Tarihin en soğuk günü: Sarıkamış Harekâtı
Osmanlı Devleti tarihinin en acı hadiselerinden biriydi Sarıkamış Harekatı. Zorlu koşullar nedeniyle sadece 18 gün sürebilen harekatın ardından, yaklaşık 60 bin Osmanlı askeri şehit oldu. Onların şehadet şerbeti içmelerine sebep olan şey ise düşman mermisi değil; ağır kış şartlarıydı...
Giriş Tarihi: 22.12.2018
11:24
Güncelleme Tarihi: 22.12.2022
16:07
Türk ordusunu Sarıkamış'ta mağlup eden Ruslar değil iklim şartlarıydı.Türk ordusu Sarıkamış'ta yaşadığı ağır kayıp sonrasında o ana kadar kurtardığı toprakları tekrar bırakmak zorunda kaldı.
📌Kafkas Cephesi'nde tatbik edilen bu büyük harekât, sadece askeri açıdan değil uğranılan kayıplar sebebiyle de mânevî bakımdan kamuoyunda önemli bir yere sahipti.
📌Savaştan sonra İstanbul'a dönen Enver Paşa, uzun bir süre Sarıkamış hakkında herhangi bir haber, bildiri veya yayın yapılmasını engelledi.
📌Büyük bir hüzünle biten bu harekâtın öncesinde Enver Paşa, Türk Tarih Kurumu'nda muhafaza edilen bir vasiyetnâme yazdı. Hükümete hitaben kaleme aldığı "vasiyetnâme"sinde Sarıkamış harekâtının sebeplerini de açıkladı. Enver Paşa'nın "Sarıkamış Vasiyetnâmesi"nin günümüz Türkçesi ile tam metni şöyledir:
"Hükûmete: Plânım, Ruslar'a hemen iki misli üstün iki kolordu ile arkalarına düşerek geri çekilmeye mecbur etmek ve bu suretle 11. Kolordu ve Süvari fırkasiyle takip olunan düşmanı karşılayıp tamamiyle mahvetmekti. Dokuzuncu ve Onuncu Kolordu muvaffakiyetle hareketi yaptı. Düşmana taarruz edildi fakat mağlup edilemedi. Şimdi 11. Kolordu ve Süvari fırkasını bekliyorum. Gelir de yetişirse, düşmanı bozacağım. Fakat gelmeden düşman zayıflamış kıt'alarımıza taarruz eder ve taarruzda muvaffak olursa o vakit ordu mahvolmuş demektir.
Şimdiye kadar asker ve zabitler hiç kusursuz harbettiler. Her manevrayı yaptılar. Eğer Allah da yardım ederse muvaffakiyet kesindir. Eğer muvaffak olamazsam son neferimle beraber öleceğim. Bu halde vasiyetim: Ben vazifemi yaptığımı sanıyorum ve öyle ölüyorum. Düşmana sonuna kadar karşı koyunuz. Herhalde sonunda muvaffak olacağız. Ben hareketime pişman olmadan kalben müsterîh olarak ölüyorum. Yaşasın dinim, vatanım, padişahım.
Eğer geride kalanlarıma yardım etmek isterseniz: Eşim Sultan Efendi Hazretleri'nin ödeneği kâfi değildir. Kendisinin rahatça yaşaması için hiç olmazsa başkumandanlık ödeneğimin onun ödeneğine ilâvesi ve annemle babamın refahının sağlanması ile ilâhî rahmete mazhar olmam için birkaç hayır yapılmasını rica eder, yükselmesine çalışmaktan başka bir maksat beslemediğim din ve milletime dua eder, tanıyanlara selâm ederim. Yaşasın Müslümanlık, Osmanlılık ve Osmanlıların Padişahı Sultan Mehmed Han.
Enver.
Servet nâmına birşeyim yoktur. Maamafih ne varsa refikam Sultan Efendi Hazretleri'ne bırakıyorum."
Enver Paşa'nın torunu Osman Mayapetek ise Harekâtı şu şekilde değerlendirdi:
"Şayet komutanlar Enver Paşa'nın emirlerini yerine getirseydi Sarıkamış zaferle biterdi. 10.Kolordu Hafız Hakkı Bey komutasında Bardız'a gitmesi gerekirken, Rus birliklerinin peşine takılıp Koşur istikametine yöneldi (30. ve 31.Tümenler). Yalnız 32.Tümen Bardız'a ilerledi. Bu hata Hafız Hakkı'nın, "zafer kazanma" ihtirası ile yolu 75 kilometre uzattığı yetmezmiş gibi, Allahuekber Dağlarını geçmeye mecbur kalmış; fırtına ve tipiye yakalanıp çok büyük zayiat vermiştir ve zamanında Sarıkamış'a intikal etmemiştir. 9.Kolordu ise 3.Ordu ile 24 Aralık'ta Bardız'da birleşir. Cephe arasındaki Rus birliklerine taarruz etmek için Kötek yönüne gidip ve Rus ihtiyat kuvvetleriyle taarruz edip Sarıkamış'a iltihak etmesi gerekiyordu. Maalesef yine evdeki hesap çarşıya uymamıştır. Bu sapmanın başlıca sebebi Hafız Hakkı Paşa'nın (10.Kolordu) 25 Aralık tarihinde Sarıkamış'ta olacağı varsayımı tamamen ile Enver Paşa'nın 10.Kolordu yalnız kalmasın diye yönünü Kötek'ten, Sarıkamış'a çevirmesi olmuştur. Netice olarak 10.Kolordu büyük zayiatla bitkin bir şekilde ancak 29 Aralık'ta Sarıkamış'a gelebilmiştir."
📝18 Aralık 1914:
"Artık hamdolsun ileri gidiyoruz… (Vazifemiz) Rus ordusunu mahvetmektir… Biz kazanırsak başımız dik olarak 30-40 sene içinde göstereceğimiz faaliyet ile bütün şarkı sefaletten kurtaracağız. Biz batarsak yüz milyonlarca zeki, masum şarklılar, Türkler, İslamlar uzun esaret ve sefalet devirleri geçirmeye mahkum olacaklardır. Allah adildir, maksadımız pek büyüktür, azmimiz meziddir."
(Murat Bardakçı, Hafız Hakkı Paşa'nın Sarıkamış Günlüğü.s. 91)
📝28 Aralık 1914:
"Tam yayla üstünde keskin bir rüzgar ve arkasından şiddetli bir tipi başladı. Bu andan itibaren göz gözü görmez oldu. Kimsenin kimseye yardım etmesi ve hatta söz söylemesi, sesini duyurması olanağı kalmadı… Hala gözümün önündedir. Yol kenarında karların içine çömelmiş bir er bir yığın karı kollarıyla kucaklamış, titreyerek, çığlık atarak dişleriyle kemiriyor, tırnaklarıyla kazıyordu. Kaldırıp yola götürmek istedim. Er önceki hareketini, çığlığını, dişleriyle, tırnaklarıyla çabalamasını hiç bozmadı ve beni hiç görmedi. Zavallı cinnet geçiriyordu."
(Şerif Köprülü, Sarıkamış, s. 238).