Napolyon’a yenilgiyi tattıran Türk komutan: Cezzar Ahmet Paşa
Napolyon, gerçekleştirdiği seferlerle Avrupa'nın siyasi haritasını tamamen değiştiren ve adını dünya tarihine yazdıran bir Fransız İmparatoruydu. Askeri ve siyasi stratejileriyle birçok bölgeyi ele geçiren Napolyon, son olarak Doğu'nun zengin topraklarına gözünü dikmişti. Bu topraklarda, "yenilmez Napolyon"a ilk gerçek yenilgiyi tattıracak olan ise cesur bir Türk komutandı. Napolyon, bundan 220 yıl önce, Akka'da büyük bir hezimete uğramış, Doğu düşleri böylece sona ermiş ve şu sözleri söylemişti: "Savaşı kazansaydım Doğu'nun fatihi olur ve Paris'e İstanbul üzerinden dönerdim." Peki, Napolyon'a yenilgiyi tattıran komutan Cezzar Ahmet Paşa kimdir?
Giriş Tarihi: 31.10.2019
15:21
Güncelleme Tarihi: 31.10.2019
16:11
FRANSIZLARIN HESAPLARI ALT ÜST OLDU
Akka'yı alması halinde tüm Suriye'nin avucunun içine düşeceğini hesaplayan Bonapart ise var gücüyle saldırılarını sürdürüyor, fakat karşısında heybetle yükselen Cezzar Ahmet Paşa ile onun emrindeki Türk askerleri, genç Fransız generalinin hesaplarını alt üst ediyordu.
Akka savunmasındaki çarpışmaların en şiddetlileri bilhassa Ali Burcu denen kısımda gerçekleşti. Buradan ustalıkla lağım açarak içeri giren Fransızlarla kılıç ve bıçaklarla boğaz boğaza dövüşüldü. Ali Burcu'nda bir aralık baş gösteren tehlikeli bir durum Cezzar Ahmet Paşa'nın lağımları tam zamanında bizzat ateşlemesiyle düzeldi.
NAPOLYON'UN DOĞU DÜŞLERİ SONA ERDİ
Kuşatmanın elli ikinci günü Rodos Mutasarrıfı Hasan Kaptan emrindeki Nizam-ı Cedit askeriyle, boğaz kaleleri muhafızlarından oluşan 3 bin kişilik bir kuvvet, Akka'ya çıkarak kentin savunmasına katıldı.
Şimdiye kadar kolay zaferlere alışmış Napolyon ve askerleri gelen takviyeler üzerine iyice moral bozukluğuna kapıldılar. Sonunda Napolyon kaleyi ele geçirmek şöyle dursun, ihtiyar Cezzar Ahmet Paşa'nın azmini bile kıramayacağını kabul etmiş ve altmış dört günden beri devam eden kuşatmaya 21 Mayıs 1799 günü akşamı son vererek güney istikametinde çekilmeye başlamıştı.
‘EĞER TÜRKLER BENİ AKKA’DA DURDURMASAYDI…’
Cezzar Ahmet Paşa ise, ertesi gün derhal Fransızları takibe çıkmış, Napolyon Yafa ve Gazze'de dahi kendini güvende hissedemediğinden ta Ariş'e kadar geri çekilmişti.
Napolyon'un Doğu'yu sömürgeleştirme düşleri de, "Eğer Türkler beni Akka önünde durdurmasaydı, bütün Doğu'yu ele geçirmek işten bile olmayacaktı" sözleriyle sona ermişti.
AKKA SAVUNMASI BİR KAHRAMANLIK DESTANI
Napolyon gibi bir komutana karşı kazandığı parlak zafer üzerine, Cezzar Ahmet Paşa payitaht tarafından tebrik edilmiş, ayrıca kıymetli hediyeler gönderilmişti.
Akka'da namını bütün dünyaya duyuran ve bu başarıdan sonra beş yıl daha yaşayan Cezzar Ahmet Paşa'nın bundan sonra hükümetle arası pek iyi gitmemişti. Kuşatma sırasında yardım taleplerine karşın kendisine yardım etmeyen Emir Beşir ile uğraşmış, Mısır işleri için kendisine büyük yetkiler verileceğini umut ederken, başka birisinin Mısır serdarlığına tayin edilmesi dolayısıyla da hükümete gücenmişti.
CEZZAR, ZEKİ VE DİRAYETLİ BİR KARAKTERDİ
Bu güceniklik ve bundan doğan olaylar, hem Cezzar Ahmet Paşa'yı, hem de hükümeti üç yıl oyalamıştı. Nihayet 1802'de Hicaz'daki Vahhabi isyanının tehlikeli bir hal alması yüzünden merkezi hükümet, çok ihtiyarlamış olmasına rağmen Hicaz seraskerliği ile Şam eyaletinin yönetimini Cezzar'a vermiş; Mısır işlerinin yoluna konmasını da ona bırakmıştı. Fakat geride pek az ömrü kalmış olan Cezzar Ahmet Paşa, 23 Nisan 1804'te hayata gözlerini kapadı.
Merkezi hükümetin emirlerine pek aldırış etmediği şeklinde izlenim bırakan Cezzar Ahmet Paşa'nın dik başlılığından dolayı birtakım kusurları mevcutsa da devlete pek çok faydası dokunan zeki ve dirayetli bir insandı. Onun yalnız Akka savunması bile, mevcut hatalarını misliyle kapatacak bir kahramanlık destanıdır.