Dünyanın en eski ikinci metrosu olan Karaköy Tüneli'nin hikayesi🚊
Dünyanın en eski ikinci metrosu unvanına sahip olan tarihi Karaköy Tüneli 144 yıldır Karaköy-Beyoğlu arasında yolcu taşıyor. En önemli tarihi dokulardan biri olan tünelin yapılış hikayesi ise Osmanlı'ya kadar uzanıyor. Bir buçuk asra dayanan tarihiyle, yer altı füniküler sistemi olarak dünyanın ilk; yer altı toplu taşıma sistemi olarak ise Londra'dan sonra dünyanın ikinci metrosunun hikayesini derledik.
Giriş Tarihi: 20.10.2019
15:01
Güncelleme Tarihi: 20.10.2019
15:37
Tünel, dünyanın ikinci, Türkiye'nin ilk metrosudur. Kendi türünde ise dünyadaki ilk uygulamadır. Aynı dönemde Viyana, Peşte, Lyon gibi şehirlerde benzer mekanizma ile hareket eden demir yolları bulunmakla beraber bunlar yer üstünde işlemektedir. Tünel ise yer altında işlemesi dolayısıyla dünyadaki ilk uygulamadır.
(Galata köprüsüne 140, Haliç'e 90, Galata Mevlevihanesi'ne 70 metre mesafede.)
Suriçi bölgesinin karşısına düşen Tünel, Boğaz ile Haliç arasında burun meydana getiren bölgenin son tepesinde; demir yolunun başlangıç noktası Galata Köprüsüne 140, Haliç'e 90, Galata Mevlevihanesi'ne ise 70 metre mesafededir. Galata'da demir yolunun deniz seviyesinden yüksekliği 1,15 metre iken Beyoğlu'nda bu 62.70 metreye çıkmaktadır.
Tünelin içine döşenen demir yolunun profili düz değildir. Galata tarafında vagonların daha sonraki yokuşu aşabilmeleri için yeterli hızı kazanmalarını sağlamak amacıyla başlangıçta bir rampa vardır.
DOĞU İLE BATI UNSURLARINI BİRBİRİNE BAĞLADI
Tünelin açılışı, vagonlar davetlilerle dolu şekilde Galata ile Pera arasında gidip gelerek başladı. Müzik onlara eşlik ediyordu. Vagonlar ışıklandırılmıştı. Ön vagonda hayvan, eşya ve arabalara tahsis edilmiş bir platform vardı. Beyoğlu istasyonunda mükellef bir yemek verildi. Şirket Müdürü Albert, Padişahın onuruna kadeh kaldırdı ve bir konuşma yaptı. Tünelin İstanbul'da birbiri ile kaynaşan Doğulu ve Batılı unsurlar arasındaki dostluğu pekiştirecek yeni bir bağ olduğunu söyledi.
TÜNELİN İSTANBUL HALKINA KATKILARI
Yokluğu en çok yüksek kaldırım yokuşunu çıkmak zorunda kalanlar tarafından hissedilen tünelin İstanbul'un sosyal hayatına girmesiyle insanlar bu yokuşu arşınlamaktan kurtuldu. Büyük güçlükle inilip çıkılan bu yokuşun yerini 90 saniyelik yolculuk aldı.
Böylece yorgunluktan kurtulmanın yanında kışın kayma, yazın da sıcaktan bunalma endişesi de ortadan kalktı. Ayrıca 1875 yılının mayıs ayında ücretlerde yarı yarıya indirime gidilmesi tüneli ucuz bir ulaşım aracı haline getirdi. Dolayısıyla tünel, zamanla İstanbulluların vazgeçilmezi olmayı başardı.