Fatih'in tarih yazdığı destan İstanbul'un Fethi ile ilgili 5 şiir
İstanbul, 53 gün süren kuşatmanın ardından 29 Mayıs 1453′te fethedildi. Fetihle birlikte Bizans devri sona ererken, Orta Çağ kapanıp Yeni Çağ süreci de başladı. Sultan 2. Mehmed'in Fatih unvanını aldığı, yeni bir tarih yazdığı ve bizlere büyük bir destan sunduğu "İstanbul'un Fethi"ni şiirlerle birlikte kutluyoruz.
Giriş Tarihi: 29.05.2019
08:49
Güncelleme Tarihi: 29.05.2021
11:15
Arif Hikmet Par
Geldik surların önüne, İçimizde garip bir sevinç Tamamlamışız vuslatın tadını Böyle hiç.
Yeditepe kardeş kardeş gülümser, Boğazın mavi rüzgârları, Bir esinti sarhoşluğu içinde İstanbul sizin der.
Elbet bizim olacak İstanbul, İnanmışız, Denizlerden, dağlardan, ovalardan gelen Bu nurlu bahar içinde yıkanmışız.
Temiz ellerimizde açacak, İstanbul çiçek çiçek. Şimdi surlar önünde dalgalanan bayrak, Yarın Bizans göklerine yükselecek.
VIDEO
Orhan Seyfi Orhon
I Gün batmada İstanbulun üstünde Haliçten, Bir renge bürünmüş yanıyor Marmara içten. Durgunlaşıp engin, silinirken kırışıklar, Oklar gibi fışkırmada her yandan ışıklar... Bir penbe bulut bağrı delinmiş kanamakta, Yorgun uyuyan tekneler altında uzakta. Altındır ufuk çizgisi, altındır akisler, Altın tozlu hainde iner her yana sisler... Durgun sular üstünde kesik vakvakalarla, Uçmakta gümüş martılar, altın gagalarla. Gök şimdi yeşil, şimdi kızıl, şimdi turuncu, Camilerin andırmada mermerleri tuncu Kandır dağılan şimdi günün battığı terden, Kandır sızan etrafa alev pencerelerden. Kandır görünen Fatihin altın aleminde, Fethin yine İstanbul o en kanlı deminde:
İstanbul'un fethi Osmanlı'nın gelişmesini nasıl etkiledi?
II Mevsim mayısın sonları, yaz başlamış artık, Gittikçe açılmakta, dağılmakta karanlık. Her şey hareketsiz, ağaran tan yeri sessiz, Kalmış gibi şehrin sarılan bağrı nefessiz... Bir korkulu rüyayı yataklarda sayıklar, Dalgın uyuyanlar beraber uyanıklar... Bir saltanatın son gününün korkusudur bu! " - Türkler hareketsiz duruyor, bir pusudur bu!" Kostantin ümitsiz, saray erkanı telaşta Surlarda Bizans askeri, Jüstinyani başta! Çarpmakta bugün bir yeni korkuyla yürekler, Zağnos Paşa bir yanda hücum emrini bekler. TURHAN Bey uzaklarda yakıp yıkmada hâlâ! Bir yandan o Beylerbeyi korkunç Karaca'yla, Türk ordusu İstanbulu sarmış çepeçevre, Dünya girecektir bu sabah bir yeni devre!
III Birdenbire gökkubbe dolar velvelelerle, Atlar koşar ön safta kabarmış yelelerle! Tozlarla, dumanlarla karışmakta ateş, kan..., Yer yer tutuşur toprağın altındaki volkan! Mızraklar uçar, oklar uçar, taşlar uçarken, Burçlar yıkılırken, kesilen başlar uçarken, Etrafa saçılmakta cehennemden alevler, Tunç topların ağzıyla homurdanmada devler... Her hamleyi bir hamle kucaklar yeni baştan, Jüstinyani bir sedyede kaçmakta savaştan! Bir burca zafer sancağı dikmiş Ulubatlı... İlk hızla girer Topkapıdan yirmi bin atlı! "Türkler geliyor!" çığlığı aksetmede dağ dağ, Bir çağ kapanır böylece, başlar yeni bir çağ Rum Kayseri'nin kellesi bir mızrak ucunda, Şarkın eşi yok incisi Türkün avucunda!