Padişah gömleklerinin bilinmeyen sırrı
Yaklaşık 600 yıl boyunca üç kıtada hüküm süren olan Osmanlı İmparatorluğu'nun tarihi birçok gizemle dolu. O gizemlerden biri de Tılsımlı Gömlekler. Bu gömlekler, üzerlerindeki yazı ve süslemelerle hat ve tezhip sanatında ulaşılan mertebeyi gösteren, dönemin sosyal yaşamını ortaya koyan adeta konuşan tarih niteliğinde...
Giriş Tarihi: 19.09.2018
10:25
Güncelleme Tarihi: 05.02.2019
11:36
Padişahın giydiği yakanın şekli kaftan şekli gibidir. Padişahlar bu kaftanı cülûs ettiğinde yani tahta çıkışta giyiyorlardı. Değerli bir kumaştan yapılan bu kaftanların yakası kürkle çevrilidir. Bu yakalar nazara karşı koruduğuna inanılıyordu.
Cem Sultan'ın 3 yılda dikilen tılsımlı kıyafeti
Topkapı Sarayı'nda Osmanlı İmparatorluğunun başına bela olan Şehzade Cem için dikilmiş çok özel bir tılsımlı gömlek de yer alıyor. Bu gömleğin önemi tam 3 yılda tamamlanmış olmasıdır. Üzeri baştan sona dua ve şekillerle kaplı olan gömlek hiç giyilmemiştir. Tarihçilerin tahmini ise bu kıyafetin dikimi bittikten sonra hiçbir şekilde Cem Sultan'a ulaştıralamadığı yönündedir.
Kaside-i Bürde'nin esrarı
Padişah kıyafetleri içinde sıkça işlenen bir diğer tılsım Kaside-i Bürde'dir. Bu kasidenin hikmeti felçli hastayı ayağa kaldırabilecek güçte olmasındır. Bürüyen Kaside'nin sahibi Şerâfeddîn Muhammed Bûsirî Mısırlıdır.
Şerâfeddîn Muhammed Bûsirî, bir gün felç geçirir ve vücudunun yarısı tutmaz olur. Bu kasideyi yazar ve Allah'tan Peygamber hatırı için şifa umar. Şiirin bittiği gece, İlm-i Ledün Sultanını rüyasında görür ve Kasideyi huzurunda okur. Uyandığında ise felcin geçtiğini hayretle görür ve eli tutar, ayağı yürür.
Hattatların kağıdı terbiye etmek için kullandığı aharlama yöntemiyle yazıya elverişli hale getirilen kumaşlar nakkaşlar atölyesinde işlenmiştir. Bir gömlek üzerinde 3-4 yıl uğraşan hattatlar için meçhul kahramanlar yakıştırması yerinde olur; çünkü gömleklerin çok azında kimin tarafından yapıldığı yazılıdır.
Ok ve yay Orta Asya Türk kavimlerinden bu yana avcılık ve savaşta kullanılan en önemli silahtır. Türkler uzak mesafe için ok ve yay, yakın mesafe için kılıç kullanırdı. İslamiyet'in ilk yıllarında Hz. Muhammed'in ok ve yaya çok önem vermesi bu silaha dini bir önem kazandırdı.