Osmanlı tokadı nedir, tarihçesi hakkında bilgiler...
Meşhur Osmanlı tokadının nereden geldiğini biliyor musunuz? Küçük bir beylikten cihan imparatorluğuna dönüşen Osmanlı'nın büyümesindeki en etkili unsurlardan biri, kurduğu sistemli ordularıydı. Bu ordudaki askerlerin hepsi savaşmayı İslam'a hizmet olarak gördü ve "ölürsek şehid, kalırsak gazi" anlayışıyla olağanüstü başarı örnekleri sergilediler. Bu güçlü ordularla özdeşleşen Osmanlı tokadı da, korkusuz süvariler olan Deliler ile ünlendi ve dünyaya nam saldı. İşte Osmanlı tokadı ve Deliler hakkında ilginç bilgiler...
Giriş Tarihi: 18.05.2020
15:21
Güncelleme Tarihi: 18.05.2022
13:31
Azap teşkilatı ne zaman kaldırıldı?
🔸 Maaşlar ailelerine ödenir ve savaş boyunca asla vergi ödemezlerdi. Başlarına kırmızı börk giyerlerdi. Deniz azapları başında bulunanlara reis denilirdi ve bunlar yükselince kadırga reisi "kaptan" olurlardı. Gemilerde bulunanlara "Azaban-ı donanma", tersanede olanlara "Azaban-ı tersane " denilirdi. Burada bir kışlaları mevcuttu. Şimdi buraya Azapkapı deniliyor.
🔸 Ok, yay, pala, kakan gibi silahlar kullanırlardı. Ayrıca, hudut kalelerinde yaya azaplarından teşkil olunan bir azap birliği görev yapardı. Kale içinde oturan bu askerlerin bir kısmı ulufeli (maaşlı), bir kısmı tımarlıydı ve her kalede belli bir değişmez sayıda idiler. Azap teşkilatı, Sultan İkinci Mahmud Han döneminde kaldırıldı.
🔸 Halk onlara Deliler lakabını takmıştı ama bu lakap akıl sağlıklarının yerinde olmamasından değil, tam anlamıyla gözü kara olduklarından dolayı verilmişti. Yine eski kaynaklara göz gezdirdiğimizde bu insanlara neden Deliler denildiğini Fransız mühendis ve asker Alain Manesson Mallet'ın 1684 yılında yayınlanan Les Travaux de Mars ou l'Art de la Guerre adlı eserinde görebiliyoruz:
"Bunlar öylesine cesurdurlar ki bir kralın hizmetine girdikten sonra, onları vazgeçirebilecek hiçbir ceza korkusu yoktur. Bu nedenlerden dolayı Türkler onlara deli adını vermişlerdir ve bu ad, dillerinde "gözü pek" anlamına gelir."
🔸 Yine bir başka Fransızca kaynakta, 1672'de, Fransız elçisi maiyetinde İstanbul'a gelen Antoine Galland'ın yayınlanan günlüklerinde Deliler'den şöyle bahsedilir:
"Deli sözü Türkçe'de mecnun anlamına gelir, ama bundan bu adamların mecnun ya da akıllarını yitirdikleri anlamı çıkarılmamalıdır. Bu, kendilerini tehlikeye atmak konusunda gösterdikleri azim ve inattan, nefislerini tehlikeye gerçekten deli imişçesine bir pervasızlıkla atışlarından dolayıdır."
Delilerin özellikleri neydi?
🔸 Delileri Osmanlı'nın diğer askeri birliklerinden ayıran en önemli özellikleri hiç kuşkusuz kıyafetleriydi . Delilerin elbiseleri aslan, kaplan, sırtlan ve ayı benzeri hayvanların kürklerinden yapılır, rahat hareket edebilmek ve yaralandıklarında yaraları ile de düşmana korku salmak için zırh tarzı giysi giymezlerdi.
🔸 "Serhatlik" adı verilen yüksek topuklu, sivri burunlu, arkasında mahmuzu bulunan ve genelde sarı renkte deri çizme veya ayakkabı giyerlerdi.
🔍 Osmanlı medeniyetinin hassasiyeti "sadaka ve yitik taşları"
🔸 Delilerin deli kalpağı adı verilen kalpakları çizgili sırtlan, kar leoparı, samur ve pars benzeri vahşi hayvanların derisinden yapılır, bu kalpakların üzerinde kartal kanadı ya da tüyleri bulunurdu. Kullandıkları başlıca silahlar ise Macar usulü bir mızrak, kılıç, satır balta, bozdoğan, şeşper, gürz ve savaş çekici idi.
🔸 Delilerin atları da en az kendileri kadar sıra dışıydı. Atlar çoğu zaman kartal tüyleri ile süslenir, atın kafası üzerine serilen bir aslan postunun ağzından çıkardı.