Müslüman bilim insanları ve dünyaya armağan ettikleri buluşlar
Müslüman bilim adamları, astronomi, fizik, tıp, mühendislik, kimya gibi birçok alanda ilke imza attı. Alimlerin kaleme aldığı eserler, asırlar boyunca Avrupa okullarında ders kitabı olarak okutuldu. Atomun parçalanmasından sarkaçlı saate, çiçek hastalığının tespitinden otomatik kontrol sistemine kadar pek çok icatla yüzlerce yıl bilim dünyasına kaynak oldular. İşte buluşlarıyla uygarlığa yön veren Müslüman bilim insanları ve dünyaya armağan ettikleri icatlar..
Giriş Tarihi: 20.02.2020
16:04
Güncelleme Tarihi: 29.04.2022
10:31
CABİR BİN HAYYAN- ATOMUN PARÇALANABİLİRLİĞİ (KİMYA)
İslam dünyasının en büyük kimyacısı olan Cabir Hayyan, 721-805 yılları arasında yaşadı. Aslen Türk olan Câbir bin Hayyan, Abbasî Halifesi Hârûn Reşîd'in sarayında yaşadı.
Câbir'in çalışmaları tıp, astronomi, matematik, felsefe ve dönemin diğer ilim alanlarına yayılmışsa da o birinci derecede bir kimyacıydı. Bilimsel araştırmalarda özel metotlar geliştiren Cabir Hayyan, modern kimyanın temellerini attı.
ürekli laboratuvarda çalışan Câbir, süblimleştirme, sıvılaştırma, kristalleştirme, damıtma, saflaştırma, cıvayla karıştırma, oksitleme, buharlaştırma ve filtrasyon gibi işlemleri geliştirip mükemmelleştirdi. Razi, İbni Sina gibi İslam alimleri onu anarken 'üstatlar üstadı' olarak nitelendirir.
CABİR BİN HAYYAN'IN İLKLERİ
Modern kimyanın babası olan Cabir Hayyan, atomun yapısını gösteren tespitler yapan, kimyevi reaksiyonlarda belli miktarların belirli miktarlarla reaksiyona girdiğini söyledi.
"Maddenin en küçük parçası olan 'cüz-ü lâ yetecezzâ (atom)'da yoğun bir enerji vardır. Yunan bilginlerinin iddia ettiği gibi bunun parçalanamayacağı söylenemez. O da parçalanabilir. Parçalanınca da öylesine bir güç meydana gelir ki, Bağdat'ın altını üstüne getirebilir. Bu Allah'ın kudret nişanıdır."
Bu sözlerden asırlar sonra yapılan atom bombası, atıldığı şehirleri yerle bir etti.
İBNÜL BAYTAR-ECZA KİTABI (BOTANİK)
İbnül Baytar, günümüzde hala varlığını sürdüren en büyük ilaç kullanım ansiklopedisini yazdı. İlk öğrenimini babasından gören İbnü'l Baytâr, dinî ve naklî ilimleri okuduktan sonra botaniğe yöneldi. Endülüs bölgesinde yetişen tıbbî bitkileri ve bunların özelliklerini, yetiştikleri yerleri, ilmî ve mahallî adlarını öğrendi. Sevilla bölgesinde hocasıyla beraber araştırmalar yaptı ve Endülüs'ün farklı coğrafyalarını gezerek hem bitki numunelerini topladı hem de ünlü eczacılardan ders aldı.
Kuzey Afrika'dan itibaren, Fars, Tunus, Cezayir ve Trablus şehirlerini dolaştıktan sonra Anadolu'ya ulaşıp Selçuklu ve Bizans hâkimiyetindeki bölgeleri gezerek tıp, eczacılık ve botanik âlimleriyle tanıştı.
İBNÜL BAYTAR'IN SAĞLIKLI YAŞAM İÇİN KULLANDIĞI BİTKİLER
Seyahat dönüşü artık çağının en büyük botanikçisi kabul edilen İbnü'l-Baytâr topladığı zengin bitki koleksiyonuyla İskenderiye'ye gitti. Burada büyük itibar görerek Mısır botanikçileri başkanı (reîsülaşşâbîn) unvanını aldı.
İbnü'l-Baytâr, Doğu ve Batı'da bilgi, görgü ve tecrübesini arttırmak ve yazacağı eserlere malzeme toplamak için üç kıtayı gezen ender müelliflerden biriydi. Hekimlikte kullanılan bitki türlerinden ve besin maddelerinden oluşan malzemeleri bütün özellikleriyle tanıtmış, adlarını Arapça, Berberîce, Latince, Grekçe ve Farsça olarak yazıp karışıklığa yer vermemek için harekelemişti.
Bir ilacı farklı bir ilaçla kıyaslama yoluna giderek ve ilaçların kimyasal özelliklerini inceleyerek tetkik eden İbnü'l-Baytâr, deneylerde doğrulamadığı doğrulanmış bilgilerden ayrı bir tasnife tabi tutarak kendisinden sonraki botanik ve tıp ilmine büyük katkı sağladı.