İstanbul'u yangınlardan koruyan kahramanlar "tulumbacılar"
"Yaman geliriz yaman gideriz" naraları ve cesaretleri ile bir dönem ahşap evlerin saltanat sürdüğü İstanbul'u yangınlardan koruyan ve semt sakinlerinin yiğitlik, şeref ve namusunun timsali tulumbacıların, itfaiye teşkilatına dönüşme yolculuğu 1925 yılında başlamıştı.
Giriş Tarihi: 21.02.2019
16:29
Güncelleme Tarihi: 14.03.2019
12:41
İttihat ve Terakki Kız Sanayi mektebi öğrencileri Hürriyet-i Edebiye Tepesini ziyaretlerindeyken...
Mektep, aynı zamanda çeşitli sosyal faaliyetlerin yapıldığı bir mekândı. Okullarda kızlar için ders yılının bitmesi münasebetiyle veda müsamereleri yapılırdı. (Bartın Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2013 -Osmanlı Devleti'nde Kızların Eğitiminde Okulun Önemi (1839 -1920)
Bulgaristan, Balçık'da Osmanlı Mezar Taşları, 1971
Milli kültürümüzün önemli unsurları arasında yer alan, Türk sanatının farklı dönemlerinin özelliklerini barındıran ve bu nedenle de her biri, zamanlarının birer şahidi ve temsilcisi konumunda olan mezar taşları, özellikle Osmanlı zamanında çok farklı bezemelere sahip taş işçiliği ile ön plana çıkıyordu.
Osmanlı'nın gündelik hayatın içinde oluşturduğu bu "manevi istirahat bahçeleri" ve yüksek kültürünün yansıması mezar taşları, geçmişten günümüze uzanan zarafet vesikaları olarak hala ayakta.
Dünya üzerinde pek az toplum, mezar taşlarını usta işi bezemeler, lâle, sümbül, hurma dalı ve diğer nebâtat ile süsleyip mezarlıklarını Osmanlılar kadar şenlendirebilmiştir.
Modernliğin eskiyi yok eden taarruzuna rağmen varlığını sürdüren mezar taşları, taş işçiliği, yazı ve edebi sanatların bir araya geldiği eşsiz örnekleri barındırıyor.
Mezar taşı kitâbelerinde üç önemli sanat özelliği göze çarpıyordu. İnce taş işçiliği, yazı sanatı ve mezar taşlarında bulunan dinî ve edebî ifadeler...