Osmanlı tarihinin en güçlü üç valide sultanı
Osmanlı Devleti'nde padişahların çocuk yaşta tahta çıkmaları kimi zaman devlet yönetiminde bir boşluk oluşturdu. Bu gibi dönemlerde devlet idaresinde harem ve valide sultanlar ön plana çıktı. Bu durum, devlet yönetiminde Avrupalılar gibi "Kraliçe idaresi" geleneği olmayan Osmanlılarda bir mesele haline geldi. Hatta kimi zaman imparatorluğun geçirdiği sarsıntıların sebepleri olarak "Kadınlar Saltanatı" gösterildi. Kadınlar Saltanatı denildiğinde ise tarih boyunca akla üç valide sultan geldi…
Giriş Tarihi: 25.12.2019
16:01
Güncelleme Tarihi: 25.12.2022
10:44
SULTAN AHMED HAZİRESİNE DEFNEDİLDİ
Kösem'in ölüsü sevenlerinin gözyaşları eşliğinde önce Eski Saray'a götürüldü. Oradan da eşi Sultan I. Ahmed'in türbesine götürülerek defnedildi.
Böylece "Kadınlar Saltanatı" denilen dönemin en güçlü kadını olan Valide-i Muazzama Kösem Mahpeyker Sultan, Valide-i Maktule, yani "Katledilmiş Valide Sultan" olarak tarih sayfalarındaki müstesna yerini aldı.
Hatice Turhan Sultan, 1627'de Rusya'da dünyaya geldi. Daha 12 yaşındayken Tatar akıncılarına esir düştü ve Kör Süleyman Paşa tarafından satın alındıktan sonra Kösem Sultan'a hediye edildi.
Adeta bir güzellik abidesi olan Turhan Sultan zekâsını da kullanarak önce Kösem Sultan'ın takdirini kazandı ve daha sonra da Sultan İbrahim'in gözüne girdi. Sultan İbrahim'den Şehzade Mehmed'i dünyaya getirdi.
HANEDANIN TEK VÂRİSİNİ DÜNYAYA GETİRDİ
Bu doğum sıradan bir doğum değildi. Sönmek üzere olan Osmanlı hanedanı için bir kurtuluştu.
Turhan Sultan, Harem'de Kösem Sultan'ın gölgesinde kalmasına rağmen özellikle oğlu IV. Mehmed'in hükümdar olmasıyla gelin ile kaynana arasında zorlu bir mücadele başladı ve bu mücadeleden Turhan Sultan zaferle çıkmayı bildi. Artık Harem'in en büyük hâkimi olmuştu.
OĞLUNUN TAHTA ÇIKMASIYLA SİYASETTEN ÇEKİLDİ
Turhan Sultan, Köprülülerin sadrazamlık makamına gelmesinden sonra yavaş yavaş elini siyasetten çekti ve kendini daha çok hayır işlerine adadı. İlk olarak Çanakkale Boğazı kalelerini inşa ettirdi.
Daha sonra ise III. Murad'ın hanımı Safiye Sultan tarafından yapımı başlatılan ancak bir türlü tamamlanamayan Eminönü'ndeki Yeni Camii'ni tamamlattı. 1682'de vefat etti ve daha önceden yaptırdığı Yeni Camii'deki türbeye defnedildi.