Osmanlı saraylarında kahve kültürü ve ikramı
Osmanlı'da ilk olarak 16. yüzyılda içildiği tahmin edilen kahve, bugün dünya çapında bilinen bir kültür halini aldı. Kahvenin hatrı kırk yılı olsa da geleneği ve hatırası tarihimizde yüzlerce yıl geriye gider. Osmanlı'da misafire hürmetin en önemli göstergesi olan kahve kültürünün ve sunumlarının nasıl oluştuğunu biliyor musunuz? Her şeyin en ihtişamlı halinin yaşandığı Osmanlı sarayları, kahve kültürü ve ikramı denildiğinde ilk akla gelen mekanlardandır. İşte Osmanlı saraylarındaki kahve kültürü ve ikramına dair detaylar…
Giriş Tarihi: 07.06.2020
09:28
Güncelleme Tarihi: 04.02.2023
10:36
KIZLARIN ÇEYİZİ SİTİL PUŞİDESİ
🔺 Evlilik süreçlerinde kız tarafının çeyize sitil puşidesi, erkek tarafının da sitil örtüsüne uygun bir kahve sitil takımı koyması adettendi. Kahvenin yanında ise bugüne benzer bir şekilde meyankökü, demirhindi ve gül gibi şerbetler , tatlılar ikram edilirdi.
🔺 19. yüzyılda Osmanlı'da sitil takımları gümüş, tombak, pirinç ya da bakır malzeme den üretilirdi. Sitil takımının en gösterişli parçalarından biri ise kahve ikramının üzerinde yapılacağı kahve örtüsü yani puşidelerdi. Genelde 1 metre çapında ve yuvarlak olan puşideler, ipek, kadife ya da atlas kumaştan yapılır, işlemelerindeki altın, gümüş detaylar, sim saçaklar göz doldururdu.
🔺 Kahve fincanları, porselen ve billur gibi malzemeler den üretilirdi. Boyutu ve farklı özellikleriyle değişen fincanlar "bülbül fincanı" , tiryakiler için büyük boy "kallavi " fincanlar, paşa fincanı ve hatai gibi adlarla isimlendirilirdi.
🔺 18. yüzyılda Avrupa üretimi porselenler 19. yüzyıl sonunda ise Yıldız Porselen Fabrikası üretimi fincanlar kullanılmaya başlanmıştı.
🔺 Sarayda kahve ikramının incelikli parçalarından biri de kahve fincanı zarfları ydı. Kulpsuz fincanlar, altın ya da gümüşten yapılan "fincan zarfı" adlı muhafazalara konurdu.
🔺 Fincanı içine oturtmaya yarayan, dudak payı kadar fincanın dışarıda kaldığı zarflar ince işçilik ve değerli taşları yla gerçek birer sanat eseri niteliğindeydi.
🔺 Bu zarflar tombak, mine, oyma, savat, telkâri teknikleriyle, zümrüt, inci, yakut, firuze, elmas gibi değerli taşların kullanımıyla göz dolduran zarif detaylara sahipti.
🔺 Dönemi belgeleyen isimlerden Abdülaziz Bey 'in aktardığına göre, 19. yüzyılda bir mekanizma aracılığıyla küçük bir mızıkanın yerleştirildiği mineli kahve fincanları bile kullanılmaktaydı.
🔺 Kahve merasiminin en kusursuz ve ihtişamlı olduğu yer elbette Osmanlı Sarayı idi . Tüm araç gereçlerin en zarif olanları üretilir, padişahlara özel takımlar hazırlanırdı.
🔺 Avrupa'dan seçkin Fransız, Alman, İngiliz markaları nın Osmanlı pazarı için ürettiği kahve fincanları çoğunlukla Osmanlı Sarayı'nda kullanılırdı.
🔺 Osmanlı döneminde fincanların tabanı geniş, ağzı dar şekilde yapılması kahvenin daha geç soğumasına, köpüğün uzun süre muhafaza edilmesine olanak sağlardı.