Arama

Müslüman alimlerin geometri keşifleri

İslam dünyasında Müslümanlar, tarih boyunca inşa ettikleri pek çok yapıda karmaşık ve zarif geometrik süslemeler kullandılar ve büyüleyici güzellikteki bu eserlerle dünyada ün saldılar. Bu muhteşem motifler, nokta, çizgi ve açılarla oluşturulan iki ve üç boyutlu şekillerin ölçümleri ve özelliklerini ihtiva eden geometri bilimindeki atılımlar olmadan ortaya çıkamazdı. Müslüman alimler, düzgün beşgen, yedigen gibi yüzyıllar boyunca keşfedilememiş geometrik şekilleri çizebilmişler, "altın oran" konusunu ve insan vücudunun bu ölçülere göre yaratıldığını tespit etmişlerdi.

  • 13
  • 20
YAPILARIN SÜSLENMESİNDE GEOMETRİK DESENLER KULLANILDI
YAPILARIN SÜSLENMESİNDE GEOMETRİK DESENLER KULLANILDI

Cami, saray ve kütüphane gibi kamu yapılarının süslenmesinde kullanılan pratik geometrik desenler konusunda Müslüman geometrisyenler, zanaatkârların elinden çıkan işlerin doğruluğunu teyit etmek ve sanatlarının sınırlarını keşfetmekle ilgileniyorlardı.

Ebu Nasr Fârâbî, çeşitli kısıtlar arz eden aletler kullanılarak yapılan geometrik yapılar hakkında bir eser kaleme aldı. Eserine Geometrik Şekillerin Ayrıntılarında Gizli Ruhani Zaatkârlara Lazım Gelen Bölümleri adlı eseri yazarak geometrik yapılarla ilgili tüm ayrıntılı bilgileri ve doğrulamaları sunup Fârâbî'nin çalışmalarını bütünledi.

  • 14
  • 20
MİMARLAR VE HATTATLAR İÇİN DE OLDUKÇA ÖNEMLİYDİ
MİMARLAR VE HATTATLAR İÇİN DE OLDUKÇA ÖNEMLİYDİ

Ebü'l Vefâ'nın odaklandığı problemler arasında herhangi bir doğru parçasının uç noktasında dikme oluşturmak, bir doğru parçasını belirli sayıda eşit parçaya bölmek ve belirli bir dairenin ya da çeşitli düzgün çokgenlerin (3, 4, 5, 6, 8 ve 10 kenarlı) içerisine kare çizmek yer alıyordu.

Geometri, Müslüman sanatçılar, mimarlar ve hattatlar için de özel bir öneme sahipti. Doğadaki ölçülerle matematiksel ifadeler arasında bir yakınlık olduğunun farkında olan bu kimseler, bu derin bağlantılardan sürekli ilham alıyorlardı.

  • 15
  • 20
BİRÇOK ESER ‘ALTIN ORAN’A UYGUN YAPILDI
BİRÇOK ESER ‘ALTIN ORAN’A UYGUN YAPILDI

Bu tür ölçümler arasında, deniz kabuklarında ve ağaç yapraklarında olduğu gibi göze hoş gelen ve doğada sıkça rastlanan bir ölçüm oranı olan Altın Oran da yer alıyordu. Basit bir şekilde açıklamak gerekirse bir nesnenin eninin yüksekliğinin kabaca üçte ikisine denk ya da yaklaşık 1.618 olması anlamına gelir.

Altın kesit ya da doğru olarak da adlandırılmaktadır, yani bir doğru parçalara bölündüğünde, doğrunun küçük bölümüyle büyük bölümü arasındaki oranın büyük bölüm ile bütün arasındaki orana eşit olmasıdır. Bu tanıma göre yaklaşık 13:8 şeklinde belirlenen altın orana birçok sanatsal ve mimari eserde rastlanmaktadır.

  • 16
  • 20
ORAN-ORANTI KONUSUNU İNCELEYEN ‘İHVAN-I SAFA’
ORAN-ORANTI KONUSUNU İNCELEYEN ‘İHVAN-I SAFA’

Bu geometrik oluşumlardan büyülenmekle beraber, sanatçılar tüm "kaos" sistemlerinin merkezini de aramaktaydılar, yani merkez olgusuyla orantı bağlamında da ilgilenmekteydiler. 10'uncu yüzyılda yaşayan İhvan-ı Safa adlı bir grup âlim, oran-orantı konusundaki görüşlerini Resâil adlı eserlerinde topladılar.

M.S. 1'inci yüzyılda yaşayan Romalı mimar ve yazar Vitruvius'un insan vücudunu bir orantılar sistemi olarak gösteren kanununu yakından tanıyan İhvanı Safa, bu görüşün hatalı olduğunu, zira Vitruvius'un insan çiziminde sacrum ya da kasık olarak gösterilen merkez noktasının aslında göbek üzerinde olması gerektiğini öne sürüyorlardı.

  • 17
  • 20
İHVAN-I SAFA’NIN ORAN KONUSUNDAKİ İLGİNÇ TESPİTİ
İHVAN-I SAFA’NIN ORAN KONUSUNDAKİ İLGİNÇ TESPİTİ

Vitruvius'un bulguları, Mısırlılardan miras kalan ve ölçüsünü Osiris'in omurgasından alan orantı kuralına dayalı bir Yunan ölçütüne dayanıyordu. "Kutsal omurga" yahut da Djet pillar, Osiris'in hanedanlık öncesine ait bir temsili olup istikrar, dayanıklılık ve iyilik gibi kavramları temsil ediyordu.

İtinalı araştırmaları sonucunda, İhvan'ın üyeleri farklı bir sonuca vardı; kollar ve bacaklar dışarı doğru açıldığında el ve ayak parmaklarının uçlarının hayali bir dairenin çevresine temas ettiğini ortaya koydular. Bu durumda, yedi yaşın altındaki çocuklarda dairenin merkezi kasık değil göbek olmaktaydı. Göbeğin merkeze denk geldiği bu mükemmel oran, ilerleyen yaşlarda bozulmaktaydı.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN