Sultan II. Abdülhamid’in çağlar aşan projeleri
Osmanlı İmparatorluğu'nun 34'üncü padişahı ve 113'üncü İslam halifesi Sultan II. Abdülhamid, 33 yıllık hükümdarlığı boyunca Osmanlı topraklarına birçok hizmette bulunmuş, devlet ve hilafet mührünü abdestsiz basmayacak kadar dindar bir yaşam sürmüştü. Abdülhamid'in teknolojik gelişmelere olan ilgisi, saltanatı süresince bir kısmı hayata geçen, bir kısmı da çeşitli sebeplerden dolayı gerçekleşemeyen birçok projenin şekillendirilmesine vesile oldu. Gerçekleşmesi imkansız gözüyle bakılan projelere imza atan Sultan Abdülhamid'in, Konya Ovası Sulama Projesi, Tüp Geçit projesi gibi yüzyıl sonra gerçekleşen projelere imza attığını biliyor muydunuz? İşte Sultan II. Abdülhamid'in yenilikçi projeleri…
Giriş Tarihi: 11.03.2019
10:27
Güncelleme Tarihi: 11.03.2019
15:19
TÜRK-YUNAN HARBİ ZAFER ANITI PROJESİ
1897 yılındaki Osmanlı ile Yunanlı savaşından Osmanlı ordusu galip geldi. Bu zafer tüm Osmanlı topraklarında büyük bir sevinçle kutlanmıştı. Osmanlı Hükümeti bu zaferi bir de, sürekli hatırlanabilir kılacak bir eserle taçlandırmak istemiş; bu yüzden bir anıt tasarlanmıştı. Fakat dönemin şartlarından dolayı gerçekleşemedi.
Sultan II. Abdülhamid'in ziyaretine iki kez gelen Alman İmparatoru Wilhelm, ziyaretleri sonrasında dostluğun anısına, Wilhelm Almanya'da yaptırdığı bir çeşmeyi İstanbul'a göndermişti. Sultan II. Abdülhamid'in Wilhelm'in bu davranışına karşı kayıtsız kalmayarak, Türk-Alman dostluğunun Almanya'daki simgesi olmak üzere, Alman halkı için Berlin'de bir hayır eseri yaptırmayı tasarladı.
Berlin Sefiri Ahmet Tevfik Paşa'ya bu konuya dair girişimlerde bulunulmasını irade buyurdu ve Berlin Hamidiye Hastanesi'nin yapımı için Mimar-ı Hazret-i Şehriyari'den Vassilaki Yorgo Bey'i görevlendirdi. Hastanenin planı ve keşif defterlerini hazırlama görevi ise Kemaleddin Bey'e verilmişti.
Bugün Berlin Hamidiye Hastanesi'nin yerinde Berlin Tıp Üniversitesi Biyokimya Enstitüsü olarak kullanılan ve "İda-Simon Stift" adını taşıyan bir bina bulunur. Berlin Üniversitesi Kadın-Doğum Kliniği'nin bulunduğu yörenin 1935'te yapılan planında yer alan İda-Simon Vakfı binası ile Kemaleddin Bey'in 1902 krokisindeki Berlin Hamidiye Hastanesi "T" harfi şeklindeki planın kuzey-güney doğrultusunda uzanan uzun ayağı hariç, hem konum hem de biçim bakımından örtüşür. Nedeni bilinmeyen bir sebeple bitirilmeyen bu hastanenin temelleri üzerine Muhtemelen İda-Simon Vakfı binası yapılmıştı.
Atatürk Kütüphanesi'nde "Dolmabahçe Üzerinde Taşlık Mevkii'nin Haritasıdır" başlığıyla kaydedilen tarihsiz bir harita bulunur. Bu haritadan yapılacak Aziziye Camii projesi hakkında bazı bilgiler edinilir. Haritadaki "mevcut temeller" ibaresi Aziziye Camii'ni işaret eder ve büyük kareye yakın alanın içine bir başka kare alanı daha çizilmişti. Dıştaki alan muhtemelen cami avlusunu cami avlusunu, içteki alan caminin gövdesinin oturduğu alanı belirtir. Dönemin cami tipide göz önüne alınırsa ortalama 20 metre çapında tek bir kubbeli bir ana gövdeye tekabül eder. Keza Dolmabahçe, Pertevniyal ve Ortaköy Camileri, Aziziye Camii'nin ortalama 20 metre çaplı tek kubbeli dönemdaşlarıdır. Haritada cami alanı; Acı Çeşme Sokağı, Spor Caddesi ve Bayıldım Caddesi ile çevriliydi. Bu projeyi gerçekleştirmek adına bazı teşebbüslerde bulunulmuşsa da, proje dönemin şartlarından dolayı gerçekleştirilmemişti.
Sultan II. Abdülhamid, valilerden bulundukları bölgenin genel durumu ve sıkıntılarını kapsayan raporlar istemişti. Bu istek doğrultusunda ülkenin her yanından hükümet merkezine "Layihalar" gönderilmeye başlanmıştı. Bu lahiyalardan biri olan Hasan Fehmi Paşa layihasında; Osmanlı sınırları dâhilinde belirli merkezler arasında şose ve demir yolları yapmayı, iskele ve limanlar inşa etmeyi, bazı bataklıkları kurutup elde edilen araziyi tarıma açmayı, nehirler önüne setler kurarak sulama kanalları vasıtasıyla binlerce dönüm toprağı yeniden canlandırmayı teklif etmişti. Büyük ilgi gören lahiyanın uygulanması yönünde de ciddi adımlar atılmıştı. Fakat bazı maddeler plan aşamasından öteye geçememiştir. Bunlardan biri Güneydoğu Anadolu Bölgesi Sulama Projesi'ydi. GAP projesi gibi sonraki yıllarda ülkeye kazandırılan sulama projeleri arasında adı geçmeyen bir başka sulama projesi daha vardır. Teklifin adı; Kızılırmak Sulama Projesi, hazırlayıcısı da eski bir maden işletmesi müdürü Ahmed Bey'dir.
DENİZ SUYUNDAN İÇİLEBİLİR SU ELDE ETME PROJESİ
Sultan II. Abdülhamid "Fransa'da işitildiği üzere, deniz suyu içinden elektrik akımı geçirilerek suyun temizlenip temizlenmeyeceği ve bunun da sokak çeşmelerinde kullanılıp kullanılmayacağının, ayrıca maliyetinin ne olacağının araştırılması" isteğinde bulunmuştu. Padişahın iradesi gereği Paris Serfareti konuya dair girişimlerde bulunmuş ve cevabi yazı hariciye nezaretine iletilmişti. Nezaret, raporu daha sonra Hıfzı Sıhha Komisyonu'na havale etmiş, komisyon 19 Nisan 1894 yılında raporları değerlendirip bir karara varmıştı. Kararda; "hermit" yöntemiyle içinden elektrik geçirilerek deniz suyunun içilebilir hâle getirilmesi usulü Avrupa'da dahi henüz kabul olunmamıştır, ileride Avrupa'da uygulandığı takdirde Türkiye'de de tatbiki düşünülebilecektir." denilmişti.