İstanbul'un hafızasında yer edinen beş önemli olay
İstanbul'da ilk fuar fikrinin Sultan Abdülaziz tarafından düşünüldüğünü ancak Prens Fazıl Mustafa Paşa tarafından hayata geçirildiğini biliyor muydunuz? Peki, Sultanahmet Camii ve Süleymaniye Camii inşasının yedi yılda tamamlandığını? Sizler için İstanbul'un hafızasında yer edinmiş beş önemli olayı listeledik.
Giriş Tarihi: 27.05.2019
09:08
Güncelleme Tarihi: 27.05.2019
10:26
Anlatıldığına göre, Süleymaniye Cami'nde temsillerin önemli bir yeri vardır. Örneğin, dört minare, Kanuni'nin İstanbul'un fethinden sonraki dördüncü padişah oluşunu, minarelerdeki toplam on şerefe de onun Osmanlı'nın onuncu hükümdarı oluşunu temsil etmektedir.
İSTANBUL’UN İLK FUARININ AÇILDIĞI GÜN (27 Şubat 1863)
Orijinal adı Sergi-i Umumi-i Osmani olan İstanbul'un ilk fuarının açılması, ilk olarak Sultan Abdülaziz tarafından düşünülmüş, bu fikri hayata geçiren kişi ise Prens Fazıl Mustafa Paşa olmuştur. 1862 yılında, bu iş için kurulan komisyon tarafından ilk önce bir nizamname hazırlanmış, padişahın onaylamasıyla birlikte de fuar hazırlıkları gazeteler yoluyla halka duyurulmuştur. Bu serginin amacı, başkent ahalisinin Avrupa'dan ithal edilen her türlü eşyayı almaya alışmasından sonra zamanla yerli ürünlerin unutulmaya başlanmasından kaynaklanan sıkıntıların sona erdirilmesi düşüncesidir. Yani halka yeniden yerli ürünleri hatırlatıp bunları satın almaları sağlanarak, yerli üreticilerin durumlarının düzeltilmesi hedeflenmiştir.
Sergi-i Umumi-î Osmanî için inşa edilen geçici fuar binası.
Böylece Osmanlı ekonomisine Avrupa'yı karşı bir rekabet gücü kazandırmak amaçlanmıştır. Bunun yanında, ülkede üretilen malların kalite, çeşit ve fiyatlarını görmek, üreticilerin sorunlarını tespit etmek ve başarılı olanları ödüllendirmek de serginin hedefleri arasındaydı. Bu nedenle de sözü edilen komisyon tarafından verilen ilanlarla, yerli üretici için bir imtihan ve kendini ispat ortamı yaratılmaya çalışılmıştı.
1862'nin sonlarında Sultanahmet ve Ayasofya camileri arasında meydanda yapımına başlanan sergi binası tamamlandıktan ve yurdun her köşesinden gelen eşyaların düzenlenmesinden sonra, sergi 27 Şubat 1863'te Sultan Abdülaziz tarafından açıldı. Padişah, Cuma namazını Ayasofya'da kıldıktan sonra sergi binasına geldi. Yanında başta sadrazam olmak üzere birçok nazır ve ileri gelen devlet görevlileri vardı. Sultan Abdülaziz sergiden o kadar memnun kaldı ki aynı gün içinde iki defa sergi yerine geldi ve çevresindekilere buradan satın aldığı çeşitli hediyeler verdi. Akşam namazının yaklaştığı zamana kadar burada kalan padişahın ayrılmasından sonra da sergi halkın ziyaretine açıldı.
Çeşitli kaynaklarda 3.500 metrekarelik bir alana sahip olduğu belirtilen sergi binasının bir tarafında Abdülaziz için özel bir daire yapılmış, ayrıca sergiyi gezecekler için de çeşitli ihtiyaçlarını karşılayacakları kafeterya benzeri mekanlar hazırlanmıştı.