Arama

Osmanlı saraylarında kahve kültürü ve ikramı

Osmanlı'da ilk olarak 16. yüzyılda içildiği tahmin edilen kahve, bugün dünya çapında bilinen bir kültür halini aldı. Kahvenin hatrı kırk yılı olsa da geleneği ve hatırası tarihimizde yüzlerce yıl geriye gider. Osmanlı'da misafire hürmetin en önemli göstergesi olan kahve kültürünün ve sunumlarının nasıl oluştuğunu biliyor musunuz? Her şeyin en ihtişamlı halinin yaşandığı Osmanlı sarayları, kahve kültürü ve ikramı denildiğinde ilk akla gelen mekanlardandır. İşte Osmanlı saraylarındaki kahve kültürü ve ikramına dair detaylar…

🔺 Kahve ikramında yuvarlak stil örtüsü kullanılırdı. Atlas veya kadifeden yapılan bu örtü sırma, sim, pul, hatta inci ve elmas işlemeliydi.

🔺 Stil takımı ve örtüsünün zenginliği ailenin varlık derecesini yansıtırdı. İçinde kahve fincanı ve zarflar bulunan tepsiyi taşıyan kız, stil örtüsünü kenardan iki eli ile önlük gibi önünde tutar, ikinci kız stil takımını taşırdı.

🔺 Üçüncü kız tepsiden porselen fincanı alır, stildeki güğümden kahveyi doldurur, fincanı altın, tombak, gümüş veya porselen zarfa yerleştirir, zarfın ayağından iki parmağı ile tutarak tek tek misafirlere ikram ederdi.

  • 10
  • 13
KIZLARIN ÇEYİZİ SİTİL PUŞİDESİ
KIZLARIN ÇEYİZİ SİTİL PUŞİDESİ

🔺 Evlilik süreçlerinde kız tarafının çeyize sitil puşidesi, erkek tarafının da sitil örtüsüne uygun bir kahve sitil takımı koyması adettendi. Kahvenin yanında ise bugüne benzer bir şekilde meyankökü, demirhindi ve gül gibi şerbetler, tatlılar ikram edilirdi.

🔺 19. yüzyılda Osmanlı'da sitil takımları gümüş, tombak, pirinç ya da bakır malzemeden üretilirdi. Sitil takımının en gösterişli parçalarından biri ise kahve ikramının üzerinde yapılacağı kahve örtüsü yani puşidelerdi. Genelde 1 metre çapında ve yuvarlak olan puşideler, ipek, kadife ya da atlas kumaştan yapılır, işlemelerindeki altın, gümüş detaylar, sim saçaklar göz doldururdu.

  • 11
  • 13

🔺 Kahve fincanları, porselen ve billur gibi malzemelerden üretilirdi. Boyutu ve farklı özellikleriyle değişen fincanlar "bülbül fincanı", tiryakiler için büyük boy "kallavi" fincanlar, paşa fincanı ve hatai gibi adlarla isimlendirilirdi.

🔺 18. yüzyılda Avrupa üretimi porselenler 19. yüzyıl sonunda ise Yıldız Porselen Fabrikası üretimi fincanlar kullanılmaya başlanmıştı.

  • 12
  • 13

🔺 Sarayda kahve ikramının incelikli parçalarından biri de kahve fincanı zarflarıydı. Kulpsuz fincanlar, altın ya da gümüşten yapılan "fincan zarfı" adlı muhafazalara konurdu.

🔺 Fincanı içine oturtmaya yarayan, dudak payı kadar fincanın dışarıda kaldığı zarflar ince işçilik ve değerli taşlarıyla gerçek birer sanat eseri niteliğindeydi.

🔺 Bu zarflar tombak, mine, oyma, savat, telkâri teknikleriyle, zümrüt, inci, yakut, firuze, elmas gibi değerli taşların kullanımıyla göz dolduran zarif detaylara sahipti.

🔺 Dönemi belgeleyen isimlerden Abdülaziz Bey'in aktardığına göre, 19. yüzyılda bir mekanizma aracılığıyla küçük bir mızıkanın yerleştirildiği mineli kahve fincanları bile kullanılmaktaydı.

  • 13
  • 13
SARAYIN KAHVE FİNCANLARI
SARAYIN KAHVE FİNCANLARI

🔺 Kahve merasiminin en kusursuz ve ihtişamlı olduğu yer elbette Osmanlı Sarayı idi. Tüm araç gereçlerin en zarif olanları üretilir, padişahlara özel takımlar hazırlanırdı.

🔺 Avrupa'dan seçkin Fransız, Alman, İngiliz markalarının Osmanlı pazarı için ürettiği kahve fincanları çoğunlukla Osmanlı Sarayı'nda kullanılırdı.

🔺 Osmanlı döneminde fincanların tabanı geniş, ağzı dar şekilde yapılması kahvenin daha geç soğumasına, köpüğün uzun süre muhafaza edilmesine olanak sağlardı.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN