Işık Doğu'dan yükselir dedirten 5 Müslüman düşünür ve en ünlü eserleri
Işık, İbn Tufeyl'in "Hayy bin Yakzan" eserindeki kullanımı ile "nur", Doğu'dan yükseldi. İlimin tohumları orada atıldı. O sırada birçok Batılı yazar bu coğrafyada yetişen filozofları idrak etmekle meşguldü. Descartes, Spinoza, Goethe, Kant gibi birçok isim, Doğulu filozofları feyz aldı. İnsanlığa miras bıraktıkları en büyük eserleriyle düşünce tarihine yön veren beş Müslüman düşünür ve en ünlü eserlerini derledik.
Giriş Tarihi: 23.10.2019
08:37
Güncelleme Tarihi: 23.10.2019
09:26
"Fazla tevazunun sonu vasat insandan nasihat dinlemektir."
İbn-i Haldun
İbn Rüş Aristo'nun felsefî doktrinine sadık kalarak eserlerini şerh ettiğinden İslâm âleminde "şârih", Latin dünyasında "commentator" unvanıyla, Batı'da ise İbn Rüşd adının tahrif edilmiş şekliyle Averroes olarak anıldı.
İbn-i Rüşd, tıp ansiklopedisi olan "El Külliyat Fi't Tıbb"ta, hastalıkları tek tek ele alarak, bu eserinde hiçbir insanın hayatında ikinci bir defa çiçek hastalığına yakalanmayacağını belirterek, sebeplerini en ince ayrıntısına kadar izah etti. Ayrıca gözdeki retina tabakası ve çalışma şekline ilişkin açıklamalarının da tıp dünyasında çığır açan bir nitelikte olduğu kabul edilerek, tıp tarihinde, gözdeki retina tabakasının fonksiyonunu ilk defa ilmi açıdan izah eden âlim olarak gösterildi.
İbn Rüşd, Bidâyetü'l Müctehid'de, hem kitabın bütünü, hem de incelediği her bir kitap açısından, son derece sistemli bir yol izler. Her kitabın başında, ele alacağı konuları belirtir. Konuları işlemeye başlayınca, müctehidlerin ittifak ettiği noktaları belirterek söze başlar. Daha sonra da ihtilâf ettikleri meseleleri ele alır. İhtilâf edilen meselelerde, belirleyebildiği bütün müctehidlerin görüşlerini tasnifli bir biçimde sunar. "Bu ihtilâfın sebebi" klişesiyle, ihtilâflarının kaynağını belirtir.
Her görüşün dayanağını ve iç tutarlılığını ya da tutarsızlığını belirttikten sonra, doğruya yakın gördüğü görüşü tercih eder; bazan da tamamen kendine has yeni bir görüş ortaya koyar. İbn Rüşd, genel olarak Mâliki mezhebine bağlı olmakla birlikte, iç tutarlılığı açısından sakat gördüğü noktalarda bu mezhebi eleştirmekten de geri kalmaz.
Ele aldığı konuları seçerken, âyet ve hadislerde açıkça belirtilmiş (=mantûk) ya da bu belirtilenlerle ilgili olup kendileri hakkında açık bir düzenleme bulunmayan (=meskût) konuları ele almaya ve bu çerçevenin dışına taşmamaya büyük bir özen gösterir. Ayrıca, kendi zamanında tartışma konusu olan ilgi çekici meselelere de yer verir.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…
"Kıyas öyle bir sözdür ki bazı şeylerin konulmasıyla, bu verilerden başka bir şey zorunlu olarak çıkar."
İbn Rüşd