bile. Ne fark eder? Ne gam ki Besim Ömer Paşam?.. Şunu iyi biliniz Paşam, içime doğmaktadır ki, Rabbim bizi bu görevimizin aciliyetinden, öneminden dolayı inşallah koruyacak ve esirgeyecektir. Gözetecektir. Oraya sağ salim gideceğiz ve yaralılarımızı alıp İstanbul'a yine sağ salim döneceğiz…"