Franz Liszt, Osmanlı sultanına neden hayrandı?
Franz Liszt, 19'uncu yüzyılın en büyük piyanist ve bestecilerinden biriydi. Ünlü besteci, 1847 yılında İstanbul'a gelmiş, dervişlerden çok etkilenerek bir beste yapmıştı. Senfonik şiir tarzının öncüsü olan Liszt, Sultan Abdülmecid'e neden hayrandı? Abdülmecid'e Çırağan Sarayı'nda verdiği konseri, nargile dumanı altında mı gerçekleştirmişti? Gemiden iner inmez tutuklandığı haberi doğru muydu? Ölümünün yıl dönümünde, Franz Liszt'in İstanbul'a gelişine dair bilinmeyenleri sizlerle buluşturuyoruz.
Giriş Tarihi: 31.07.2019
15:21
Güncelleme Tarihi: 31.07.2019
17:35
LİSZT, İSTANBUL'DA TUTUKLANDI MI?
Ünlü piyanisti İstanbul Limanı'nda, Sultan'ın baş tercümanı Baron Resta bekliyordu. Sultan Abdülmecid, Franz Liszt'i tanıma ve kendi orkestrasını dünyaca ünlü bir müzisyene gösterme konusunda büyük bir heyecan duyuyor ve sabırsızlanıyordu.
Sultan Abdülmecid, Liszt'in dinlenmesine dahi müsaade etmeden İstanbul'a ayak basar basmaz saraya getirilmesini emretmişti. Bu emir üzerine Liszt, Baron Resta ve saray görevlilerinin refakatinde hemen eski Çırağan Sarayı'na getirildi.
Sultan'ın bu aceleciliğini ve heyecanını anlamlandıramayan bazı gazete ve dergiler Franz Liszt'in İstanbul'a ayak basar basmaz tutuklandığını çünkü kendisinin bir sahtekâr zannedildiğini yazdılar.
ABDÜLMECİD, KENDİ ORKESTRASINI LİSZT'E DİNLETTİ
Baron Resta'nın refakatinde eski Çırağan Sarayı'na gelen Franz Liszt, önce Abdülmecid'in, şerefine düzenlediği konseri dinledi. Zira Sultan Abdülmecid, ünlü piyanistin kendi orkestrası hakkında ne düşündüğünü merak ediyordu.
Ardından Franz Liszt, Sultan'a ve saray mensuplarına küçük bir konser verdi. Franz Liszt'in Çırağan Sarayı'ndaki, İstanbul'da verdiği ilk konserde neler yaşandığını Avrupa basını sayfalarına taşıdı.
HABERİ ORYANTAL ÖĞELERLE VEREN İNGİLİZ DERGİSİ
The Musical World isimli İngiliz dergisi, okuyucuların daha fazla ilgisini çekebilmek için haberi çeşitli oryantal objelerle ve hikâyelerle süsleyerek, şu şekilde sayfalarına taşıdı:
"Liszt buraya 8 Haziran günü Galatz'dan gemi ile vardı. Yaklaşmakta olan ziyaretinden haberdar edilen Sultan, İstanbul toprağına ayağını basar basmaz, kendisinin derhal Çırağan Sarayı'na getirilmesi için gerekli emri vermişti. Emirleri harfiyen uygulandı. Gemiden inmek için tam adımını atmıştı ki kendisini Majesteleri'nin baş tercümanı M. Le Baron H. Resta'nın refakatinde Sultan'ın sarayına doğru yola çıkmış buldu. Liszt, Sultan tarafından büyük şeref ve iltifatla kabul edildi."
‘BOYNU TUTULUNCAYA KADAR BAŞINI EĞİP TEŞEKKÜR ETTİ’
"Büyük bir kutlama hazırlanmıştı. Şüphesiz ona kendi müzik zevkini, sarayındaki müzisyenleri ve şarkıcıları gösterebilmek düşüncesi ile Sultan, senfonili ve korolu bir konser verdirdi. Bu durumdan son derece etkilenen Liszt, boynu tutuluncaya kadar başını öne eğerek teşekkürlerini belirtti.
Aynı zamanda piyanist için daha da şerefli başka bir hazırlık yapılmaktaydı. Erard marka bir kuyruklu piyano hazırlanmıştı, senfoni ve koronun kükremeleri dindikten sonra Liszt'ten Majesteleri'ne parmak gücünü gösteren bazı örnekler vermesi istendi."
‘NARGİLE DUMANI ALTINDA PİYANO ÇALDI!’
"Bu ani istek üzerine yüz ifadesi zerre kadar değişmeyen Liszt oturdu ve Türklerin bu büyük müziksever otokratının önünde muazzam kabiliyetini sergilemekten hiç korkmadı.
İlk parçadan sonra Sultan şehvetle, 'nargile' dedi ve temsilin geri kalan kısmında çocuksu bir şekilde Etna yanardağı gibi duman çıkartarak nargilesini içti.
Liszt, Majesteleri'nin kendisini duman altında bırakacağını hissedince biraz endişelendi ve aşağı doğru inen hızlı kromatik bir pasajda diyez yerine bemol çaldı. Bu durumdan Sultan o kadar hoşnut oldu ki manalı bir şekilde tek gözünü kırptığı ve daha da heyecanla duman çıkartmaya devam ettiği görüldü."