İnsanlık tarihindeki en büyük katliamlar
Tarih boyunca kendisine ait olmayan coğrafyalar üzerinde sayısız savaş ve çatışmanın mimarı olan ABD ve batılı ülkeler, kendi kanlı tarihini ve katliamlarını unutmuş gibi görünüyor. Tüm dünyaya "demokrasi dersi" veren bu ülkelerin döktükleri kanı, onlar unutsa da tarih unutmuyor. Sizler için, modern devletlerin kirli katliamlarını derledik.
Giriş Tarihi: 17.02.2019
17:56
Güncelleme Tarihi: 09.01.2023
12:42
SAVAŞ AHLAKINA SIĞMAYAN BİR ZULÜM
Tarihler 26 Şubat 1992'yi gösteriyordu. Ermenistan'la Azerbaycan arasındaki Karabağ Savaşı, hiçbir savaş ahlakına sığmayan bir zulme tanık oldu. Dağlık Karabağ'ın Hocalı köyüne bir gece aniden baskın veren Ermeni askerler hamile kadınlar ve çocuklar da dâhil olmak üzere 83 çocuk, 106 kadını, toplamda da 613 Azerbaycan Türk'ünü katlettiler. Katledilen insanların naaşları incelendiğinde büyük zulme uğradıkları görüldü. Ermeniler 275 kişiyi esir aldı ve 150'sinden hâlâ haber alınabilmiş değil.
Dağlık Karabağ'ın en önemli tepelerinden ve dolayısıyla hakim konumu itibariyle önemli bir mevki olan Hocalı kasabası Ermeni kuvvetleri için önemli bir askeri hedefti. Kasaba aylarca top ateşine tutuldu ve Ermeni kuvvetlerince abluka altına alındı.
Katliamın gerçekleştiği tarihlerde 10 bin nüfuslu Hocalı'da 3 bin civarı Azeri vardı. Ermeni kuvvetleri 25 Şubat'ı 26 Şubat'a bağlayan gecede, Hocalı kasabasında, 83 çocuk, 106 kadın ve 70'den fazla yaşlı dahil olmak üzere toplam 613 kişiyi katletti.
İNSANLIK TARİHİNDE KARA BİR LEKE
Hocalı vahşetinin tanığı Ermeni gazeteci Daud Kheriyan'ın yazdığı kitaptan kan donduran satırlar:
''Ölülerin yakılmasıyla görevli Ermeni grup, Hocalı'nın 1 kilometre batısında bir yere 2 Mart günü 100 Azeri ölüsünü getirip yığdı. Son kamyonda 10 yaşında bir kız çocuğu gördüm. Başından ve elinden yaralıydı. yüzü morarmıştı. Soğuğa, açlığa ve yaralarına rağmen hala yaşıyordu. Çok az nefes alabiliyordu. Gözlerini ölüm korkusu sarmıştı. O sırada Tigranyan isimli bir asker onu tuttuğu gibi öteki cesetlerin üstüne fırlattı. Sonra tüm cesetleri yaktılar. Bana sanki yanmakta olan ölü bedenler arasından bir çığlık işittim gibi geldi. yapabileceğim bir şey yoktu.''
TERÖR DEVLETİ İSRAİL'İN ZULMÜ
Tarih boyunca birçok devlet tarafından kovulan Yahudiler, nihayet 1949 yılında Tevrat'ta kendileri için vaat edilmiş toprak olarak nitelendirilen Filistin'e göç ettiler. Kendilerine yapılan zulümleri hiç hatırlamayarak dünya tarihinin en vahşi, en korkunç ve en acımasız katliamlarını o tarihten sonra Filistin halkına yapmaya başladılar.
Kullandıkları bomba ve kimyasal silahlar, hapiste işkence yaptıkları insanlar, kadın, çocuk, yaşlı, engelli demeden katlettikleri Filistinliler hâlâ insan kalabilmiş herkesin içini sızlatmaya devam ediyor. Çöp konteynerinin arkasında birbirine sarılarak şehit olan baba ve oğlu Muhammed'i, Rachell Corie'yi, tekerlekli sandalyesinde zalimlere taş atarken şehit edilen Fadi Abu Salah'ı dünya tarihi onur ve şerefle hatırlayacak. Onları şehit eden devlet ve askerlerini ise vahşi birer katil olarak…
Son 100 yıl Filistinlilere sömürgecilik, sürgün, askeri işgal ve onu izleyen kendi kaderini tayin etme hakkı mücadelesi getirdi.
İsrail askerleri 1990 yılında Kudüs'te yeni bir katliama imza attı. Mescid-i Aksa kavgasına tutuşan Yahudiler ve Filistinliler arasında çıkan olaylarda İsrail ordusu Filistinlilere ateş açtı, 30 Filistinli hayatını kaybetti.
Tarihin en büyük katliamlarından birini İsrail 2002 yılında Cenin'de işledi. Cenin'deki mülteci kampına zırhlı birliklerle saldıran İsrail ordusu, 1300 sivili katletti. 2006'da İsrail yine bir sürpriz yaptı, tam bir ay Lübnan'ı bombaladı. Savaşta binlerce sivil öldü, Beyrut tanınmaz hale geldi.
Ve tarihler 31 Mayıs 2010'u gösterirken İsrail Gazze'ye yardım götüren Mavi Marmara gemisine havadan helikopterlerle indirme yaptı. İsrail askerleri silah kullandı, barış gönüllüsü en az 9 kişi hayatını kaybetti. Türkiye, 1949 yılında İsrail'i tanıyan halkının çoğunluğu Müslüman olan ilk ülke oldu.