Arama
İstanbul'un beşinci tepesindeki Yavuz Sultan Selim Camii
Osmanlı mimarisinin en seçkin örnekleri arasında yer alan, Yavuz Sultan Selim Camii, şehrin silüetini tamamlayan güzelliklerin başında geliyor. 16. yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman tarafından babası Yavuz Sultan Selim adına yaptırılan bu cami, İstanbul'un beşinci tepesinde bulunmaktadır. Peki, Yavuz Sultan Selim Camii'ni diğer selatin camilerden ayıran özellikler nelerdir? İşte İstanbul'un beşinci tepesinde bulunan Yavuz Sultan Selim Camii hakkında detaylar…
🔶 Avlu içerisindeki pencerelere yerleştirilen çiniler ise renk ve motif bakımından caminin estetiğini tamamlayan unsurlardan olmuştur. Mermer döşeli avlunun ortasında bir şadırvan bulunur.
🔶 Kapı kemeri üzerinde caminin üç satırlık sülüs celîsiyle yazılan Arapça kitâbesi mevcuttur. Kapı kanatları ahşap kündekârî sanatının en güzel örneklerindendir.
(x)Sıra dışı mimarileriyle göz kamaştıran camiler
🔶 Sultan Selim, Sırt köyünde vefat ettikten sonra cenazesi İstanbul'a getirilmiştir.
🔶 Sultan, Fatih Camii'nde Zenbilli Ali Efendi tarafından namazı kılınarak Çukurbostan yanındaki mevkiye defnedilmiştir.
Türbenin mimari özellikleri
🔶 Türbe mimarı Acem Ali'dir. Yavuz Sultân Selim türbesi sekizgen köşeli plân üzerine inşâ edilmiş olup tek kubbelidir.
🔶 Kapılar sedef kakmalı, abonozdur. Üst tarafta 'her nefis ölümü tadacaktır' ayeti yazılıdır.
Sandukası üzerinde, Yavuz'un Mısır seferine giderken hocasının atının ayağından sıçrayan çamurla kirlenmiş kaftan, vasiyeti olarak örtülmüştür.
🔶 Külliye içerisindeki diğer türbelerde Sultan Yavuz Selim'in kızı Hatice Sultan ile eşi, Ayşe Hafsa Sultan, şehzadeler Murad, Mahmud, Abdullah ve diğerinde Sultan Abdülmecid medfundur.
🔶 Yavuz Sultan Selim Türbesi'nde şair Abdülhak Hamid Tarhan'ın bir şiiri bulunur.
🔶 Paris'teyken İstanbul'a bir seyahatte bulunan şair Abdülhak Hamid Tarhan, bir gün Sultan Selim'in türbesine gider. Bu ziyaretten çok etkilenen şair, "Kabr-i Selim-i Evveli Ziyaret" isimli şiirini kaleme alır.
🔶 Yirmi bentten oluşan şiirde Yavuz Selim, fikri, idealleri, Müslümanlığı ve seferleriyle şairin dizelerinde yer almıştır.
Önünde na-mütenahiliği kılar tenvir.
Peyinde sâyesi kalmış bu devlet ü millet!
Acep ne hâle girerdi duran huzurunda
Gelir zevâline baktıkça dillere dehşet!
🔶 Abdülhak Hamid'in bu şiiri türbede bir kapıda Hulusi Efendi hattıyla asılıdır.
