Osmanlı'nın misafirperverliğini gösteren bir Ramazan geleneği: Diş kirası
Osmanlı döneminde üzerinde önemle durulmuş bir gelenek olan diş kirası, bugün artık unutulmaya yüz tutuyor. Bu gelenek, Osmanlı'nın adeta bütün bir cihana misafir ağırlama dersi verdiği önemli bir kültürü… Her Ramazan ayında "Nerede o eski Ramazanlar?" diye özlemle sorulan sorular, bir nevi bu hassas adetlere duyulan özlemin bir tezahürü niteliğinde... Peki, nedir bu günümüzde unutulan diş kirası geleneği?
Giriş Tarihi: 27.04.2020
15:09
Güncelleme Tarihi: 27.04.2020
15:28
Şadiye Osmanoğlu Babam Abdülhamid isimli kitabında, Abdülhamid döneminde verilen diş kiralarını şu şekilde anlatır:
"Ramazan aylarında her dairede ayrı ayrı bir imam, iki müezzin ve iki harem ağasının refakatiyle teravih namazı kılınırdı. Teravihi takiben imam ve müezzinlere buzlu şerbetler ikram edilirdi. Babam teravih namazını, hususî dairesinin bitişiğindeki köşkte, ulema ve müezzinlerin refakatinde kılardı. Erkek evlatları ve bazen de amcalarımız cemaatine dahil olurlar ve namazdan sonra sohbet yapılırdı. Damatları ve biraderlerimi, babam sık sık iftara davet eder, yemekten sonra "diş kirası" adını taşıyan zengin keseleri ihsan ederdi."
Abdülhamid'in Ramazanları nasıl geçerdi?
Sultan Reşad'ın verdiği iftar daveti ve diş kiraları
Dillere destan iftar davetlerinden biri Sultan Reşad'ın 1909 Ramazan'ında verdiği davettir. Toplam 779 kişinin iştirak ettiği bu ifar yemeğinde generalden onbaşı ve neferata kadar pek çok isim yer alıyordu. Padişah, herhangi bir ayrım gözetmeksizin, general ve neferlerle aynı masada oturuyordu. Davetlilere verilecek olan diş kira miktarları Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nde kayıtlıdır. Başbakanlık Devlet Arşivleri, Dosya: 147, Gömlek: 43 kaynaklı belgeye göre:
General 3.000, albay 3.600, kaymakam 6.000, binbaşı 42.300, kolağası ve alay katipleri 7.150, tabur katibi 1.400, yüzbaşı 8.700, üsteğmen 10.750, teğmen 6.600, çavuş ve bölük emirleri 9.600, on başı ve neferat 10.275 kuruş ile toplam verilecek diş kirası 109.375'i bulmuştu.
Fatih Sultan Mehmed'in veziri Mahmud Paşa ve cömertliği
Yalnızca padişahların değil vezirlerin verdiği diş kiraları da kayıtlara geçmektedir. Kaynaklarda, Fâtih Sultan Mehmed'in vezîriâzamı Mahmud Paşa'nın tertip ettiği ziyafetlerde pilâv içine altın paralar koydurduğu ve bu paralara yemek sırasında onları bulanların sahip olduğu belirtilmektedir.
Öyle ki Mahmut Paşanın konağında verdiği iftar ziyafetleri de dillere destan olurdu. Paşanın sofrasında oruç açanlar, diş kirasına ilaveten her akşam mutlaka ikram edilen nohutlu pilavın gelmesini, dişlerine takılma ihtimali olan sert bir sahte nohut yakalama ümidiyle dört gözle beklerlerdi. Çünkü Paşa, kazanlarda pilav pişirilirken pilavın içine nohut biçimi verilmiş altınlar atardı. Bu uygulamanın, vezirlerin zenginlik ve cömertliklerinin derecesini etraflarındakilere ve halka gösterme amacı taşıdığı da söylenebilir.
Tarihimizdeki en yüksek diş kirası
Dursun Gürlek, "Padişaha verilen diş kirası" isimli yazısında tarihimizde en yüksek diş kirasının, Sadrazam Yusuf Kamil Paşa'nın Sultan Abdülaziz'e takdim ettiği hediyelerin olduğuna işaret eder. İşte o tarihi iftar gecesinin hikayesini ise şöyle anlatılır:
Bir Ramazan gecesi, bugünkü İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi olan Vezneciler'deki Zeynep Hanım Konağı'nda verilen mükellef iftardan sonra, Yusuf Kamil Paşa, bir altın tepside sahip olduğu emval ve emlakın senet ve tapusunu padişaha arz ettmiş Sultan Abdülaziz ise "Bunlar makbulum oldu, yine sizlere veriyorum. Her hal ve hareketiniz hoşuma gitmektedir demiştir.