Osmanlı’da saltanat alâmetleri
Türk Devletlerinde, devlet liderlerinin, sultanların, padişahların, kağanların ve hanların tarihte birtakım hükümdarlık alâmetleri vardı. Bu alâmetler sembolik olsalar da, hükümdarlığa işaret eder ve bu alâmetlerden birinin bile eksik olması durumunda hükümdarın meşruluğu sorgulanır hale gelirdi. Sizler için bu alâmetleri listeledik…
Giriş Tarihi: 07.10.2018
13:16
Güncelleme Tarihi: 06.02.2019
13:00
Kılıç Alayı, padişahın tahta çıktığının ilk cuma günü, İstanbul'da Eba Eyyubi'l- Ensari türbesinin bulunduğu ve Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan Eyüp Camii'ne giderek, türbe içinde gerçekleştirdiği kılıç kuşanma merasimidir.
Hazret-i Peygamber'in, Hazret-i Ömer'in, Osman Gazi'nin ve benzeri büyüklerden birinin veya ikisinin kılıcı kuşatılırdı. Büyük askeri merasimle olurdu.
Saltanat kayığı ile saraydan Eyüp'e gidilip at üzerinde dönülürdü. Yolda padişah; babasının, dedesinin, Fatih'in ve istediği atalarının türbesini ziyaret eder, büyük sadaka dağıtırdı. Yüz binlerce halk yeni padişah seyrederdi.
Yeni padişah tahta oturuncaya kadar eskisinin ölümünün saklanması ve cülus eden padişahın baba ve ata türbelerini ziyareti, Selçuklulardan alınmıştır.
Yeni hükümdarın hemen tahta oturup devlet büyüklerinden biat denen İslami bağlılık yemini alması, diğer bütün Müslüman hükümdarlarda olduğu gibidir.
Sonra askerin kapıkulu denen merkez teşkilatındaki birliklerine cülus bahşişi denen büyük bir meblağ rütbelerine göre her ferde dağıtır.
Fakat son cülus bahşişi 1757'dedir, bu tarihten sonra ilgaa edilmiştir.
Arapça'da "'ıyd", bayram ve "mu'âyede", bayramlaşma demektir.
Yılda iki defa Kurban ve Şeker bayramlarının ilk günü, padişah, altın tahtının üzerinde, çok protokollü bir şekilde ve devlet teşrifat sırasına göre ileri gelenlerin teker teker tebriklerini kabul eder.
Sadrazam, tebrik ettikten sonra tahtın sağında yakta durur. Gelenlerin adları teker teker bağırılarak padişaha takdim edilir.
Yerden sağ elle selamlamak ve tahtın son devirde mabeyn müşirleri tarafından tutulan saçağı öpmek suretiyle padişah tebrik edilir.
Padişahın huzuruna resmi veya hususi şekilde böyle kabule denirdi. 1574'e kadar padişahın eli, bu tarihten saltanatın ve hilafetin sonuna kadar eteği öpülürdü.
Padişah, ister İstanbul'da ister başka şehirde olsun, her cuma günü büyük camilerden istediğine, cuma namazı kılmak için giderdi. Buna selamlık resm-i alisi denirdi.
Bütün halk hakanlarını, dünyanın her tarafından gelen Müslümanlar halifelerini, yabancı Osmanlı hükümdarını görmek için birikirlerdi. Cami içinde dini olan merasim, yolda gidip gelirken çok büyük ölçüde askeri idi. Devlet büyükleri, büyük üniformaları ve nişanları ile katılırdı.
Padişah ata binerdi. Son üç padişah açık arabaya binerdi. Yol boyunca isteyen kişi, padişahın şahsına hitaben dilekçe verebilirdi. Bunları yaverleri toplar ve zarflar, açılmaksızın padişaha teslim edilir.