Hilali dünyaya armağan eden kurumun öncüleri
İnsanlar arasında ayrım yapmaksızın ihtiyaç halinde herkese yardımda bulunan Kızılay, ilk olarak 1868'de kuruldu. 1877 yılında II. Abdülhamit'in himayesiyle Hilal-i Ahmer adını aldı. Cemiyeti kuran bir grup idealist doktor sayesinde 150 yıllık bu iyilik hareketi insanlara umut olmaya devam ediyor.
Giriş Tarihi: 31.10.2018
10:35
Güncelleme Tarihi: 31.10.2018
11:23
CEMİYETİN KURULUŞU ONUN HİMAYESİNDE GERÇEKLEŞTİ
Edirne'yi ele geçirmek isteyen Rus ordularını yenerek geri çekilmesini sağladıktan sonra, Tuna üzerinden Kalafat'a geçti(1854). Burada Rus birliklerini yenerek bölgede kontrolü ele geçirdi. Bu zaferden sonra Sultan II. Abdülhamit Ömer Paşa'yı Serdar-ı Ekremliğe (Başkomutan) yükseltti.
Daha sonra Girit ayaklanmalarını da bastıran Ömer Paşa, 1869'da "Hassa Mareşalliğe" terfi etti. 1871'de vefat eden Ömer Paşa, Hilal-i Ahmer'in kurulması aşamasında Abdullah Beye büyük destek verdi. Cemiyetin ilk kuruluşu onun destek ve himayesinde gerçekleşti.
İMDAT VE MUAVENET CEMİYETİ NEDEN DAĞILDI?
Cemiyetin kuruluşunu izleyen süre içinde pek aktif olamadı. Bunun nedeni olarak; cemiyetin amacının yeterince anlaşılamamış olması, Osmanlı yönetiminde Batılılaşma hamlelerinin tam sindirilememiş olması, amblemin haç şeklinde olması gösterilir. Aynı zamanda bu kuruluş sivillerin askerlik alanına karışması olarak da yorumlandı ve hükumet sunulan nizamnamesi onaylanmadı.
Kuruculardan Dr. Abdullah Beyin kişisel gayretleriyle kısa bir süre çalışmalar yürüten ve onun ölümünden sonra pek ilgilenilmeyen cemiyet, 1874 yılında dağılmak zorunda kaldı.
II. ABDÜLHAMİD'İN HİMAYE ALTINA ALDIĞI DÜNYANIN İLK KIZILAY'I
Aradan geçen iki yıl sonra Osmanlı-Rus Savaşı'yla Hilal-i Ahmer Cemiyet'i yeniden hayata geçti. Bu savaşta Rus ordularının ilerleyişi karşısında Osmanlı'nın büyük kayıplar vermesi cemiyetin tekrar hayata geçmesinde büyük etken oldu.
11 Haziran 1868 tarihinde "Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti" adıyla kurulan ve Dünyanın ilk Kızılay'ı olan cemiyet, 14 Nisan 1877 tarihinde idare heyetini seçen cemiyetin adı padişah buyruğu ile aynı yıl Osmanlı Hilâl-i Ahmer Cemiyeti oldu. Dönemin padişahı II. Abdülhamit cemiyeti himâyesine aldı. İlk toplantı Beşiktaş Sarayı Paşa dairesinde yapıldı.
Emekleme dönemi denilen bu dönemde en büyük etkinliğini Osmanlı – Rus Savaşında sergiledi. Cemiyet özellikle Plevne'de kendini gösterdi ve bölgeye gönderilen 2 operatör başkanlığındaki 50 doktor ile 4000'e yakın hasta ve yaralıya destek sağladı. Yine Hilal-i Ahmer tarafından cephe gerisinde 9 gezici hastane, İstanbul'da 4 ilk yardım istasyonu kuruldu ve buralarda da 25 bin yaralı ve hastaya bakıldı. Kızılhaç hareketi din ve mezhep farklılıkların üstünde hareket ettiklerini belirtmesine rağmen amblemi Hristiyanlığı çağrıştırması Müslüman dünya tarafından rahatsız edici bulunuyordu. Bunu üzerine Kırımlı Aziz Bey'in bu konuda yazılarıyla giriştiği mücadele sonunda 12 Ağustos 1876 İstanbul toplantısında Türklerin kızıl haç karşılığı olarak beyaz üzerine kırmızı hilali sembol olarak kullanmaları ilke olarak benimsendi. Seçilen amblemin bütün devletlerce tanınması için Cenevre'deki Uluslararası Kızılhaç Komitesine başvuruldu. O dönem Rusya başta olmak üzere, devletler davranışlar ve haklar açısından amblemlerin birbirinden ayırt edilmemeleri kaydıyla yeni amblemi tanıdı.
Kızılay'ın alameti, beyaz zemin üzerinde karşıdan bakarken sola doğru açık kırmızı "ay"dır. Yalnız Kızılay bayrağında "ay"ın açık yüzü bayrak direğinin tersine doğrudur.
Kırmızı ay sembolü, Dr. Besim Ömer Paşa tarafından Londra'dan sonra La Hey Konferansı'nda da önerildikten sonra, 10 Mayıs 1912'de toplanan 9. Washington Salib-i Ahmer Konferansı'nda resmen bütün devletler tarafından onaylandı.