Müslümanların dünyaya bin yıllık mirası: Su yönetimi
İnsan vücudunun olmazsa olmazı su, tüm coğrafyalarda tarımdan beslenmeye her alanda hayatın kaynağıdır. Yüzyıllar önce bu yaşam kaynağını en iyi şekilde değerlendiren Müslümanlar, arazileri için yeni sulama yöntemleri geliştirmişler, su kaybını önlemek için tüneller kazmışlar ve su konusunda ihlalleri önlemek amacıyla kanunlar dahi oluşturmuşlardı. Bugün halen kullanılan tekniklerle su yönetimine dair bilinmeyenleri sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 11.12.2018
10:48
Güncelleme Tarihi: 11.12.2018
10:51
İRAN’DA ASIRLARDIR KULLANILAN YÖNTEM
İran'ın bazı bölgelerinde hidroelektrik barajı ve modern sulama sistemleri bulunmasına rağmen, çiftçiler hala kanat kullanıyorlar.
Şiraz'ın kuzeydoğusunda kıymetli bir meta olan su, hala yeraltı kanallarından beslenen kuyulardan temin edilir.
SU, KURALLI BİR ŞEKİLDE KULLANILIYORDU
Bu sıcak ve kurak ortamlarda oldukça kısıtlı olan suyun kontrollü bir şekilde ve bir takım kurallar çerçevesinde kullandırılması gerekiyordu.
Bunda dönemin kurumları da çok önemli bir rol oynuyordu. Irak'ta barajlar gibi büyük su yapıları devlete bırakılırken, küçük çaplı su yükseltme makineleri gibi daha küçük altyapıyı yerel nüfus kendisi üstleniyordu.
NİL NEHRİ ÖNEMLİ BİR SU KAYNAĞIYDI
Mısır'da, Nil Nehri sularının kontrol altında tutulması büyük önem taşıyordu.
14'üncü yüzyılın başında Mısır'da yaşayan tarihçilerden Nuveyri ve Makrîzî, Nil Nehri'nde baraj ve suyolu bakımının önemini vurgulamıştı.
SU KANALLARININ TEMİZLİĞİNDEN SULTAN SORUMLUYDU
Gerek Eyyubilerde ve gerekse Memluklerde kanalların kazılıp temizlenmesi ve barajların bakımının yapılması sorumluluğu hem sultanlara hem de büyük arazi sahiplerine aitti.
Irak'taki gibi, büyük yapılarla sultan ilgilenirken, daha küçük olanların bakımı halk tarafından yapılıyordu. Memluklerde görevi Mısır'ın her ilindeki barajları denetlemek olan Kâşifü'l Cüsûr adında bir görevli dahi bulunuyordu.
SU KANUNLARINDAKİ İHLALLERE BAKAN DİVAN
Suyun damlama yoluyla israf edilmesi konusunda çok katı düzenlemeler mevcuttu. İsraf yasaklanmıştı ve İspanya'da su bir kereden fazla kullanılmak üzere bir kanaldan başka bir kanala alınıyordu.
Su kanunlarıyla ilgili tüm ihtilaf ve ihlallere, kadısı çiftçiler tarafından seçilen mahkemeler bakıyordu. "Su Divanı" adı verilen bu mahkemenin duruşmaları perşembe günleri şehrin ana camisinin giriş kapısında yapılırdı.
Bu divan bin yıl sonra bugün, Valencia'daki katedralin kapısında halen bulunur.